Ülkemizde ve Bölgemizde En yaygın Görülen Takıntı Hastalığı 'Dini Obsesyonlar'
Nisa Yılmaz/ Fırat Üniversitesi Hastanesi Psikiyatristi Prof. Dr. Murad Atmaca, Obsesif Kompulsif Bozuklukları tipleri hakkında bilgi vererek, ülkemizde en çok 'temizlik' ve 'dinsel' takıntının yaygın görüldüğünü söyledi.
Obsesif Kompulsif Bozukluklar (OKB), insanların günlük yaşamında çeşitli konularda evham, endişe ve takıntılara kapılarak günlük yaşamı zorlaştıran ruhsal bir hastalık. Prof. Dr. Murad Atmaca, Obsesif Kompulsif Bozuklukların çeşitli konularda ortaya çıktığını, yaşamımızı ekilemeye başlamadan çözüme kavuşturulması gerektiğini söylüyor.
Prof. Dr. Murad Atmaca, Obsesif Kompulsif Bozukluğun tanımını şöyle yapıyor: “Obsesyon; takıntılar, kompulsiyon; zorlantılar dediğimiz belirtilerle ortaya çıkan karakterize bir bozukluk. Obsesyon; zihne istenmeden gelen, uygunsuz olarak yaşanan, bireyi rahatsız eden, tekrarlayıcı dürtü, düşünce veya düşlemler… Kompulsiyon dediğimiz zorlantılar ise obsesyonel rahatsız edici düşünceleri ortadan kaldırmak için yapılan davranışlar, zihinsel aktiviteler.”
“Obsesif Kompulsif Bozukluk, Bölgemizde Oldukça Yaygın”
OKB’nin dünya üzerinde yaygın olduğu gibi ülkemizde de yaygın olduğunu söyleyen Prof. Dr. Atmaca; “Obsesif Kompulsif Bozukluk, dünyada yaygın olan bir bozukluk. Ülkemizde, hatta bölgemizde daha da çok yaygın olan bir hastalık. OKB’de dünya ortalaması yüzde 2-3’tür. Muhtemelen bölgemizde bunun daha üstünde bir oran var. Çünkü başvuran hastalara baktığımızda beklenenin üzerinde bir sayı söz konusu. Dolayısıyla dünyada, ülkemizde ve bölgemizde sık görülen bir bozukluktan bahsediyoruz.”
Obsesif bozukluklar;
Dokunma- bulaşma Obsesyonu
Kişi, üzerine mikrobun vücut salgıları ve ya dış ortamda bulunan toz ya da kirliliğin neden olduğunu düşünerek sürekli yıkama yoluyla bunu gidermeye çalışır. Bulaşma obsesyonu da oldukça yaygın bir biçimde görülüyor.
Şüphe Obsesyonu
Kişi, kapı, pencere, kilit gibi nesnelerin açık kalmış olabileceğinden, elektrikli aletlerin fişlerinin prizde takılı kalmış olabileceğinden kuşku duyar ve emin olmak için tekrar tekrar kontrol etme gereksinimi duyar. En yaygın obsesyon bozukluklar arasındadır.
Dinsel-Kutsal Obsesyonlar
Dini inançlarını ülkemiz gibi yoğun yaşayan toplumlarda sıkça görülen obsesif bozuklulardır. Kişi, kendini inançlarına, görüşlerine tam karşıt bir biçimde ve çok yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dini içerikli takıntılı düşüncelere kapılır.
Cinsel obsesyonlar
Hastalar, istemeden kendine ve toplumsal rolüne yakışmayacak bir biçimde cinsel içerikli düşüncelerde bulunur ve bu düşüncenin oluşumunu engelleyemez.
Saldırganlık Obsesyonu
Hasta kendine hakim olmayacağını düşünerek, “acaba çocuğuma ya da aileme bir zarar verir miyim?” gibi düşüncelerle sivri ve kesici aletlerden uzak durmaya çalışır.
Simetri Obsesyonu
Simetri obsesyonu diğer takıntı türlerine göre daha seyrek görülüyor. Şüphe, bulaşma, dinsel, cinsel obsesyonlardan sonra geliyor. Kişide nesnelerin yerine, duruşuna ve yönüne göre takıntılar meydana gelir. Çocuk yaşta ortaya çıkan bu davranışlar, erişkinlikte de görülebilir ve farklı takıntıların da ortaya çıkmasına neden olabilir.
Biriktiricilik-istifçilik
Kişi uygunsuz şeyleri atamıyor ya da uygunsuz şekilde biriktiriyor. Örneğin çok fazla dergiyi bir şey lazım olur diye atamıyor. Aynı şekilde belgeleri, daha ileri formlarda ise çöpleri atamama gibi. Haberlerde görmüş olduğumuz çöp evler de takıntının gelmiş olduğu son nokta oluyor.
Kompulsif bozukluklar ise;
Temizlik- Yıkama
Kişide temizlenip, temizlenmediğine dair tedirginlik oluyor ve tekrar tekrar temizliyor. Sürekli eline bir şey bulaştığını düşünerek elini yıkamak, banyodan çıkamamak. Kişi iyi yıkandığını düşünmeyerek tekrar tekrar yıkanıyor. Böylece günün 8 saatini banyoda geçiriyor. Saatlerce lavabonun önünde kalarak elini yıkayan hastalarımız da var.
Kontrol
Kapıyı, pencereyi kapalı olup olmadığına dair tekrar tekrar kontrol etmek. Şüphe obsesyonunun tekrarlanan davranışlara dönüşmesine neden oluyor. Kişi evden çıktıktan sonra yolda aklına geliyor ve tekrar eve dönüp kapıyı ve pencereyi kontrol ediyor. Sonra da kontrol şu hale geliyor; “gerçekten baktım mı, bakmadım mı? “ kontrolün kendisi de güvensiz hale geliyor. “Kontrol edebildim mi, ya etmemişsem?” kontrol edip etmediğine de güvenemiyor. Bunu temizlikte de görebiliyoruz. “Temiz yıkadım mı, gerçekten temiz oldu mu?” gibi. Hastalık bu şekilde gittikçe ileri bir boyuta ulaşıyor.
“Obsesif Kompulsif Bozukluklar Küçük Yaşta Ortaya Çıkıyor”
“Obsesif kompulsif bozukluk küçük yaşlarda ortaya çıkıyor. Obsesif kompulsif bozukluğun daldan dala atlayıcı bir özelliği vardır. Bir dönem bulaşma ile ortaya çıkar, bir dönem şüphe olarak devam eder. Bu hastalık ortalama 20-21 yaşlarında başlar, ama hastalar tedaviye 6 veya 7 yıl sonra gelirler. Geç kalınan 5-6 yıllık dönemde kompulsüyonlar yaparak durumu idare etmeye çalışırlar. Başta basit bir davranış gibi görünür. Elim kirlendi diyerek gidip yıkama, daha sonra yıkamanın miktarının artması ile hastalığın seyri değişiyor. İlk başlarda davranış hastanın içini rahatlasa da daha sonra yetersiz kalacak ve hasta yeni çözümler aramaya gidecek.”
“Dinsel Obsesif Kompulsiyonlar, Ülkemizde Amerika’dan Daha Fazla Görülüyor”
Prof. Dr. Atmaca, “Ülkemizde dinsel obsesif kompulsiyonlar Amerika’ya göre fazlalık gösterir. Bazen dini konularla hastalık boyutu karıştırılıyor. Kişi, din adına yaptığını zannederken aslında bunu hastalıktan dolayı yaptığını fark edememeye başlıyor. Çevre tarafından da destekleniyor bu durum. Halbuki bu bir hastalık. Örneğin hasta abdest alırken yavaş yavaş yapıyor, emin olmayınca tekrar tekrar almaya başlıyor. Ya da namazda duayı çok uzatıyor. Böyle yaparak dini ibadetini çok iyi gerçekleştirdiğini söylüyor. Ve ya duasını bitirip amin diyecek ama, “içimden gelerek amin demedim” diyor, bu defa 3 kez amin diyor. Sonra bu 3’ün katları şeklinde devam ediyor. Bu hastaların bir kısmı namazı bırakıyor bu nedenden dolayı.”
Obsesif Kompulsif Bozukluğun Ortaya Çıkma Nedenleri
Prof. Dr. Atmaca, kültürel faktörlerin, genetik etkenlerin, temizlikle ilgili çok destekleyici yaklaşımların, abartılı temizliğe değer verilmesinin, çevresel faktörlerin, katı kurallarla yetiştirilmesinin, biyokimyasal dediğimiz beyin kimyasındaki bazı maddelerde ve hormonlardaki düzensizliklerin de Obsesif Kompulsif Bozuklukların ortaya çıkmasında etkili olduğunu söylüyor.
Obsesif Kompulsif Bozukluklarda Tedavi Yöntemleri
Prof. Dr. Atmaca, “Tüm dünyada iki şekilde tedavi yöntemi kullanılıyor; İlaç tedavileri ve psikoterapiler. İlaç tedavileri etkin tedaviler. Ama tek başına yeterli olmuyor genellikle psikoterapi ile desteklemek gerekiyor. Hastanın yanlış inançlarını ve davranışlarını doğrularıyla değiştirmeye gidilir. Bu amaçla bizim dünyada da en sık kullandığımız bilişsel-davranışçı terapi yaklaşımlar. İlaç kullanmamızdaki neden de tedaviyi hızlandırmak.”
“Obsesif Kompulsif Bozukluğu, Kişi Kendisi Fark edebilir”
Obsesif kompulsif bozukluğu kişinin kendisinin de fark edebileceğini söyleyen Prof. Dr. Atmaca “Kişi genelde bunu fark eder. Kendisi fark etmese bile etrafındakiler fark eder. ‘Benim takıntılarım var, rahatsızım’ diye başvuran hastalarda zaten genelde klinik olarak tablo oturmuş oluyor. Ya da kişi etrafındakiler tarafından uyarılarak bize geliyorsa tedavi edilmesi gereken bir aşama olmuş oluyor. Kişinin takıntıları günde bir saatten daha fazla zaman alıyorsa hastalık tedavi edilmeyi gerektirecek düzeye ulaşmıştır. Bazı hastalar günde 9-10 saatini bu takıntılara ayırıyor.”