TRUMP'IN GELİŞİ VE TÜRKİYE'YE YANSIMALARI...
ABD halkı geçtiğimiz günlerde 45
ABD halkı geçtiğimiz günlerde 45. Başkanını belirlemek üzere sandık başına gitti. Teknoloji dünyayı öyle bir hale getirdi ki dünya küçük bir köy halini aldı. Bu değişim ile ABD seçimi, sanki o ülkenin seçimi değilde tüm dünya ülkelerinin seçimiymiş noktasına geldi.
Hele söz konusu dünyanın her yerine müdahale eden ABD ise, tüm medeniyetlerin dikkati bu seçime yoğunlaştı.
Sandıktan beklenin aksine sürpriz çıktı. Kimsenin başkan olacağına ihtimal vermediği Trump kazandı. Kimse ihtimal vermiyordu çünkü; Hillary Clinton ABD statükosunun adayıydı. ABD derin devleti, ülkeyi elinde tutan savaş lobisi, Yahudi lobisi, CIA gibi derin yapılanmalar Clinton'u istiyordu.
******
Seçim kampanyasını bu yapılanmalar yürütüp ciddi oranda paralar akıtıyordu. Onlara göre bu lobilerin desteklediği adayın dışında bir kişinin kazanması çok mümkün görünmüyordu. Aksi bir durum ABD'nin var oluşundan bugüne görülmüş şey değildi.
Neden bu örgütler Clinton'u destekliyordu sorusu akla gelebilir. Bunun cevabını vermek çok basit. ABD'yi yöneten güçler savaş ekonomisi ve kaoslar ile büyüyen kimselerdir. Dünyayı ABD ve İsrail'den yöneten başlıca ROCKEFELLER, ve KISSENGERLER gibi 10'a yakın aile vardır.
Bu aileler savaşlar oldukça silah satar, enerji hatlarının olduğu ülkelerde kaos çıkarır, enerji hatlarını ele geçirir ve bunlar üzerinden ticaret gerçekleştirip servetlerine servet katarlar. Organ mafyası, uyuşturucu ticareti gibi basit işleri de saymıyorum.
******
İşte tam bu noktada Clinton onlar için biçilmiş kaftandı. Dünya farkında değil ama büyük bir felaketin eşiğinden döndü. Clinton'un gelecek olması demek Rusya ve Çin ile büyük bir küresel savaşı beraberinde getirecekti. Yani 3. Dünya savaşını...
Bunun ipuçlarını Clinton'un seçim kampanyasındaki sözlerinden okuyabiliriz. Savaş baronlarının desteğini ve iştahını üzerine eklersek bu sonucun kaçınılmaz olduğu aşikardır.
Bugünlerde ABD'de yaşanan, alışılagelenin dışındaki olaylar, hazımsızlıklar ve kimlerin Trump'a karşı çıktığına mercek tutulduğunda olayın iç yüzü daha iyi anlaşılacaktır. Avrupa ülkelerinin bir çoğunda bile Trump karşıtı söylemler yükselmektedir. Bu da Donald Trump isminin bu güç merkezlerinin menfaatleri ile ne kadar ters düştüğünü gözler önüne sermektedir.
Trump iş dünyasının merkezinden gelmesi itibari ile tamamen olaya finansal ve ekonomi üzerinden yaklaşıyor. Savaş ve savunma giderlerine, karşıt ve keskin bir duruş sergiliyor. Buda bir çok merkezi rahatsız ediyor.
Trump ülke ekonomisinin büyümesi için savaşlara ve enerji hatlarına bağımlılık olmadığı noktasında düşünüyor. Zaten hali hazırda el sürülmemiş 400 yıl yetecek petrol ve kaya gazı rezervleri bulunmaktadır.
Bu dünya açısından olumlu bir düşünce tarzı. Bakalım bu düşüncesini oradaki derin statükoya karşı ne kadar ayakta tutabilecek.
******
Gelelim Türkiye'de Trump algısına, Trump'un ülkemize bakışına ve Trump'un Türkiye'ye yansımalarına;
Ülkemizde Trump'a karşı İslam ile alakalı sarf etmiş olduğu sözlerinden dolayı yanlış bir ön yargı olduğunu düşünüyorum.
Trump'un İslama sıcak ve iyimser olduğunu düşünmüyorum AMA ''Ülkemde Irak'lı Suriye'li, Afgan Müslüman görmek istemiyorum '' cümlesinden yola çıkarak İslam düşmanı olduğunu söylemenin de yanlış olacağı kanaatindeyim.
Trump'ın bunu ifade etmesi ile bizim '' Ülkemizde Suriye'li görmek istemiyoruz '' söylemi arasında ne fark var? Sonuçta ikisi de aynı kapıya çıkmıyor mu? Sorsak o da ülkesinin çıkarlarını düşündüğü için böyle söylediğini, bize sorulsa bizde ülkemizin menfaatleri gereği Suriye'li istemediğimizi söyleriz.
Bu durumda Trump ne kadar İslam düşmanı ise bizde o kadar İslam düşmanıyız! Bu noktadan hareketle Trump bence İslam düşmanı değil. Ülkesinin çıkarlarına hizmet eden tam bir American milliyetçisi. En az bizim kadar...
Bu sonuç bize nasıl yansır sorusuna cevap ararsak ; Ben mevcut iktidarın Trump ile daha iyi ilişkiler kurabileceği kanısındayım. Türkiye'nin en büyük sancısı Orta doğu gelişmeleridir.
Obama ve Clinton'lu ABD, bölgede terör örgütlerini müttefik edinmiş bu örgütler eli ile Türkiye'yi kuşatma isteğindeydi. Trump ise tam aksi bir düşünce tarzını benimseyeceğini, sorunların çözümünde müttefikleri ile hareket edeceğini söylüyor. Buda hali ile bizim bölgede elimizi daha fazla güçlendirecek gibi görünüyor.
Cumhurbaşkanı ve mevcut iktidarın söylemlerine baktığımızda Trump'ın başkanlığına sıcaklık duyulduğu gözlemleniyor. En azından çatışma kültüründen ziyade ortak hareket edileceği sinydigereri veriliyor. Şimdilik gelişmeler olumlu yönde bakalım zaman bize neler gösterecek.
Son söz olarak bana kalırsa korkulanın aksine dünya için Trump, Clinton'dan daha zararsız.