UYANIK OLMALI, DİMDİK AYAKTA DURMALIYIZ
Gülşah ALTAŞ / Anadolu Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Çoban, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin her türlü etnik grubun yer aldığı bir mozaik olduğunu, yıll
Gülşah ALTAŞ / Anadolu Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Çoban, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her türlü etnik grubun yer aldığı bir mozaik olduğunu, yıllarca birlik beraberlik ve kardeşlik içerisinde yaşanıldığını belirterek, “Bundan sonra uyanık olmalıyız, dimdik ayakta durmalıyız. Omuz omuza vererek ülkemizi korumaya devam etmeliyiz” dedi.
Türkiye’nin 15 Temmuz’da önemli bir sınavdan geçtiğini ve büyük bir badire atlattığını kaydeden Ali Çoban, “Vatanımızın her bir karış toprağında yatan şehitlerimiz ve peygamberlerimizin yüzü suyu hürmetine büyük bir tehlike atlattık. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren 79 milyon insanımıza müteşekkirim. Ben bu yaşıma kadar bu manzaranın özlemiyle yaşadım” diye konuştu.
Çoban, her kesimin ötekileştirme düşüncesinden arınarak ülkeyi sevmeye ve korumaya devam etmesi gerektiğini söyledi. Bu topraklarda yaşayan her bir vatandaşın bu ülkenin asli unsurları olduğunu ifade eden Çoban, “Her türlü etnik gruplardan insanımız bir araya gelerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur. Boşnağı, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Alevisi, Sunnisi, Kürdü ve Türkü ile büyük bir mozaikten oluşan bir devletiz. Biz bin asırdır birlikte kardeşçe yaşadık. Laik, demokratik cumhuriyetimiz kurulduğu andan bugüne kadar da özgürce yaşamanın, cumhuriyetle idare edilmenin savunucuları, bekçileri olduk. Fetullah Gülen beyefendiye verilecek bir isim yok. İsimlerin en kötüsü neyse onu kullanıyorum. Bu şahıs ülkemizi karanlıklara gömmek için planlar kurdu, senaryolar yazdı. Tabi onun da dedeleri var. Bize dost görünen Avrupa ülkeleri ve Amerika hep sağ gösterip devamlı sol vurdular. Bu anlamda biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşları olarak bundan sonra uyanık olmalıyız, dimdik ayakta durmalıyız. Omuz omuza vererek ülkemizi korumaya devam etmeliyiz. Artık ötekileştirme düşüncesinden sıyrılmalı, bu tür düşüncelerden kendimiz arındırmalıyız. Hepimiz bu ülkenin asli unsurlarıyız” dedi.
MECLİSİMİZ ÖRNEK TEŞKİL ETTİ
Çoban, Meclis’te yaşanan birlik ve beraberlik görüntüsünün bundan böyle de devam etmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Meclisimiz çok güzel örnek teşkil etti. Geçmişte acımasızca eleştirdiğim Meclis’i şu an itibariyle çok seviyorum. Özlemini çektiğim muhalefet, ana muhalefet ve iktidar bir arada. Yasalar çıkarılırken birbirine danışarak, tartışılarak, fikir alışverişi yapılarak çıkarılmaya, doğrular bu şekilde bulunmaya, ülkenin geleceğine yönelik projelere imza atılmaya başlandı. Bu bir vatandaş olarak benim için onur kaynağı. Muhalefete, ana muhalefete, iktidara ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a minnettarım. Bizler vatandaş olarak artık bu görüntüyü bozmamalıyız. Bir arada kardeşçe yaşamalı, birbirimizi sevmeliyiz. Gelecek nesillere güzel bir Türkiye bırakmalıyız.”
BU GÜZEL ÜLKEYİ YEM ETMEMELİYİZ
Anadolu Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Çoban, teröre karşı ortak mücadele içinde olunması gerektiğine dikkat çekerek, “Bu güzel ülkeyi birilerine yem etmemeliyiz” dedi.
Provokasyonlara karşı dikkatli olunmasını isteyen Çoban sözlerini şöyle sürdürdü: “Tek vücut olup o şekilde hareket edelim. Birbirimizi severek, kardeşçe hareket edip, provokatif hareketlerde bulunanlara izin vermemeliyiz. Unutmayalım ki bir Türk ne kadar bu ülkeyi seviyorsa bir Kürt’te aynı derecede seviyor. Bir Alevi ne kadar ülkesini seviyorsa, bir Sunni de o kadar ülkesini, toprağını seviyor. Bu nedenle artık sen ve benliği ortadan kaldırarak yüce peygamberimizin emrettiği şekilde yaşamalıyız. Onun sünneti özgürlüğün, cumhuriyetin ta kendisidir. Bir müslümanın bir müslümanı sevmesi en büyük ibadet, bir müslümanın bir müslümanı hor görmesi de en büyük günahtır. Elazığ bugüne kadar huzur adası olmuştur, bundan sonra da bunun devam etmesi için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Bu güzel ülkeyi birilerine yem etmemeliyiz. Alevi-Sunni, Türk-Kürt çizgisini tamamen ortadan kaldırmalıyız. Teröre karşı ortak mücadele içinde olmalıyız, ayakta durmalıyız.”