Türk yargısı mı, Özışık mahkemesi mi?
Ülkede kimsenin kanı ısınmamış ve samimiyetlerine güvenilmediği iddia edilmişti gazeteci görünümlü Özışık kardeşlere. Bu isimlerin en doğru tespit ve düşünceleri bile mesaj verdiği ve şapka çıkardığı kesimlere de sıcak gelmiyordu.
Derinliği olmayan ve Necip Fazıl’ın deyimiyle onbaşı kültürü ve kasaba gazeteciliği üslubuyla muhalefete sallayıp iktidar kanadından destek bekleyen ve bunun iyi de sonucunu alan Özışık kardeşlerden birisi olan Süleyman Özışık, kendisine nasıl bir anlam katmış, kendini nasıl yargının ve devletin üstünde görmüş bilinmez ama epey uçmuş.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Sedat Peker arasında aracılık yaptığı iddia edilen gazeteci Süleyman Özışık’ın sarf ettiği, “Süleyman Soylu’ya masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm; görevlerine iade edildiler” ifadesi, şahsın kendini konumlandırdığı yer anlamıyla önemli.
15 Temmuz sonrası OHAL’de çıkarılan KHK ile 134 bin kişi kamu görevinden ihraç edilmişti. İhraç edilen bu kişilerden 125 bin 678 KHK’lı göreve dönmek için OHAL komisyonuna başvurdu. Ocak ayı itibariyle başvuru yapanlardan sadece 14 bin 72’sinin “kamudaki görevlerine dönmeleri” uygun bulundu. Özışık’ın sözünü ettiği, “görevlerine dönen binlerce kişi” düşünüldüğünde OHAL Komisyonu’nun verdiği kararlar da tartışmaya açıldı.
Şimdi Süleyman Özışık’ın “Masum olduklarına inandığım KHK’dan atılan isimleri Soylu’ya verdim göreve başlattı.” cümlesi.
AKP’nin kurucularından olan ve daha sonra görev yaptığı üniversiteden KHK ile ihraç edilen Fatma Bostan Ünsal, Özışık’ın açıklamalarına tepki göstererek, “Türkiye mahkemelerine güvenilmiyor.Mahkemenin beraat verdiği kişiler göreve iade edilmiyor. Hiç bir resmi konumu olmayan Süleyman Özışık’a nedense güven tam. Binlerce insan görevine iade ediliyor.Bu siyasi sisteme ne deniyordu?” dedi.