Teşhis tamam, tedavi yok
Toplumsal çöküş ve değerlerin yozlaşması sonucu ciddi sorunlar yaşadığımız ve bunlara en çok da sosyal medya ve dizilerin yol açtığına dair sık sık değerlendirmeler yapıyoruz. Bu önemli konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuştu.
Sosyal medya platformlarında gençlerin, alkol bağımlılığına, uyuşturucu kullanımına ve sapkın akımlara maruz kaldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu duruma seyirci kalmayacaklarını belirtti.
Erdoğan, son zamanlarda sosyal medya platformu üzerinden gençleri olumsuz etkileyen birtakım vahim hadiselere de değindi.
Sosyal medya ve dijital mecralarda gençleri olumsuz etkileyen konulara sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, “Bakınız son günlerde milletçe yüreğimizi yakan olaylara şahit oluyoruz. Önceki ay Eskişehir’de camii avlusundaki insanlarımıza yönelik menfur bir saldırı oldu. Ardından İstanbul’da gencecik bir polis memurumuz alçakça şehit edildi. Geçtiğimiz cuma günü ise hayatlarının baharındaki iki genç kızımız, vahşi bir cinayete kurban gitti. Katledilen her iki evladımıza da Allah’tan rahmet, acılı ailelerine buradan başsağlığı diliyorum.
Kimi zaman dijital platformlardan yayılan cerahatin, kimi zaman sapkın akımların, kimi zaman uyuşturucu illetinin, kimi zaman alkol belasının, kimi zaman televizyon dizilerinin özendirdiği mafya kültürünün, kimi zaman da infaz ve ıslah sistemimizdeki boşlukların bu acıların yaşanmasında rol oynadığını görüyoruz.
Üzülerek ifade ediyorum ki; bu vakaların ekseriyetinde fail de, mağdur da gençlerimizden oluşuyor. Millet ve devlet olarak bu hadiselerin önüne geçecek adımları atmazsak, Batılı ülkelerin karşılaştığı sıkıntılarla bizim de yüzleşmemiz kaçınılmazdır.”
Erdoğan’ın durumu özetleyen ve teşhis eden bu tespitleri hemen hepimiz biliyoruz izliyoruz. Ancak bu konuda adım atılmadığını da biliyoruz.
Toplumun temel dinamiklerini kökünden sarsan tüm kötülükleri biliyor, izliyor fakat düzeltilmesi yönünde bir program ortaya koyamıyoruz.
Sosyal medya diyoruz lakin bu alanı kontrolsüz bir mecraya dönüşmesinin önünü açıyoruz. Diziler diyoruz ancak tüm tahribatını bildiğimiz halde önlem almıyoruz.
İşin bir başta garip tarafı ise ahlaksızlık ve şiddet saçan bu dizilerin izlenme rekorları kırdığını da görüyoruz.
Ama şunu da biliyoruz ki toplumsal değerleri, aileyi ve ahlaki umdeleri önceleyen Gönül Dağı örneğinde olduğu gibi güzel diziler de kabul görüyor.
Bugün yemek programları izlenme rekorları kırıyor ve insanlar akşamları bu programa kilitleniyorsa, bunun en önemli sebebi diğer dizilerin ailecek izlenmeyecek kadar kötü örneklerle dolu olmasıdır.
Dememiz o ki kötü diziler kadar iyi diziler de izleniyorsa ve yasal olarak dizileri yasaklama gibi bir hakkınız yoksa en azından değerlerimizi önceleyen yapımlara kamu olarak destek olalım ve bu tür dizi yapımlarını teşvik edelim.
Kültür ve Turizm Bakanlığı her yıl destek verdiği film ve dizlerde aileyi ve toplumsal değerleri öne çıkaran yapımlara öncelik vermeli ve bu alanda daha çok dizi ve film çekilmesi sağlanmalıdır.