Tuz da Kurursa…

Adaleti, hakkaniyeti ve ilkeleri savunması gereken kurum, kuruluş ve şahısların bu değerlerden uzaklaşmasını anlatmak amacıyla Türkçemizde kullanılan 'tuz da kokarsa' diye güzel bir deyim var.

Tuz da Kurursa…
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Aslında her türlü yiyeceğin kokmaması ve korunması amacıyla kullanılan tuzun kokması demek, tüm değerlerin iflas ettiği anlamına da geliyor.

Ancak son yıllarda damağımızın tadı tuzu olan tuz üretiminde de ciddi bir düşüş yaşanıyor. Tabiri caizse kuraklık sebebiyle toprakla birlikte tuz da kuruyor.

Türkiye genelinde yaşanan kuraklık, tarım ve hayvancılığın yanı sıra kaynak tuzu sektörünü de olumsuz etkiledi. Tunceli’de üretilen ve Türkiye’nin en kaliteli ürünü olarak bilinen tuzda üretim, kuraklık nedeniyle yüzde 50 oranında düştü.

Tunceli’nin Pülümür ilçesinde doğal yeraltı kaynak tuzu üretimi yapan 3 tuzla bulunuyor. Türkiye’nin en kaliteli doğal yeraltı kaynak tuzlarının üretildiği tuzlalardaki üretim, kaynak sularının çekilmesi nedeniyle önceki yıllara oranla yüzde 50 düşmüş.

Bu tuzlalardan biri de 2 bin rakımda bulunan Göneli tuzlası. Avrupa Birliği ülkeleri ile Amerika ve İngiltere’den tuz talebinin olduğu ve 2004 yılından bu yana faaliyette olan tuzlada mevsimine göre yıllık 250 ile 300 ton civarında üretilen kaynak tuzu, bu yıl yaşanan kuraklık nedeni ile yarı yarıya düşmüş.

Görünen o ki Tunceli ilimiz de yaşanan kuraklıktan dolayı ağır bir darbe almış…

Hakimiyet Gazetesi olarak hep gündeme getirdiğimiz ve sulama projelerine acilen yoğunlaşılması gerekiyor uyarılarımızın ne kadar doğru olduğunu daha iyi anlıyoruz…

Sulama sorununun sadece ilimiz için değil, tüm şehirlerin sorunu olduğunu biliyoruz. Öyle ki acil olmayan projelere aktarılan milyonlarca liraların sulama projelerine harcanması gerektiğini her defasında  dile getirmiştik…

Yaşanan kuraklığın ülkemize ne kadar zarar verdiğini gün geçtikçe anlıyoruz. Tunceli gibi su konusunda sorun yaşamayan bir şehrimiz bile şuan kuraklık nedeniyle zor günler yaşıyorsa durumun ne kadar vahim olduğunu söylemeye bile gerek yok.

İlgili kurumların artık söylem ile değil icraat göstermesi gerekiyor. Yoksa kuruma sırası adım adım insanlara gelecek ve “keşke”lerle dolu bir yığın cümle kurmak zorunda kalacağız. 

Tehlike göstere göstere geliyor ama bizim göstereceğimiz hiçbir icraatımız yok maalesef. Tek duyduğumuz şey;  Hatunköy barajı örneğinde olduğu gibi tekrar tekrar ısıtıp medyaya servis edip bizi oyalayan  DSİ Genel Müdürlüğü Basın Merkezinin temcit pilavına dönen bazı haberleri.