TEZKEREYE EVET
Ak Parti Elazığ Milletvekili ve TBMM Katip Üyesi Ömer Serdar, Barzani' nin tek taraflı aldığı referandum kararı kan dökülmesinin önünü açacak ve telafisi zor sonuçlar doğuracaktır'' dedi.
Erol KARA/ Ak Parti Elazığ Milletvekili ve TBMM Katip Üyesi Ömer Serdar,Hakimiyet Gazetesine gündem ile alakalı özel açıklamalarda bulundu.
Serdar, TBMM ‘de yapılacak olan tezkere için, ”Milli hassasiyetlerimiz neyi gerektiriyorsa, ulusal güvenliğimiz için ne gerekiyorsa benim oyum da bu yönde olacaktır.” şeklinde konuştu.
DÜNYAYA DERS VERDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’de yaptığı konuşmada Adeta Dünyaya ders verdiğini söyleyen Serdar,”Recep Tayyip Erdoğan’a yakışır bir konuşma oldu” dedi.
Ak Parti Elazığ Milletvekili ve TBMM katip üyesi Ömer Serdar, Elazığ Hakimiyet Gazetesine verdiği özel Röportajda Barzani’nin 25 Eylül ‘de yapacağı referandumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ”Barzani elindekini de kayıp eder” sözlerini ve CHP’nin SİHA’lara verdiği tepkiyi içeren röportajını yayınlıyoruz.
KUZEY IRAK’TA BARZANİ’NİN 25 EYLÜL DE YAPACAĞI REFERANDUMU NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Teknik açıdan bakıldığında bu referandumun oldu-bitti’ye getirilmek istendiği açıkça görülüyor. Şöyle ki;Musul, Telafer gibi yerlerde DAEŞ tehdidi devam ediyor. Referandumun bir başka çatışma tehlikesini beraberinde getiriyor olması ki getirecek. Irak’taki mevcut durumun daha kötü bir hal almasına sebebiyet verebilir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti olarak biz Irak’ın toprak bütünlüğünün devamından yanayız. Türkiye olarak, komşumuz olan bir ülkenin toprak bütünlüğünün korunması için hassasiyet göstermemiz gayet normal. Çünkü aksi durum bizim için ulusal güvenlik meselesi haline gelir. IKBY ve Barzani tek taraflı bir karar alarak referandum kararını verdi. Yani Irak’ın anayasasını ihlal etti. Nitekim Irak başbakanı İbadi de bu durumu açıkladı. Irak hükümeti de bu referanduma şiddetle karşı çıkıyor. Haklılar da… Kaldı ki, Irak Kürt bölgesi resmi olarak 4 vilayetten oluşuyor: Süleymaniye, Erbil, Duhok ve Halepçe. Ancak IKBY ve Barzani, Kerkük gibi, Sincar gibi vilayetleri de referanduma dâhil ederek farklı hesapların içine giriyor. Türkmenler ve Araplar referandumu boykot edeceklerini deklare ediyor. Şimdi böylesi bir konjonktürde bir “oldu bittiyle” referanduma gitmek çatışma ve kaosu da beraberinde getirecektir. Tek taraflı alınan bu karar kan dökülmesinin önünü açacak ve telafisi zor sonuçlar doğuracaktır. Nitekim daha üç gün önce, daha referandum yapılmadan Kerkük’te peşmerge güçleri ile Türkmenler arasında çatışma yaşandı. İbn-i Haldun “Coğrafya kaderdir” der. Ortadoğu denen zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafyanın zorluklarıyla yaşamak ve mücadele etmek kaçınılmaz. Bana göre, iki ülkenin de kaderi ortak. Bölge istikrarı hayati öneme sahip. Tartışmalı kararlar alarak, provakatif hamleler yaparak bölge istikrarına dinamit yerleştirmek herkese zarar verir. Bu nedenle IKBY’nin aldığı referandum kararı, bölgeyi yakacak bir kıvılcımdan başka bir şey değil. Barzani hayal dünyasında yaşıyor. Bağımsız bir devlet için gerekli altyapısı yok ki. Yönetimi altındaki bölgede birlik yerine çekişme var. Diplomatik ilişkileri kişisel düzeyden öteye gidemiyor. Ben bir zar atayım, ya tutarsa diyor, ötesi değil, bu referandum ölü ya da sakat doğacak bir çocuk yani.
SİZCE BÖLGESEL KÜRT YÖNETİMİ REFERANDUMU YAPABİLECEK Mİ? CUMHURBAŞKANININ “BARZANİ ELİNDEKİNİ DE KAYIP EDER” SÖZÜNÜ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Sayın Cumhurbaşkanımız bu ifadeyi kullanırken altı boş bir cümle kullanmadı. Diplomaside bazı şeyleri açıkça söylemezsiniz. Bu sözü en iyi anlayan sanırım Barzani ve IKBY’dir. Biz Barzani ve bölgesel Kürt yönetimine geçmişte samimi olarak samimi olarak destek verdik ve kendisini uluslararası arenada tanıtması için referans olduk. Bütün bu destekleri verirken şartımız Irak’ın toprak bütünlüğüne zarar getirecek bir teşebbüsün içine girmemesiydi. Şimdi, ben bir tercih yapıyorum ve referanduma gidiyorum diyor. Bunun sonuçlarına da katlanacak elbette. Ülke olarak B Planımız da hazır. Sınır kapılarını kapatmak, hava sahasının kapatmak, IKBY’nin Türkiye üzerinden yaptığı petrol satışına son vermek gibi her türlü askeri ve ekonomik yaptırım seçeneğimiz hazır. Cumhurbaşkanımızın kastettiği bu zaten. Barzani, Irak’ın kuzeyinde otonom bir yönetimle rahat bir şekilde yaşıyor. Referandum kararından vazgeçmediğini düşünelim. Hem Irak yönetiminden gelen askeri müdahale (Başbakan İbadi açıkça beyan etti), hem Türkiye’den gelecek baskı, izolasyon, yaptırım ve ambargo, hem de uluslararası aktörlerin baskısı ile karşı karşıya kalacak. Bu riske girip bütün kazanımlarını kaybetmek ister mi? Ben Barzani’nin bunu göz önüne alacağını düşünüyorum. Aksi durumda ise, başta ifade ettiğim gibi, sonuçlarına katlanır ve sefil bir duruma düşer.
AK PARTİ DİYARBAKIR VE ARDAHAN MİLLETVEKİLLERİNİN BARZANİ’YE DESTEK VEREN TAVIRLARINI NASIL YORUMLARSINIZ?
Bu konuda benim herhangi bir yorum yapmam doğru olmaz. Gerekli açıklama parti sözcülerimiz tarafından yapılacaktır.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN BM’DEKİ KONUŞMASINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
BM Genel Kurulu’nun bu yılki teması "İnsana Odaklanma: Sürdürülebilir Bir Dünyada Herkes İçin Barış ve İnsanca Bir Yaşam İçin Mücadele” idi. Sayın Cumhurbaşkanımız burada yaptığı konuşmada da bu konu üzerinde hassasiyetle durdu. Özellikle Arakan’daki insanlık dışı durum karşısında uluslararası toplumun iyi bir sınav vermediğini belirtti ki, kesinlikle doğru. Mynmar’da tüm dünyanın gözleri önünde bir trajedi yaşanıyor. Sadece Müslüman oldukları için insanlar vahşice katlediliyor. Bunun önüne geçilmezse inanç, mezhep ya da ırk temelli yeni çatışma alanlarının ortaya çıkması kaçınılmaz. Uluslararası toplum bunun önlemini almalı ve gerekirse müdahale etmeli. Aksi halde yeni insani krizler çıkabilir. Bugün Suriye’de Arakan’da olanların, dünyanın başka yerlerinde olmayacağının garantisini kimse veremez. Sayın cumhurbaşkanımızın değindiği bir diğer konu ise DAEŞ ve YPG. DAEŞ konusunda dünyanın dikkatini çok önemli bir noktaya çekti ve DAEŞ’le mücadelenin hukuk zemininde olması gerektiğini söyledi. Olması gereken de bu değil mi? İslamofobik ve oryantalist bir bakış açısı DAEŞ benzeri yeni terör örgütlerinin doğmasına zemin hazırlar. Bunun yanı sıra, YPG tehdidine de vurgu yaptı ve işgal ettiği bölgelerin demografik yapısını değiştiren, karşı çıkanları öldüren ve mallarına el koyan bu terör örgütünün savaş suçu işlediğini söyledi. Doğru değil mi?...
Sayın Cumhurbaşkanımızın Ortadoğu konusundaki hassasiyeti hepimizi malumu. Filistin, doğu Kudüs ve Gazze’deki kardeşlerimizin dertleriyle dertlendiğini biliyoruz. BM Genel Kurulu’nda bunu dile getirerek hem ülke kamuoyunun hem de Müslüman dünyanın takdirini kazandı. Somali’de yaşanan açlık ve yoksulluk karşısında BM’nin ve uluslararası toplumun aciz kaldığı gerçeğini dile getirdi. Bu örnekler üzerinden baktığımızda, bütüncül, olumlu mesajlar veren ve eksiklikleri dile getiren tam da Recep Tayyip Erdoğan’a yakışır bir konuşma olduğunu söylememiz mümkündür. Adeta Dünyaya ders verdi
SİHA ‘LARIN TERÖRLE MÜCADELE DE ELDE ETTİĞİ BAŞARIDAN RAHATSIZ OLAN CHP VE HDP’ NİN TAVRINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Şimdi bakın, şunu söylemek durumdayım, özellikle son dönemlerde bölücü terörün beli iyice kırıldı. Ayağa kalkacak halleri yok. Kararlılıkla bir mücadele veriyoruz. Üstelik kendi ürettiğimizi silahlarla ve minimum kayıplarla çok başarılı operasyonlar düzenliyoruz. Ama ne yazık ki, CHP ve HDP karşı çıkıyor. Klasik CHP zihniyeti, “istemezük efendim” ne istiyorsun peki? Terörle mücadele etmeyelim mi? Madem iktidar olamıyorum, iktidarı eleştireyim de haksız da olsam olur mantığıyla düşünüyorlar. O yüzden yıllardır iktidar yüzü göremiyorlar zaten. Nerede bir millet düşmanı varsa onların safındalar. HDP ise bildiğimiz HDP, durdukları yer zaten belli. Fazla bir şey beklemek, farklı bir tavır koymalarını ummak abesle iştigal olur. Şunu söylemeliyim terör belası bu ülkeden defolup gidinceye kadar mücadelemiz sürecek, kimin ne dediği önemli değil. Devletimizin suçlu ve masum ayrımını yapacak becerisi var. İddia edildiği gibi, sivillerin vurulması olayı da söz konusu değil.
MHP’NİN IRAK TEZKERESİNE DESTEK VERECEĞİNİ DAHA ŞİMDİDEN AÇIKLAMASINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Ulusal güvenliğimiz söz konusu olunca MHP’nin destek açıklaması bizim için sürpriz değildi. Olması gereken de bu. Ülke menfaatleri söz konusu olunca siyaset kurumunun “aklın yolu bir” diyerek hareket etmesi gerekiyor. MHP’nin bu tavrını da takdirle karşılamak lazım.
TBMM’DE IRAK TEZKERESİ İLE İLGİLİ OYLAMADA SİZİN OYUNUZ NE OLACAK ?
Milli hassasiyetlerimiz neyi gerektiriyorsa, ulusal güvenliğimiz için ne gerekiyorsa benim oyum da bu yönde olacaktır.