Vali Bey kimi kartopuna tutacak?

Bizi takip edenler iki konudaki hassasiyetimizi de bilirler. Birincisi bir siyasi partiye mensup milletvekili, Belediye Başkanı, il başkanı ve teşkilat mensubu birisinin partisini zora sokacak türden açıklama ve eylemde bulunması, diğeri de siyasetçileri ve ilin tepe yöneticilerini sözde teknik ve bilimsel konuşarak laf kalabalığıyla yanlış yönlendiren ve kendisini başarılı gösterme gayretinde olan, geleceği değil yarını bile göremeyecek derecede ufuksuz ve vizyonsuz bürokratlar…

Vali Bey kimi kartopuna tutacak?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Oldukça sert tepkiler verdiğimiz birinci olayın son örneği, soykırım destekçisi Burger King'in Rize'deki şube açılışında kurdele kesen İyidere Belediye Başkanı Saffet Mete’nin "Yemek yeseydim İsrail'e destek vermiş olurdum sadece kurdele kestim" konuşması ve bu olaydan  sonra da AK Parti Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer’in olayı savunarak; AK Parti'yi Rize'de kendisinin temsil ettiğini söylemesi ve açılışa katılan bütün arkadaşlarının arkasında olduğunu vurgulamasıydı. 

Hakimiyet olarak sıklıkla üzerinde durduğumuz bir konu ise il yöneticilerinin ve siyasetçilerin geniş ufku ve geleceğe dair önemli tasavvurları, heyecanları ve projeleri olmasına rağmen bürokratların bu vizyonun gerisinde kalması, iş yapmak yerine konumunu daha da yükseltecek siyasi aktörlerle özel boyuta taşınan görüşmeleri ve hediyeleşmeleri,  görevlerine ve şehre harcayacakları heyecanlarını ve enerjilerini sadece kendi kariyerleri yükseltmeye matuf gayretleri.

Kendisine verilmiş görevlerdeki tüm imkânları, yaşam konforunu, makam araçları, makam odaları, görevli gösterilip yurtdışı ve tatil bölgelerine seyahatleriyle nam salmış bazı bürokratların yaptıkları işe bakıyoruz ve şehir adına hayıflanıyoruz. Bunun son örneğini de Vali Numan Hatipoğlu’nu da zora sokan ve bunu itiraf etmek zorunda kalan kar tatili meselesinde gördük.

Valilik bir gün önceden halkımızı yoğun kar yağışı ve şiddetli rüzgâr için uyarıyor. Uyarıda da söz edildiği gibi pazar günü akşam saatlerinden itibaren kar yağışı başlıyor.  Bir ara durur gibi olsa da gece yarısına doğru yerde yaklaşık 10 cm kar oluşuyor bile. Bu esnada Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, saat 20.41’de şu mesajı yayınlıyor:

“Sevgili öğrenciler kar yağışını takip ediyoruz. Süreci değerlendireceğiz.”

Vali Hatipoğlu süreci yakından takip ediyor ve belli ki karın artma ihtimalini düşünerek okulların tatil edilip edilmeyeceğine yönelik bir gayret ve çaba içinde.

Vali Hatipoğlu; ilk açıklamasında “süreci değerlendireceğiz” ifadesinin gereğini yapıyor ve konu ile ilgili bürokratlarla yaptıkları görüşmeler sonunda bürokratları “kar yağışı kesiliyor, yarın sabah sorun olmaz” ısrarları karşısında bu beyanlara güvenerek ikinci bir açıklama yapıyor ve okulların pazartesi günü açık olacağını saat 00.00 itibarıyla şu açıklama ile halkımıza  duyuruyor.

“Sevgili öğrenciler Meteoroloji Bölge Müdürlüğümüz ve ilgililer ile yaptığımız değerlendirmeye göre; 

İlçelerimizde eğitime ara verilmesi Kaymakamlıklarımızca değerlendirilecektir. İl merkezimizde mevcut kar yağışının ulaşımda önemli sorunlar oluşturmayacağı değerlendirilmiştir. Ayrıca belediyemiz tüm ekipleri ile sizler için sabaha kadar çalışacaklar. Sizleri seviyor ve değer veriyoruz. 

İyi dersler diliyorum. Hiç kaygılanmayın sizleri düşünüyor, sizler için çabalıyoruz.”

Vali Hatipoğlu’nun bu açıklamasını yaptığı an bile kar yoğun bir şekilde yağıyordu oysa. Halkın gördüğünü, son teknoloji hava tahmin cihazlarına bakarak bürokratlar göremedi ne yazık ki.

Vali Bey’in açıklamasından tesellisi düşen ve erken kalkacağı için uyuyan öğrenci ve veliler, pazartesi okula gidiş hazırlıkları yaptılar, çoğu servislerin yolunu beklemeye başladı, birçoğu da yaya yollara düştü.

Ancak birçok veli ve öğrencinin görmediği yeni bir mesaj yayınlamıştı saat 7’de Vali Hatipoğlu. 

Vali Hatipoğlu, sosyal medya paylaşımlarına yapılan yorumların da etkisi ile öğrencilere ve velilere karşı biraz mahcup ve biraz da kendisine yanlış bilgi veren bürokratlara naif göndermeler yaparak şu açıklamayı yaptı:

“Sevgili gençler söylediklerinizi takip ediyorum ve de anlıyorum. Farklı bir yerde büyümedim ben de buralara da benzeyen küçük ve oldukça yüksek bir Karadeniz ilçesinde büyüdüm. Dolayısı ile kar ve yağmur hayatımızın olağan akışında var. Otuz yılı aşan meslek süremde kar tatillerinin güneşlenerek değerlendirildiğini de gördüm.

Hassasiyetimiz böyle bir durumun ortaya çıkmaması idi. Tüm görevlilerimiz ile eğitimin aksaksız geçmesini istediğimizden dolayı hassasiyet içinde davranarak karar veriyoruz.

Tabi akşam bilgi verenlerden bazılarını sizler adına kartopuna tutacağım:))

Lütfen gününüzün bir kısmında kitap okuyun.

Sevgilerimle. (Bu arada ilçelerimizde Kaymakamlıklarımızı akşam yetkilendirmiştik.)”

Bu açıklamadan da anlaşılabileceği gibi Vali Numan Hatipoğlu da kendine yanlış ve eksik bilgi veren, yarına dair bir meteorolojik veri ortaya koyamayan, olası hava şartlarını öngöremeyen bürokratlara tepki duyuyor ancak bunu kar topuna tutmak esprisi ile yumuşatıyor. Aslında kartopu esprisiyle kendisine kar yağmayacak diyen bürokratlara “ya bu ne” diyerek ciddi bir de eleştiri ve gönderme yapıyor.

Tüm bunlar dün gece yaşandı. Bu uzun gece, bürokratların ufkunu, vizyonunu ve değil uzağı ve yarınları, yaşadığımız gecenin sabahını dahi öngöremeyecek, olası handikapları ve devletin Valisini düşüreceği konumu dahi hesap edemeyecek bir anlayış ve zihniyetin hala hüküm ferma olduğunu gösterdi.

Vali bey kendi inisiyatifini kullanıp, “ne diyorsunuz kardeşim, kar dursa bile yerde 10 cm kar var, yarın da hava eksi 3-4 gösteriyor. Bu karlar gece buz kesecek ve ana arterler  dışında şehrin tüm sokakları buzlanma yaşayacak. Bu durum da öğrenci servisleri ve yaya ulaşımında tehlike oluşturacak. Bu sebeple yarın okulları tatil edelim” diyebilir miydi? Derdi, diyebilirdi  elbet.  Lakin bürokratlar kendisine öyle bir garanti ve kesin bilgi vermiş ki  onlara sonsuz güvenerek ve güneşli bir kar tatili yaşayıp eleştiri almama adına böylesi bir ikilem değil üçlem yaşandı ve Vali bey savunma yapmak  zorunda kaldı.

Yıllardan beri söylediğimiz ve söylemeye devam edeceğimiz gerçek şu ki bir şehrin önündeki en önemli takoz, işini hakkıyla, heyecanla ve aşkla yapmayan bazı bürokratlardır.  Ama bir bakıyorsunuz iş yapmayı laf ebeliği gören ve ezberlediği üç beş teknik ve basmakalıp cümleler kurarak kendisini en başarılı bürokrat gösteren ve maalesef çoğu yöneticilerin de  buna inandığı  bürokratlar hala çok revaçta.

Bugün vali beyi zor duruma düşüren bu tip bürokratlar siyasileri zaten her gün zor duruma düşürüyorlar. Ancak bu durum başta siyasiler olmak üzere kimsenin çok da umurunda değil. “Bana bir emriniz var mı?” diyen bürokratları başarılı gören siyasilerimiz olduğu sürece bu durum devam edecek. Etsin bakalım… Tabi günün asıl öne çıkan sorusu şu: Vali Bey kimi kartopuna tutacak?