TOKİ TUTARSIZLIĞI
HALKIMIZA UCUZ VE GÜVENLİ KONUT ÜRETME PROJELERİ HAYATA GEÇİREN TOKİ, 24 OCAK DEPREMİNDEN ÖNCE 12 KATLI KONUT YAPARKEN DEPREM SONRASI BU SAYIYI 5 KATA DÜŞÜRMESİ VE METREKARE OLARAK KÜÇÜK KONUTLAR İNŞA ETMESİ, BÜYÜK MAĞDURİYETLERİN YAŞANMASINA SEBEP OLDU
Ülke genelinde halkımıza hem ucuz hem de güvenli konutlar yapmak amacıyla kurulan TOKİ, bu amaca hizmet etmek amacıyla hayata geçirdiği projelerdeki tutarsızlıkları ile tepki çekmeye devam ediyor.
12 KATTAN 5 KATA DÜŞÜŞ
Halkın konut ihtiyacını karşılayan TOKİ, deprem öncesi dönemde ilimizde son 18 yılda 5 milyar 555 milyon tutarında, 9.324 yeni konut, 86 ticaret merkezi, 8 hastane ve sağlık merkezi, 9 okul ve 8 cami inşa etti.
TOKİ, ilimizde uyguladığı konut projelerinde 5 kat yanında 10 ve 12 kat olan konutları hayata geçirdi.
Çaydaçıra mahallesinde inşa ettiği Memur-Sen ile Abdullahpaşa Mahallesinde Hak-Sen konutlarında genelde 10 ya da 12 katlı projeler hayata geçirildi.
ZEMİN Mİ DEĞİŞTİ DEPREM KUŞAĞI MI?
TOKİ, deprem öncesi sert ve kayalık zeminlerde uyguladığı 12 katlı projeler, 24 Ocak depremi sonrası yine aynı zemin ve depremsellik özelliklerindeki alanda 4 ya da 5 kata düşürüldü ve bu planlama ile 19 bin 688 konut projesine başlandı.
Aynı deprem kuşağı ve zemin şartlarına sahip olmasına rağmen 24 Ocak depremi öncesi uygulanan kat sayısı ile deprem sonrası kat sayısı arasındaki farklılık birçok yeni sorunun yaşanmasına sebep oldu.
VASIFSIZ VE EMLAK DEĞERİ YETERSİZ
TOKİ tarafından şehir merkezi ile şehrin hâkim noktalarında yapılan evlerin, şehrin ortalama yapı standartlarının dahi oldukça altında olması, kullanılan malzemeler ve işçiliğinin kalitesiz olması, arsa bedeli ödenmemesine rağmen metrekarelerinin düşük ve ailece kahvaltı yapılabilecek bir balkonun dahi olmaması, her şeyden önemlisi de yakın bölgede özel firmaların yaptıkları konutlara göre emlak değerlerinin çok düşük olması, hak sahiplerini mağdur ediyor, maddi kayıplar yaşanmasına sebep oluyor.
DEPREM BİR, TOKİ BEŞ VURDU
TOKİ’nin şehir merkezinde özellikle de Abdullahpaşa mahallesinde 5 katlı bina inşa ederek hem şehrin girişini kasabaya görüntüsüne döndürmüş olması hem de hak sahiplerinin cebinden yüklü miktarda para çıkması sebebiyle ciddi kayıpların yaşanmasına sebep olduğunu belirten vatandaşlar, bu planlama ile şehrin geleceğinin karatıldığını ifade ediyorlar.
Depremin yıkıcılığını ve sonrasında bıraktığı olumsuzluğun bir olmasına rağmen TOKİ eliyle yürütülen konut projelerinde kayıplarının beş kat daha fazla olduğuna dikkat çeken vatandaşlar, projeleri yürütme konusunda Elazığ Belediyesi yetkili kılınsaydı daha güzel ve hak sahiplerini mağdur etmeyen uygulamalar yapılabileceğini ifade ettiler.
YETKİLİLER SORUNU TAŞIYAMADI MI?
İlimizin geleceğini yakından ilgilendiren yeniden inşa çalışmalarında halkın sesi ve temsilcisi olma makamında bulunan siyasilerin bu görevlerini yeterince yerine getiremediklerini ifade eden vatandaşlar, bu gibi önemli konulardaki taleplerin üste taşınamadığını, taşımak isteyenlerin ise itibar suikastına tabi tutularak susturulduğunu ifade ediyorlar.
Elazığ halkının talebi ile birlikte şehrin geleceğini ilgilendiren böylesine çok önemli bir konuyu üst makamlara, bakanlıklara ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a taşıma konusunda yetersiz kalan kamu kurum yöneticileri ile siyasilerimizin iyi bir sınav veremediğini ifade eden vatandaşlar, şehrin çok büyük bir fırsatı kaçırdığını belirtiyorlar.
TOKİ NE ZAMAN ÖRNEK OLACAK?
Yıllardan beri konut üretmesine ve yaptığı konutlarla ilgili hemen hemen aynı şikâyetleri aldıklarına rağmen ve ne projelerini yenileyen, ne metrekarede artırıma giden ne de dış cephesi ile cazip konutlar üreten TOKİ’nin yeni bir anlayışa ve özel sektörün kalitesi ile yarışır bir konuma gelmesi gerektiğini belirten vatandaşlar, halkın parası ile halka işkence yaşatarak küçük ve dar mekânlara yaşamaya mahkûm edildiğini ifade ediyorlar.
BİR REKLAMA BİR DE ŞEHRE BAK!..
TOKİ’nin da bağlı bulunduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Elazığ’da geçmişten bugüne gerçekleştirdikleri projeleri anlatan reklam filminin gerçekleri yansıtmadığını ifadede eden vatandaşlar, reklamda geçen; “kültürüyle, üretimiyle, tarımıyla ve köklü tarihiyle ülkemizin güzide şehri Elazığ’ı dünya kentleriyle yarışır hale getirmek için çalışıyoruz. Bölgenin geleneksel güzelliğini geleceğe aktarırken daha sağlam, daha çevreci ve yaşanabilir bir şehircilik anlayışı benimsiyoruz. Elazığ’a şehircilik alanında son 18 yılda 5 milyar 555 milyon tutarında yatırım gerçekleştirdik. 9 bin 324 yeni konut, 86 ticaret merkezi, 8 hastane ve sağlık merkezi, 9 okul ve 8 cami inşa ettik. Dar gelirli vatandaşlarımızı ev sahibi yapabilmek için ülke çapında başlatmış olduğumuz sosyal konut projesi kapsamında Elazığ’a 2 bin 65 konut daha kazandırıyoruz. Millet kıraathanesiyle, tematik bahçeleriyle, havuzlarıyla ve sosyal donatı alanlarıyla Elazığ’ın çehresini değiştirecek olan 25 bin 997 metrekarelik bir millet bahçesi hediye ediyoruz” ifadeleri hem çok abartılı hem de şehrin gerçekleriyle bağdaşmayan cümleler olarak değerlendirildi.