TEKNOLOJİK CİHAZ ENKAZI
Ülkemizde, bilgisayar, cep telefonu, vcd player, uydu antenleri ve benzeri teknolojik cihazların kullanımı çok eskilere dayanmaz
Ülkemizde, bilgisayar, cep telefonu, vcd player, uydu antenleri ve benzeri teknolojik cihazların kullanımı çok eskilere dayanmaz. Bu cihazların büyük bir bölümü son yirmi yılda hayatımıza girdi dersek yanılmış olmayız.
Yüzyılımızın en büyük buluşlarından olan bu cihazların, günlük hayatımızı oldukça kolaylaştırdığı da bir gerçek. Özellikle bilgisayar neredeyse her iş yerinde, her evde var artık. Düşünsenize hangi beyin milyarlarca bilgiyi hafızasında tutabilir ve istenildiği takdirde, en küçük ayrıntıyı bile bilgi olarak sunabilir. Hele bilgisayarın önemini artıran internet denilen buluş var ki artık neredeyse her evin olmazsa olmazı gibi. Şu anki cep telefonlarının da bilgisayardan geri kalır yanları yok. Her biri adeta küçük birer bilgisayar. Fotoğraf çekmekten tutun da kamera çekimlerine kadar birçok özelliğe sahip. Evin en küçüğünden en büyüğüne kadar hemen herkesin bir cep telefonu var artık. Ne yazık ki cep telefonlarının büyük bir bölümü oyuncak gibi kullanılmaya başlandı. Özellikle orta öğrenim öğrencileri cep telefonunu bir ihtiyaçtan ziyade bir oyuncak ve şaka aracı olarak kullanıyor. Daha da ileri gidenler öğrenci arkadaşlarından tutun da öğretmenlerine kadar birçok kişiyi gizliden çekerek şantaja kadar işi götürüyorlar. Bunun yanında evdeki diğer eğlence cihazları olan film oynatan cihazlar, dünyadaki binlerce yayın yapan televizyon kandigerarını seyretme imkanı veren uydular da çok yaygın olarak kullanılıyor.
Bu yeniliklere kimsenin bir itirazının olduğunu sanmıyorum. Ancak madalyonun diğer yüzünü de görmezden gelemeyiz. Getirdiği kolaylıklar açısından büyük önemi olan bu cihazların amacına uygun kullanılmaması ve kısa bir süre içerisinde demode olmaları çok ciddi problemleri beraberinde getiriyor. Son yıllarda ülkemiz neredeyse bir teknoloji enkazına döndü. Zira milletimizde teknolojik cihazların bir üst modelini alma hastalığı var. Ve hemen her evde en az iki tane daha önce kullanılmış ve şu an atıl durumda olan cep telefonu veya diğer cihazlardan var. Ne var bunda demeyin. Bu cihazların büyük bir bölümü radyasyon yayan cihazlar ve biz farkında olmasak da radyasyon çevremizdeki herkesi yavaş yavaş zehirliyor. Kullanılsın ya da kullanılmasın fark etmez yatılan odalarda bulunan sözü edilen cihazlar radyasyon yayarak ciddi oranda tehlike saçıyor. Özellikle anne ve babalar çocuklarının odalarında bu tip cihazları bulundurmamaya özen göstermelidirler. Teknolojik cihazların kullanımı noktasında ailelerin daha bilinçli davranması gerek. İşimizi hala gören cihazları kaldırıp bir kenara atmak hem sağlık hem de ekonomik açıdan kayıptır.
Bu konunun bir başka acı tarafı da bilgisayar, cep telefonu ve diğer teknolojik cihazları hala üretememektir. Artık üçüncü dünya ülkesi dediğimiz gelişmemiş ülkelerin bile birçoğu bu cihazlardan en az birini üretirken, ülkemiz birçok konuda olduğu gibi bu konuda da yaya kalmıştır. Şimdi sormak lazım: Dünyadaki birçok ülke gelişmesini bilimsel ve teknolojik icatlara bağlamışken bizim üniversitelerimiz ve YÖK bu konuda ne yapıyor? Ne yazık ki YÖK ve üniversitelerimiz yıllarca kılık kıyafetle, bilim adamlarının konuşmalarıyla uğraşıp durdular. Hala teknoloji üretme noktasında YÖK ve üniversitelerimiz zihniyet olarak gerilerde durmaktadırlar. Şu anki idarecilerimizin felsefesine ulaşabilmiş değildirler. Oysa hızlı bir şekilde gerekli adımları atmalı ve bilim adamlarını teşvik etmelidirler. Ülkemizin gelişmiş dünyadaki yerini alması için bilimsel ve teknolojik icatlara öncülük etme noktasında açılımlar getirmeye çalışmalıdırlar. Finlandiya’nın en büyük ihracatının (ilk dönemlerin meşhur bir markası) cep telefonu olduğunu ve bunun da büyük bir bölümünün ülkemize yapıldığını her halde bilmeyen yoktur. Kaldı ki daha çarpıcı olan, Finlandiya’nın bir Avrupa ülkesi ve dünyada en çok tutulan cep telefonu üreticisinden biri olmasına rağmen, Avrupa’dan çok ihracatının büyük bir bölümünü ülkemize yapmasıdır. Çünkü Avrupalı, bu ve benzeri cihazların saçtığı tehlikenin farkındadır.
Ülkemiz bir teknolojik cihaz mezarlığına dönüşmeden bu teknoloji hoyratlığından bir an önce vazgeçmenin yollarını aramalı ve biz de yeni kendimize ait cihazlar üretmeliyiz.