UĞURLU BİNA

1969 yılının ilkbaharıydı, Akpınar Mahallesi'ndeki kerpiç evden Uğurlu Bina'ya taşınmamız…

Kız kardeşimin dünyaya gelişinin zorunluluğundan mı

UĞURLU BİNA
TAKİP ET Google News ile Takip Et

1969 yılının ilkbaharıydı, Akpınar Mahdigeresi’ndeki kerpiç evden Uğurlu Bina’ya taşınmamız…

Kız kardeşimin dünyaya gelişinin zorunluluğundan mıdır yahut birkaç ay önce vefat eden köpeğimizin rahmetli babamda bıraktığı derin hüznün etkisinden midir, bilmiyorum…

Tahminimce, rahmetli babam eve dönüş saatlerini bilip kendisini artık karşılayamayacak köpeğinin yaşatacağı travmayı idrak edip yol güzergahını değiştirmek istemesindendir ya da cesedini gömdüğü arka bahçeye her çıktığında, onu hatırlamanın bıraktığı derin sızıdan kurtulmak adınadır bu taşınış… Belki de her ikisinin de etkisi olmuştur… Kim bilir?

                                                                   *****

Akpınar Mahdigeresi’nde oturduğumuz kerpiç evin müstakilliği ve arka bahçesinin oluşu bir sevimlilik göstergesiydi. Ancak tuvaletinin bahçede olması ve derme çatma bir bölmede gaz ocağında kaynatılan su ile banyo ihtiyacının karşılanması özellikle kış aylarında oldukça sıkıntılı bir durumdu… Bu yüzden “Uğurlu Bina” odun sobalı banyo kazanı bulunan banyosu ve içerideki tuvaletiyle modernizmi temsilden öte rahatlığın ve mutluluğun tanımıydı benim için…

                                                                  *****

Uğurlu Bina, kanımca Nailbey Mahdigeresi’nin ilk apartmanıydı… Çift kanatlı oymalı demirden yapılmış dış kapısının üzerindeki taş levhaya, adı ve yapım tarihi kazılıydı… UĞURLU BİNA-1965

Tuncay Sokak ile Bayır Sokağın kesiştiği köşedeydi. Kesme beyaz taşlarla özenle örülmüş dış duvarları oldukça zarif duruyordu… dış cepheyle uyumlu pastel renkli pencere pervazları, lale desenli demir korkuluklu geniş balkonları mimari açıdan bir bütünlük oluşturuyordu. Merdiven aydınlatmalarının dış vitray camlarla döşenmesi, binayı inşa eden insanların ruh hdigererinin dışa vurmuş yansımasıydı…

Uğurlu Bina’nın sahibi, Değirmenci Hüseyin Dede’nin bina inşaatında bilfiil çalıştığı söyleniyordu. İkamet ettiği iki katlı bahçeli konağı, doğu yönünde Uğurlu Bina’ya batı yönünde ise bahçeyle ara bağlantılı Un Değirmeni’ne komşuydu… İlerlemiş yaşına rağmen o değirmende çalışmaya devam ediyordu... Uzun boylu ak sakdigerı Hüseyin Dede, “İncinsen de incitme” geleneğinin canlı bir timsaliydi. Mecbur kalmadıkça kirayı artırmadığı, hatta maddi sıkıntıda olan kiracılarından bir müddet kira almadığı ifade ediliyordu… Yılın belirli dönemlerinde, temsili ölçüde de olsa un dağıttığı da…

Uğurlu Bina, karşılıklı iki daire üzerine beş kattan kuruluydu... Sadece beşinci katta tek daire mevcuttu. Bu dairede ailesi ile birlikte Hüseyin Dede’nin oğlu oturuyordu…

Bir de geniş teras vardı beşinci katta… Bu teras, genelde apartman sakinlerinin salça hazırlayıp kuruttukları, korkuluklarına da biber ve patlıcan asıp, kofik elde ettikleri bir yerdi. Bazen kına ve nişan etkinliklerin düzenlendiği, bazen de geceleri Köşk Sineması’nda oynatılan filmlerin uzaktan da olsa izlenebildiği bir eğlence mekân konumundaydı.

Apartmanın giriş katındaki duvarda apartman kurdigerarının yazılı olduğu bir pano asılıydı… Beyaz zemin üzerine kırmızı renkle yazılmış, merdivenlerden çıkıp, indikçe okuyup dilime doladığım, “Sayın Apartman Sakinleri, Allah’ınızı severseniz…” diye başlayıp devam eden bir manzume…

                                                                    *****

Yıllar boyu Ali Amcalar, Azize Teyzeler, Gönül Hanımlar, Kör Meryemler, Öğretmen Kenan’lar, İpek Ablalar, Yaşar Efendiler bir arada yaşadılar bu binada… Bir komşudan öte geniş bir ailenin fertleriymiş gibi… Pek çoğu yeni bir ev aldı ayrıldı Uğurlu Bina’dan… Bu hayırlı durum, binanın uğruna sayıldı… “Adı gibi Uğurlu bir binaymış…” dedirtti kimilerine…

Erkek kardeşim Uğurlu Bina’da hayata “Merhaba” dedi… Bizim uğurumuz da o oldu…

Erkek kardeşimin dünyaya gelişinin zorunluluğundan mıdır yahut “Tebdil-i mekânda ferahlık vardır.” sözünün rahmetli babamda bıraktığı sevinç kıpırtılarının etkisinden midir, bilmiyorum…

Uğurlu Bina’dan ayrılışımız… 1977 yılının sonbaharıydı…