Tehlikeli Söylem

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Rize'ye yaptığı ziyaret sırasında vatandaşlarla yaşadığı gerilimle ilgili konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Rize'deki ders birinci, daha neler olacak neler' ifadelerini kullandı. Erdoğan, şunları söyledi:

Tehlikeli Söylem
TAKİP ET Google News ile Takip Et

"Gelin hanıma çok ileriye gitmeden bir ders verdiler. Çayeli'nde de gerekeni yaptılar. Trabzon'a geçmeye kalktın, uçağa binip döndün. Daha neler olacak, neler. Bunlar iyi günler. Bu ülkede ahde vefa diye bir şey var. Ahde vefa olmazsa bu millet affetmez."

Meral Akşener ve İyi Parti’nin bir proje partisi olduğunu bu ülkede en çok yazan ve eleştiren gazete, ulusallar da dahil Hakimiyettir. 

Akşener’in son dönem söylemlerini şiddetle eleştiren de biz olduk ve birçok konuda yanlış olduğunu yazdık. 

Ancak, Akşener’in son açıklamaları ve yaşanan olaylarla ilgili Erdoğan’ın söylem ve beyanlarını da çok tehlikeli ve sorunlu açıklamalar olarak görüyoruz.

“Gelin hanıma birinci ders, daha neler olacak neler, bu daha iyi günleri, çok ileriye gitmeden bir ders verdiler” gibi ifadeler birçok açıdan sorunlu ve sıkıntılı.

Öncelikle bu açıklamalar zımnen bir organize işleri ele veriyor gibi. Bu olayların yaşanmasının birileri tarafından yapıldığı ve bunun da Ak Parti cenahı tarafından organize edildiği gibi bir algı oluşmasına sebep oldu. 

İkincisi, siyasetin alanı sahadır, milletin içinde olmaktır ve onlarla kucaklaşmaktır. Eğer sandıkta ya da kürsülerde baş edemediğiniz siyasileri sokakta birkaç kişinin münferit ya da dar kapsamlı organizasyonlara boğmaya, susturmaya ve hatta yumruklatmaya çalışırsanız, siyasete ve bu kuruma en büyük haksızlığı yapmış olursunuz.  

Siz, ülkenin en tepe yöneticisi olarak bu yöntemi,  bu tür söz ve davranışlarınızla meşru görür ders ve ayar vermek olarak ihkak-ı hak olarak telaki ederseniz,  yarınlarda da aynı yöntemle karşı mahallenin haylaz çocukları size laf atar,  size saldırır ve hatta taşlarlar.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ak Parti Genel Başkanı olmasının yanında bu ülkenin cumhurbaşkanıdır. Hatta İyi Parti Genel başkanı Meral Akşener’in de cumhurbaşkanıdır. Akşener’e gösterilen tepki, ardından yaşanan yumruklaşma ve İkizdere İlçesini terk etmek zorunda kalması, Erdoğan’ın siyasi mülahazalarla değerlendireceği bir konu olmalıydı.

Yaşanan olaylar, halkın tepkisi ve Akşener’in ilçeyi terk etmek zorunda kalması, siyasi bir konu olmakla birlikte asayiş ve güvenlikle ilgili de bir konudur ve bu boyutuyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da ilgilendirir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konu ne olursa olsun, bu olay karşısında öncelikle Akşener’i arayıp bir geçmiş olsun temennisinde bulunması, ardından da İkizdere ilçesindeki olaylarla ilgili önce kolluk kuvvetlerine sonra da teşkilat mensuplarını hatta bu örnek olaydan hareketle tüm teşkilatlara benzer olayların vuku bulmaması adına uyarı yazısının yazdırması gerekirdi. Gerginliğin ve sıkıntıların had safhada olduğu bu günlerde Cumhurbaşkanının olaylara karşı daha bir teenni ile yaklaşması gerekirdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülke ve İslam coğrafyası için bir umuttur ve tek başına mücadele eden bir yürek ve bilektir. Elbette bu hakkını teslim eder ve her zaman en üst seviyede desteğimizi veririz. Ancak Erdoğan’ın ülkedeki tüm bireylerin cumhurbaşkanı olduğu gerçeğini kendisine sık sık hatırlatan akıllı ve vicdanlı danışmanlarının biraz yürekli olmasını da isteriz. Onlar bunu yapamıyorsa Hakimiyet olarak biz Erdoğan’ı, çıkarsız, menfaatsiz ve böyle bir beklenti içinde olmadığımızdan rahatlıkla ve gönül huzuruyla yapmayı da vicdani bir görev telakki ederiz.

Umarız Hakimiyet olarak bizleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gammazlamak adına da olsa birileri bu yazıyı danışmanlarına ya da kendisine  ulaştırsa da maşeri vicdanın sesi duyulmuş olsa.