Usta'nın Elazığ Sevdası Hayatını Değiştirdi!

Fethi Yentür, Elazığ'da yaşıyor. Elazığ yöresine, geleneklerine bağlılığını anlatmaya kelimeler yetmez ancak deneyeceğiz.

Usta'nın Elazığ Sevdası Hayatını Değiştirdi!

Hayatı boyunca Elazığ’ın geleneklerini yaşatmaya çalıştığını ifade eden Yentür, Üniversite mezunu olmasına rağmen baba mesleğini icra etmeyi tercih etti ve yaklaşık 20 yıldır patenti Elazığ’a ait olan Sekiz Köşeli Şapka imalatı yapıyor.

“ELAZIĞ GELENEKLERİNE SAHİP ÇIKMAK ZORUNDA OLDUĞUMU DÜŞÜNDÜĞÜM İÇİN BU İŞİ YAPMAYA DEVAM EDİYORUM”

Mesleğe küçük yaşta başladığını belirten Fethi Yentür, “Babadan kalma mesleği icra ediyorum. Üniversite mezunu olmama rağmen Elazığ’a gönül verdiğim için bu işi yapıyorum. Elazığ’ın geleneklerine kendi çapımda sahip çıkıyorum. Günlük 6-8 arası sekiz köşeli şapka yapıyorum. Yaklaşık yirmi yıldır bu işin içindeyim. Fırat Üniversitesi İnşaat Teknikerliği bölümünü okudum ancak Elazığ’a ve Elazığ geleneklerine sahip çıkmak zorunda olduğumu düşündüğüm için bu işi yapmaya deva ediyorum.

Usta'nın Elazığ Sevdası Hayatını Değiştirdi!

Bizim şapkalarımız tamamen el emeği olmakla birlikte Türkiye genelinde kendini kanıtlamış bir şapka. Bizim şapkalarımıza dışarıdan talep bayağı bir fazla. Başka illerde yapan ustaların bir kısmı vefat etti, bir kısmı işi bıraktı. Bu yüzden talepler bizden tarafa yoğunlaştı, Türkiye’nin her tarafına sekiz köşeli şapka gönderiyoruz.” Şeklinde konuştu.

Usta'nın Elazığ Sevdası Hayatını Değiştirdi!

“ZAMAN DEĞİŞTİ VE ESKİ, ESKİDE KALMAYA YÜZ TUTUYOR”

Şapkalara Elazığ’dan değil de genellikle farklı bölgelerden talep olduğundan bahseden Yentür, Elazığ’ın geleneklerine sahip çıkmakta zorlandığından, aslını kaybetmeye yakın olduğundan bahsederken, “Bizim şapkalarımıza genellikle Doğu Karadeniz ve Akdeniz Bölgesinden talep oluyor. Özellikle Antalya civarından büyük bir talep oluyor. Orada yapan ustaların olmaması bütün talepleri bize yönlendiriyorlar. Belediyelerden ve kültür müdürlüklerinden talep oluyor, dışardan gelen misafirlere hediye etmek amacıyla kullanılıyor. Çünkü Elazığ’ın yöresel olarak düşünebileceğimiz Ağın Leblebisi, orcik, bir de şapkası kaldı. Bunlardan başka her şeyi yitirdik. Bunlar dışında el emeği olan yöresel ürünü kalmadı. Şapkada en son nesil benim, ben de bıraktıktan sonra ne olacak bilmiyorum. Büyük bir ihtimalle sekiz köşeli şapka üretimi ülke genelinde bitecek çünkü çırak ve kalfa bulamıyoruz. Kimsenin merakı yok, talep yok. Zaman değişti ve eski eskide kalmaya yüz tutuyor. Geleneklerimizden, yöremizin kendine has özelliklerinden feragat ediyoruz, uzaklaşıyoruz.”

Usta'nın Elazığ Sevdası Hayatını Değiştirdi!

“GELENEKLERİMİZİN SÜRMESİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPARIM”

Fethi Yentür sözlerine şu ifadelerle devam etti:

“Herkes üniversite okuyalım diyor. Üniversitelere şapka bölümü koysalar gider seve seve ders veririm. Sektörde zaten çok az kişiyiz ve usta öğretici belgesine bir tek ben sahibim. Geleneklerimizin sürmesi için ne gerekiyorsa yaparım. Yasemin Açık Hanımefendi’nin kurmuş olduğu Elazığ İş Kadınları Derneği üyelerine uzun süre eğitim verdim. Elazığ’ın kültürü maalesef Kadın Esnafı kaldırmadığı için verdiğim derslerden sadece kendileri ve yakın çevreleri faydalanabiliyor. Ama mesleği bildikleri için istedikleri kadar kullanabilirler.”

Usta'nın Elazığ Sevdası Hayatını Değiştirdi!

“DEVLET ELİYLE BİR KURS AÇILIP BU İŞİ BİRİLERİNE ÖĞRETMEK ZORUNDAYIZ”

“Bizim gönlümüz mesleğin unutulmamasından taraf. Kadir İnanır arayıp benden şapka istediğine göre demek ki ya ben çok iyi bir ustayım, ya da bu işi yapan daha kalmadı. İstanbul’da birkaç tane yaşlı ustamız vardı. Onların da bir kısmı vefat etti bir kısmı işi bıraktı. Şu anda Türkiye’de bütün illere tedarik sağlayan bazı firmalar benden şapka istiyor. Çünkü başka yapan yok. Biz de belli bir kapasitede çalıştığımız için bu denli talebi karşılayamıyoruz. Ayrıca bizim yaptığımız şapkalar el emeği olduğu için kısıtlı sayıda gidiyor. Makine işine dökersek kalite bozuluyor. Bunun için fazladan eleman almak gerekiyor, onu da şu anda çalıştıracak kapasitemiz yok.

Devlet eliyle bir kurs açılıp bu işi birilerine öğretmek zorundayız. Ben seve seve yardımcı olurum, ders veririm. Yeter ki Elazığ’ımızın gelenekleri unutulmasın, körelmesin.”