Uzman Psikolog Çağla Yılmaz: Biz çok güçlüyüz, asla boyun eğmeyin!
Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz gibi konuların güncelliğini yitirmediği günümüzde bu sorunla başa çıkabilmenin yönleri araştırılıyor, her platformda konuşmalar açıklamalar yapılıyor ancak, bu sorun kalıcı olarak çözülemiyor. Kadına yönelik şiddette medyanın ve toplumun etkisi nedir? Uzman Psikolog Çağla Yılmaz Hakimiyet'e özel açıkladı. İşte detaylar…
Ülkemizde son yıllarda şiddetle artan kadına ve çocuğa yönelik şiddet, taciz ve tecavüz gibi konular gündemdeki yerini korurken akıllara gelen soruları Uzman Psikolog Çağla Yılmaz yanıtladı.
İşte detaylar…
Ülkemizde son zamanlarda hatta sadece son zamanlarda değil, uzun zamandır bir gündemden düşmeyen bir kanayan yara var; kadına yönelik şiddet. Bu şiddetin kökeninde yatan nedenlerden bahseder misiniz?
Çok fazla nedeni var. Biyolojik nedenler, psikolojik nedenler, psikososyal nedenler, sosyoekonomik nedenler, endokrin bozuklukları, şiddete sebebiyet veren psikiyatrik rahatsızlıklar ve bağımlılık Var. Tabii ki bunu irdelediğiniz zaman en ciddi sebebi psikososyal ve sosyoekonomik nedenler oluşturuyor. Yetiştirilme tarzı, toplumun kadına bakış açısı, erkeklerin egemen bakış açısı, bizim ataerkil toplum dediğimiz yaşam şeklinin devam ediyor olması nedenler, temel şiddet sebeplerini oluşturuyor.
BİZ ÇOĞUNLUKLA FİZİKSEL ŞİDDETTEN HABERDAR OLUYORUZ
Şiddete maruz kalan kadınlar Fiziksel ve psikolojik olarak nasıl etkileniyorlar?
Şiddeti çeşitlerine göre değerlendirmek lazım. Fiziksel şiddet, cinsel şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet gibi birçok türü var aslında. Biz çoğunlukla fiziksel şiddetten haberdar oluyoruz. O yüzden onun üzerinde biraz daha durmakta fayda var. Fiziksel şiddet gören kadınlar tabii ki yaralanmalar yaşıyorlar, ölümcül yaralanmalar da yaşıyorlar.
Fiziksel şiddet yaşayan kadınlar sonrasında suçluluk duygusu, güvensizlik, anksiyete, çaresizlik, öz değer kayıpları gibi çok sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Uzun vadede devam şiddet sonralarında anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikiyatrik bazı rahatsızlıklarla baş etmek zorunda kalıyorlar.
HABER DİLİ ŞİDDETİ ARTTIRIYOR
Şiddet, taciz, tecavüz gibi konularda basın ve haber dilinin toplumdaki karşılığı nedir?
Açıkçası ben medyanın bu anlamdaki çalışmalarını beğenmiyorum. Çünkü sadece yaşanmış olaylar üzerinden yapılan haberler işin magazin kısmı oluşturuyor. Yani biz falanca kişi, falanca kişi tarafından “tacize uğradı, öldürüldü, öldürmeye teşebbüs edildi, ağır yaralandı” gibi işin magazin kısmını ilgilendiren haberler duyuyoruz ve bu haberlerin en temelde aslında şiddet meylini de arttırdığını biliyoruz. Bu anlamda medya bir destek sunacaksa, yapılacak olan haberlerin daha çok bilgilendirme, ıslah etme, kadınların sahip olduğu haklar hakkında bilgi verme, şeklinde haber, sunum veya program yapılabilir.
ŞİDDET İÇERİKLİ HABERLER ŞİDDETİ NORMALLEŞTİRİYOR
Ne yazık ki şiddet içerikli haberler şiddeti normalleştiriyor. Çünkü artık çok olağan şekilde her gün şiddet haberleriyle karşılaşıyoruz. Yani bu sadece falanca gün falanca şehirde olan bir şey olmaktan çıktı. Ve payı arttıkça hem insanda hissettirdiği tahribat azaldı hem de şiddet uygulayanlara “benden bir tane daha varmış” gücünü verdi. Bu anlamda, şiddetin bunların yayılmasından ziyade önlenmesi üzerine çalışmalar yapılması lazım.
BİZ TOPLUM OLARAK KORKUYLA GERİ DURAN BİR MİLLETİZ
Cezai yaptırımların yeterince caydırıcı olduğunu düşünüyor musunuz?
Cezaların caydırıcı olmadığını düşünüyorum. Özellikle aile mahkemesi ve ceza mahkemesinin bu anlamda yeniden yapılandırılması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü biz toplum olarak da aslında korkuyla geri duran bir milletiz. Yani ahlaki değerlerimizden dolayı geri durmayı ne yazık ki unutmuş durumdayız. Bu anlamda caydırıcı, bizi korkutacak bir engel olmadığı sürece o içsel, ilkel dürtülerimize devam ediyoruz, birinci sebep bu. İkinci sebep, bütün mahkemeler yargı üzerinden iştirak sebebiyle Kat-i ve kesin bir sonuçla karşılaşmıyor. Bu anlamda cezaları yetersiz buluyorum.
ŞİDDETE MARUZ KALAN KADIN İLK OLARAK NEREYE BAŞVURMALIDIR?
Şiddete maruz kalan bir kadın ilk olarak nereye başvurmalıdır?
Aciliyete göre hareket etmesi gerekiyor. Eğer şiddete maruz kaldığı an kendisini koruması gerekiyorsa, öncelikle polise, eğer arama yapıp da sesini duyuramıyorsak, KADES uygulamasını telefona yüklemeli, köy alanında jandarmanın ilgilendiği alanda yaşıyorsa jandarmaya haber vermeliler. Acil müdahale için buralarla iletişimde kalması lazım. Ama uzun dönemli şiddette veya ilk aşamayı tamamladıktan sonraki süreçte mağdurların yardım alabileceği birçok kurum ve kuruluş var. Öncelikle eğer darp edildiyse bir darp raporu alarak uzaklaştırma kararı çıkarmaları gerekir. Anayasanın 6284’üncü maddesinden bahsediyorum. Oradaki haklarını öğrenip bu anlamda kendilerine destek almaları lazım. Daha sonra belediyelerin Psikolojik destek, kadın dayanışma birimlerinden faydalanabilirler. Özel veya yine devlete bağlı kurumlardan destek alabilirler. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan çocukları için destek alabilirler. Kendileri için kadın sığınma evlerinden destek alabilirler. Başta yaşamını idame edebilecek güce sahip değilse, maddi yardımlar için başvurabilecekleri kurumlar var. Bunlar detaylıca zaten kendilerine anlatılır, boşanmak istiyorlarsa baroların tahsis edebildiği avukatlar var. Yani bu anlamda yapılmış çalışmalar var.
Ama haberdar değiliz, nereden destek alacağımız noktasında bilgi sahibi de değiliz. Önce bunları öğrenip sonra ihtiyaca binaen başvuru yapmaları gereken yerlere başvuru yapılabilirler.
“BU TAVIRLARLA KADINI YAVAŞ YAVAŞ DEĞERSİZLEŞTİRİYOR, YOK SAYIYOR, ÖZ GÜVENİNİ ELİNDEN ALIYOR YAPTIKLARINI GÖRMEZDEN GELİYOR, EMEĞİNİ YOK SAYIYOR VE KADINI KENDİ DÜNYASINDA YALNIZLAŞTIRIYOR”
Şiddet deyince akla sadece fiziksel şiddet geliyor. Kadın, psikolojik şiddete maruz kaldığını nasıl anlar?
Psikolojik şiddet aslında en çok rastladığımız şiddet türlerinden biri. Dile getirilmeyen, aile içerisinde tolere edilen, çoğunlukla sindirilen, içe atılan türlerden. Mesela kişinin dış görünüşüyle dalga geçmek, yaptığı yemekleri beğenmemek, ona değer vermemek, saygı duymamak, ev içerisinde alınan kararlarda söz hakkı tanımamak, sürekli yargılamak, sürekli eleştirmek, yaptığı yemeğe “eline sağlık” demek yerine “bugün bunu mu yaptın?” şeklindeki geçiştirmeler aslında en temel psikolojik şiddetlerden biri. Bu tavırlarla kadını yavaş yavaş değersizleştiriyor, yok sayıyor, öz güvenini elinden alıyor yaptıklarını görmezden geliyor, emeğini yok sayıyor ve kadını kendi dünyasında yalnızlaştırıyor. Oysa, evlilik böyle bir şey değil. Her insanın teşekkür edilmeye, takdir edilmeye, emeklerinin karşılığının var olduğunu görmeye, sevildiğini bilmeye ihtiyacı var. Şimdi kadın üzerine düşen rolleri yerine getiriyor ama karşılığı yok. Teşekkür yok, takdir yok, sevgi yok, ilgi yok. Onun varlığını kabul eden bir adam yok. En temel psikolojik şiddet bu aslında. Ve ne yazık ki toplumun çok geniş kitlesinde yaşanıyor bu, oldukça yaygın. Dediğim gibi biz çoğunlukla fiziksel şiddetten haberdar oluyoruz veya bazı aile toplantılarında ekonomik şiddetten, böyle yakınmalar duyuyoruz ama psikolojik şiddeti birçok kadın sineye çekiyor, göğüslüyor veya adamlar bunun bir şiddet olduğunu kabul etmiyor. Bunu sürdürüyor, devam ediyor.
“ASLA BOYUN EĞMEYİN”
Son olarak kadınların ne kadar güçlü olduğundan bahseden Uzman Psikolog Çağla Yılmaz, “Korkmayın!” dedi.
Yılmaz, “Biz kadınlar olarak çok güçlü biz hem çalışıp, hem çocuklarımızı büyütüp, hem evimizle ilgilenebilecek kadar güçlüyüz. Biz hem para kazanıp, hem evimize bakıp, hem kendimize bakabilecek kadar güçlüyüz. Şiddete maruz kalan kadınlarda ciddi bir içe çekilme söz konusu oluyor. “Çocuklarım yalnız kalır, çocukların babasız onlara bakamam, büyütemem, yetiştiremem. Geçinemem, öldürülebilirim” gibi birçok korkuyla bu hayata mahkum oluyorlar. Ben onlara korkmayın demek istiyorum. Gerçekten korkmayın. Biz her şeyin üstesinden gelebilecek kadar güçlü ve donanımlıyız. Şiddete boyun eğmeyin kendinizi ezdirmeyin, değerinizi kaybetmeyin. Değerli olduğunuzu hatırlayın. Hatırlayın ve bunun arkasında durun. Devletten yardım isteyin. Bu anlamda birçok imkan sunulmuş durumda. Araştırın, öğrenin. Bilenlere sorun. Ama asla boyun eğmeyin” dedi.