TÜRKİYE'DEN KORKUYORLAR
Tamer ÖREN - Elazığ Orman Bölge Müdürü Ziya POLAT, Filistin halkının Türklere karşı büyük bir sevgi gösterdiğini belirterek 'Bizi sokaklarda görenler ERDOĞAN (1) – Araplar (0) diyorlardı. El Halil kentinde her 100 arabanın 70'inin radyo anteninde Türk bayrağı gördük' dedi.
ABD Başkanı Donald TRUMP’ın yasa dışı bir şekilde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasından sonra Mescid-i Aksa’da kılınan ilk Cuma namazında orada bulunan Elazığ Orman Bölge Müdürü Ziya Polat, Hakimiyet Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu.
AÇIKLAMALARI İLK KEZ HAKİMİYET’E YAPTI
ABD Başkanı Donald TRUMP’ın yasa dışı bir şekilde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasından sonra Mescid-i Aksa’da kılınan ilk Cuma namazında orada bulunan Elazığ Orman Bölge Müdürü Ziya POLAT, Kudüs’teki izlenimlerini gazetemiz Hakimiyet’e anlattı.
POLAT, “Biz bu geziye karar verdiğimizde bu olaylar henüz bu kadar ilerlememişti. 9 Aralık 1947’de Osmanlı Devleti oradan çıkmış ve o bölge İngilizlere teslim edilmişti. 100 yıl sonra oraya gidelim diye arkadaşlarla bir karar verdik. Bu arada ABD Başkanı Donald Trump’ın olayı gelişti. Yıllarca Kudüs ile ilgili düzenlenen gecelere, gösterilere katılmış biri olarak ilk kez gidecek olmamız bizde bir heyecan oluşturmuştu” diye konuştu.
KUDÜS’E GİDERKEN KAYGILARIMIZ VARDI
İşgalci Siyonist terörist İsrail’in orada nasıl bir yönetim sergilediklerini duydukları için kaygılı bir şekilde gittiklerini ifade eden POLAT “Havalimanına indiğimizde her şey normaldi. Çok rahat bir şekilde gittik. Tabi uçaktan iner inmez herkes bir anda Mescid-i Aksa’ya ulaşmak istiyordu. Mescid-i Aksa 144 dönüm arazi üzerine kurulu bir alan. Bu alanda işte Kubbetüs Sahra, Mescid-i Aksa gibi çok farklı yerler var. Orası bir kampüs gibi. Tabi Mescid-i Aksa, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı surların içerisinde kalıyor. Yerleşim alanları da var buranın içerisinde. Daha önce yapılan surlar zaten biliyorsunuz Selahattin Eyyubi zamanında yıkılmış. Yani ben Kudüs’ü surların içerisinde fetih ettim buyurun gelin surlar yokken siz fethedin diyor meydan okuma amacıyla. Sonra surlar Kanuni Sultan Süleyman tarafından yeniden inşa ediliyor. İçeri girişlerde belirli kapılar var. Biz o kapılardan girip çıkıyorduk. ‘’dedi.
KUDÜS’E GİDİNCE DÜNYAYLA BÜTÜN BAĞLARINIZ KOPUYOR
Polat,sözlerine şöyle devam etti:’’Tabi dışarda İsrail askerleri ve içerde de Müslümanlar gönüllü nöbet tutuyor. Biz Perşembe günü gitmiştik. Cuma günü sabah namazını Mescid-i Aksa’da kıldık. Cuma namazında da yine oradaydık. Tabi bizim gibi Türkiye’den gelen çok sayıda insan vardı. Yaklaşık 600 kişilik bir kafileydi. Oraya gelen insanlar peygamber efendimizin burada tüm peygamberlere namaz kıldırdığını, buralarda gezdiğini düşününce ayrı bir şevkle ibadetlerini yapıyor. Hakikaten de insanda farklı bir hava oluşuyor. Kudüs’e gidince dünyayla bütün bağlarınız kopuyor. Tabi Cuma namazı için gittiğimiz Mescid-i Aksa ve çevresinde insanlarımız Trump’ın deli saçması, hukuki değeri olmayan açıklamalarıyla ilgili konuşuyorlardı. Tepkilerini dile getirdiler. Biz de namaz sonrası katıldık protesto gösterilerine. Bazı haber kanalları Türkler Mescid-i Aksa’da eylem yaptı diye haber geçtiler. Hakikaten orada olmak, o öfkeyi yaşamak, o insanların yaşadığı zulmü yaşamak Osmanlı torunuyum diyen herkesin yapması gereken bir şey bana göre. Hele ki Cuma namazında orada olmak apayrı bir duygu. ‘’diye ifade etti.
KORKUSUZ FİLİSTİNLİLERİN TEK DERDİ MESCİD-İ AKSA
Ziya Polat,’’Orada yaşayan ve onurlu bir direniş sergileyen Filistinlilere gıpta ile bakmamak mümkün değil. İnsanlar korku duvarını aşmış, tek dertleri Mescid-i Aksa. Canından çocuğundan malından vazgeçmiş buraya dört elle sarılmış. Bize hep şu söylenirdi. Filistinliler yerlerini şöyle sattı böyle bıraktı diye. Bence bu düşünce çok yanlış. Orada şerefiyle namusuyla direnenlere haksızlık olur. Bence gidip görmek lazım. Surlar var, surların içerisinde evler var. Sokaklar caddeler çok küçük. O daracık yerde insanlar yaşamaya çalışıyor. Yönetim Yahudi’lerin elinde olduğu için vatandaşlar hizmet alamıyor. Bizim burada olsa belki 5-10 bin dolar vermeyiz. Ama Yahudi’ler o yıkık dökük evlere 1-2 milyon dolar para veriyor. Ekmeğe muhtaç olan, çocukları cezaevinde olan, kendisi hasta eşi yürüyemeyecek durumda olan adam, direniyor, malını satmıyor. Bakın bunu tasavvur edin. Yahudi’ler sadece ağlama duvarına gelebiliyor. İnsanlar onları içeri almıyor, düşünebiliyor musunuz ne derin bir zihniyet.’’
MESCİD-İ AKSA BENİM KUTSALIMDIR DİYEN HERKES KUDÜS’E GİTMELİ
Ziya Polat,’’ Ancak Türkiye ve birkaç İslam ülkesi dışında bu zulme tepki veren yok maalesef. Bizim ülkemizde bile Filistinliler için “Onlar hak ediyor” gibi uygun olmayan ifadeler kullanılıyor. Bence “Ben Müslümanım. Mescid-i Aksa benim kutsalımdır. Ben Osmanlı’nın torunuyum. Abdülhamid benim dedemdir. Selahattin Eyyubi benim dedemdir. Hz. Ömer benim halifemdir, Hz. Muhammed benim peygamberimdir” diyen herkesin gidip oraları görmesi lazım.’’
TÜRK BAYRAĞI GÖRDÜKLERİNDE İMTİNALI DAVRANIYORLAR
İsrail’i Müslümanlar olarak gözümüzde çok büyüttüğümüze dikkat çeken POLAT, “ İsrail bizi sürekli izliyor, her şeyimizden haberimiz var diye biliyoruz. Biz sonradan öğrendik bunu içimizde Mavi Marmara davasının avukatları da vardı. Biz orada İsrail aleyhinde bir sürü tweet attık, mesajlar paylaştık. Dönerken sıkıntı yaşarız dedik ama; hiç öyle de olmadı. Ben ve birkaç kişiyi bir bölüme alarak soru sorup ayrıntılı aradılar. Başka da bir şey yok. Bir de şuna şahit olduk: Türk bayrağını gördükleri anda daha imtinalı davranıyorlar. Tur kartlarımızda gördükleri Türk bayrakları nedeniyle Hristiyanlar ve Müslümanlar ilgi gösteriyor, seviniyorlardı. Onlarda kendilerine çeki düzen veriyordu. ‘’dedi.
FİLİSTİN SOKAKLARINDA DOMBRA ÇALIYOR
Yapmış oldukları gezi sırasında Filistin sokaklarında dombra dinleyen gençler gördüklerini dile getiren POLAT ,“Burc-u Laklak derneğinden ayrılırken kulağıma dombra müziği sesi geldi. Cep telefonlarından gelen bir ses sandım ilk önce sonra Filistinli bir çocuğun daracık bir sokakta arabanın içinde dombra dinlediğini gördüm. Sokaklarda bunu gördük bize İngilizce Erdoğan One ( 1 )- Araplar Zero ( 0 ) diyorlardı ve herkes “16 milyon Yahudiye karşı 2 milyar Müslüman neden bu hale düştük” diye soruyorlardı” dedi.
ER RAHMAN CAMİİNDE 4 PEYGAMBERİMİZİN KABRİ VAR
El Halil kentinde bulunan Er Rahman Camisinde dört peygamberimizin kabri olduğunu söyleyen POLAT, “ Bu bilgiyi Kudüs’e özel ilgisi olup da araştırmayanlar dışında kimse bilmez. Camide Hz. İbrahim ve hanımı, Hz. Yakup ve hanımı, Hz. İshak ve hanımı ve Hz Yusuf (AS) ‘in kabirleri var. Maalesef 1994 yılında bir çocuk doktoru oradaki cami cemaatinin üzerine ateş açıyor. Onlarca kişi hayatını kaybediyor. Bunun üzerine çıkan olay sonrasında cami 9 ay süreyle İsrail tarafından kapatılıyor. Cami yeniden açıldığında yarısının sinagoga çevrilmiş olarak görülüyor. Hz. Yusuf, Hz. İbrahim ve hanımının mezarları ile minarenin bulunduğu yer sinagoga çevriliyor. Müezzin ezan okumak için sinagogun kapısını çalıyor. Açarlarsa ezanını okuyor açmazlarsa caminin içinde okumak zorunda kalıyor. Müslümanlar, Yahudiler müzikli eğlence yaptıkları için yılda 15 gün ibadet yapamıyorlar.’’diye konuştu.
DÜNYA MÜSLÜMANLARI FİLİSTİNLİLERE DESTEK OLMALI
Müslümanların Filistinlilere destek olması gerektiğini belirten Elazığ Orman Bölge Müdürü Ziya POLAT “ Özellikle Mescid-i Aksa’da surların içerisinde yaşayan ve yokluklarla mücadele eden Filistinlilere maddi açıdan destek olmak lazım. Orada yaşayan insanların hayatlarını idame etmeleri için. O insanlar için paralar toplanıp turist olarak onlar ziyaret edildiğinde onlara destek verilmeli.’’
FİLİSTİN’DE UYUŞTURUCU SERBEST VE BEDAVA
Filistin’de aşırı güvenlik önlemleri nedeniyle kuş uçurtmayan İsrail’in uyuşturucuyu serbest bırakmasının son derece manidar olduğunu vurgulayan POLAT, “ Filistinli çocuklar uyuşturucuya alışsın diye uyuşturucuya göz yumuyor. Bedava uyuşturucu dağıtıyorlar. Filistinliler diyor ki “Çok şükür böyle bir hastalığa bizim gençlerimiz kapılmadı”
HAYATLARINDAN ŞİKÂYETÇİ DEĞİLLER
İsrail’in baskısına karşı Filistinlilerin kendilerine bir yaşam biçimi geliştirdiklerini söyleyen POLAT “ Hallerinden şikâyetçi değiller. Bunun bir dava olduğunu ve bu savaşın ömür boyu devam edeceği şeklinde kendilerini şartlamış ve alıştırmışlar. Buna göre de hayatlarını devam ettiriyorlar. Bizimde onlara elimizden ne geliyorsa destek vermemiz gerekiyor. Hem insani, hem İslami hem de mirasi yönden” diye aktardı.