TÜKETEN ELAZIĞ!
SANAYİ YOLUNDA İLERLEME GAYRETİ GÖSTEREN ELAZIĞ'DA HER GÜN TÜKETİME DAYALI YENİ BİR TESİSİN AÇILMASI KAYGI VERİCİ BOYUTLARA ULAŞTI
Şehirlerin kalkınması ve ilerlemesinde en önemli etken sanayileşme ile birlikte her alanda yapılan üretim geliyor. Hizmet sektörü de her ne kadar istihdama katkı sağlıyorsa da tüketime dayalı yeni iş yerlerinin çok miktarda açılışı kaygı verici boyuta ulaştı.
İKİNCİ SIRADAYIZ AMA
Zengin mutfağı ile Elazığ ülkemizde ilk ikiye ye girse de bunu markalaştırıp ticari bir alan olarak değerlendirilmediği yakından biliniyor.
Geçtiğimiz yıllarda Ankara Ticaret Odası ve Ankara Patent Bürosu'nun Türkiye'nin lezzet haritası çalışmasına göre Türkiye'de çeşit bakımından Gaziantep'ten sonra en zengin mutfağa sahip il, Elazığ olmuştu.
Bu çalışmaya göre toplam 154 çeşit yemek, tatlı ve içecekten oluşan Elazığ mutfağı, gerçek bir hazine. Ancak kıymeti bilinmeyen, yaşatılamayan, belki de gelecek nesillerin hiç bilmeyeceği bir hazine.
Ancak tüm bu zenginliklere rağmen yöresel yemek yenecek kadar tanınmış ve marka olmayı geçtik örnek olmayı başaran bir müessesemiz bile yok.
SÜREKLİ AÇILAN YENİ MEKÂNLAR
Elazığ mutfağını yaşatma ve geleneksel lezzetleri insanımıza özellikle de ilimize gelen misafirlerimize sunma yönünde tutuk ve ağır olan ilimiz müteşebbislerinin, çok aktif ve heyecanlı olarak sarıldıkları yeni sektör ise yeme-içme ve eğlence sektörü.
Gün geçmiyor ki yeni bir restoran, lokanta, kafe, çay ocağı, pastane, paçacı ve tatlıcı açılmamış olsun.
BÜYÜK MASRAFLAR VE KİRALAR
Açılışlarına siyasiler ve il yöneticilerinin zevkle katıldığı bu müesseslere gerek dış gerekse iç dizayn için önemli paralar harcanıyor. İç mimarlar günlerce hazırlık yaparak alternatifleri işletme sahibine sunuyorlar ve ardından bir ay süren hummalı bir çalışma başlıyor. En lüks ve pahalı malzemeler kullanılarak oluşturulan ve yüksek kira bedelleri ödenen mekânlar daha sonra müşteri beklemeye başlıyorlar.
ÇOK AZI KAR EDİYOR
Çok yüksek kiralar ve dekorasyon bedeli ödenen ve bünyesinde en az 20 personel çalıştıran bu müesseseler zamanla az müşteriden ve zarar ettiklerinden dolayı ya devrediliyor ya da kapanıyorlar.
Kırmızı etin zaten çok pahalı olması ve 4 kişilik bir ailenin yaklaşık 300 TL ödeyerek çıktığı bu mekânlara vatandaşlarda sıklıkla gidemediği için yaşanan bu sarmal ne yazık ki dur durak bilmeden devam ediyor.
Hayat pahalılığı ve insanların zaruri ihtiyaçlarını karşılamada bile zorlandığı ve sürekli borçlanarak yaşamaya çalıştığı bir dönemde bırakın ailece ve grupça restorana gitmek, iki kişiyle bile yemeğe gitmeye çekiniyor. Cep yakan fiyatlar insanları eve ve evde kendilerinin yapacakları özel tatlara yöneltmiş durumda.
Bu mekânların açılması ve kapanması ile milyonlarca zarar ediliyor ve iş buldum umuduyla sevinen insanlarımız kısa süre sonra işsiz kalabiliyorlar.
BİR BİRİNİN AYNI
Açılan yeni mekânların her birinin aynı menüsü ve lezzeti var. Hiçbir müessese bir yönü ya da bir ürünü ile öne çıkmayı başaramıyor. Kendileri çok farklıyız dese de hepsinin ortak yönleri aynı yemekleri ve ızgaraları aynı lezzeti yüksek fiyatta vermeleri.
MASTERCHEF VE YEMEK PROGRAMLARI FAKTÖRÜ
İnsanlarımızı lüks mekânlarda fahiş fiyatlar ödeyerek yemek yemeden alıkoyan en önemli bir faktör de televizyonlarda yayınlanan MasterChef ve benzeri yemek programları oldu. Kadın erkek hemen herkesi mutfağı sevmeye ve kendi elleriyle bir şeyler yapmaya sevk eden ve bunu başaran yemek programları, kendi mutfağında kendi elleriyle aldığı ve güvendiği malzemelerle lezzet yakalamaya çalışanlar için önemli bir heyecan yaratmış durumda.
İnsanlar bu yöntemle en özel ve güvenilir malzemelerle en güzel lezzetleri hem kendilerine hem de ailesi ve sevdiklerine tattırmayı başardılar.
Yeni trendin evde ziyafet olduğu bir süreçte, bin bir umutla açılan restoranlarımız türlü kampanyalarla müşteri çekmeye çalışıyorlar.
VAN’DAN SONRA KARADENİZ
Ülkemizin değişik yörelerinde az bir farklılık gösterse de hemen hemen birçok malzemeleri aynı olan kahvaltı sektörü de bu açmazın içine düşmüş gözüküyor. Zeytin, değişik peynirler, haşlanmış yumurta, kavurmada yumurta, değişik börekler, bal ve reçel gibi klasik kahvaltılık malzemelerine ilave edilen bir iki ürünle köy kahvaltısı, Van kahvaltısı ya da Karadeniz kahvaltısı adı altında açılan müessesedeki fiyatlar ve zengin çeşitlilikten dolayı tüketilmeyip ziyan olan ürünler ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.