Tarihi Ardıç Ağacı Kuşçu Köyünün Tarihine Işık Tutabilir
Elazığ'ın Kuşçu köyünde bulunan tarihi ardıç ağacının anıt ağaçlar sınıfına alınıp değerlendirmesi beklenirken köy sakinleri ardıç ağacının yaş tespiti yapılması halinde köylerinin kuruluş tarihine de ulaşabileceklerini belirttiler.
Elazığ Çıraklık Eğitim Merkezi Müdürü Ali Canpolat doğup çocukluk yıllarının bir kısmını geçirdiği Kovancılar’ın Kuşçu köyünde bulunan ve köyün ilk kurulduğu tarihte ekildiği tahmin edilen ardıç ve dut ağaçları ile ilgili bir yazı kaleme aldı. yazdı. Canpolat yaptığı çalışmada “ Dut ağacı, meyvesiyle ve meyvesinden elde edilen pekmeziyle bir zamanlar açlık tehlikesini atlatmanın simgesi olmuştur. Kaldı ki ülkemizde dut ağacı bazı bölgelerde ipek böceklerini besleyen yaprakları nedeniyle ve gıda sektöründe çokça kullanılmasıyla da değerlidir. Bu nedenledir ki atalarımızın -bir zamanlar dut ağacının bu değerini bilerek- bu köye belki de ilk diktikleri ve yetiştirdikleri ağaç, dut ağacıdır. Öyle ki bolca dikilmiştir. Bu itibarla köyümüzde her ailenin yeterince dut ağacı vardı. Ama bu dut ağaçlarından bazıları köyümüzün tarihinin veya geçmişinin ne kadar eski olduğunu da bizlere sunmaktadır. Köyümüzün en eski ailesi olarak atalarımızdan kalan iki dut ağacının görselini ve fiziki olarak boyutlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Çocukluğumun ilk yıllarının geçtiği dedeme ait evin 50 metre aşağısında bulunan dut ağacının gövdesinin çevresi (fotoğrafta) 7,5 metre, iç kovuğunun çapı ise yaklaşık 2,4 metredir. Gövdesinin üzerindeki dallar odun ihtiyacı için belli aralıklarla budanmaktadır. Çünkü bu budama yapılmadığında gövdenin devrilme ve ağacın yok olma riski de bulunmaktadır”
Köyümüzün en eski ikinci dut ağacı ise dardağan mevkiinde, köyün en önemli su kaynağının yanı başında olan ve görselde de görüldüğü üzere ineklerin kovuğunda serinlemek için mola verdiği ağaçtır. Aynı zamanda ne yazık ki geçmişte, kovuğunda çobanların ısınmak için yaktıkları ateşle tutuşan ve bir bölümü zarar görerek yok olan dut ağacı.
AĞAÇLAR KÖY HALKI İÇİN DOKUNULMAZDI
Köy yerleşkesinin tam karşısında dik bir uçurumun kenarında bulunan ardıç ağacı ise yaşı bilinmez ağaçlardandır. Yine çocukluğumda bu ağaca zarar vermek, bu ağacı yakmak isteyenlerin başlarına gelenler de bir mit gibi hikâye edilerek anlatılırdı. Bu nedenledir ki bu ağaca kimse zarar vermeyi aklından bile geçiremezdi. Bundan dolayı bu ağaç hep ilgimi çekmiştir. Köyümüzün, hatta bildiğim çevre köylerin arazisinde bu ağacın bir eşi olmadığı için tür olarak kendi içinde tek başınadır. Dik yamacı birçok kez tırmanarak, manevî bir güç yüklenen bu ardıç ağacının yere uzanan dallarında oturarak dinlenmişimdir. (Maalesef bu dal yerde kurumuş durumdadır.) Köyümüze her gittiğimde bu ağaca uzaktan da olsa bakarım. Geçmişte aldığı tüm darbelere, bulunduğu dik yamaçtaki risklere karşı sanki çok tedbirli ve sağlam bir şekilde kökleriyle toprağa tutunmuş olarak çevresine güven verdiğini görürüm. Bu ardıç ağacından köyde başka da yoktur. Hatta bildiğim çevre köylerde de görmedim. Zaman zaman bu ağacın tek başına tarihe nasıl meydan okuduğunu düşünür ve kaç yüz yılı geride bıraktığını merak ederim.
ARDIÇ AĞACI ANIT AĞAÇLAR SINIFINA ALINMALI
İşte bu gün sizlerle yukarıda bahsettiğim iki dut ve bir ardıç ağacı olmak üzere üç ağaç üzerinden köyümüze dair betimleme yapmamın temel nedeni de bu ağaçların yaşlarının ‘Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nce incelenmesi temennisinde bulunmak ve yine bu ağaçların yaşlarının tespitiyle köyümüzün kuruluş tarihine ulaşmaktır. Çocukluğumda İstanbul Türkçesine yakın Türkçenin konuşulduğu ve köydeki yer adlarının hep Türkçe olduğu (Heybeli Bağ, Değirmen Önü, Orman, Diken Çukuru, İbrahim Paharı, Zeyni’nin Tepesi, Ali Ağanın Taşı, Sırt Yolu, Hatun Tarlası, Mağara vb.) bilinen köyümüzün yaklaşık olarak ne zaman yerleşim yeri olarak seçildiğini tespit edebilmektir. Dut ağacının anıt ağaçlar sınıfına girip girmediğini bilmesem de ardıç ağacının anıt ağaçlar sınıfında olduğunu biliyorum. Ancak kanaatime göre görseldeki dut açlarının da anıt ağaçlar sınıfında değerlendirilmesi ve koruma altına alınması gerekmektedir. Orman Bölge Müdürlüğümüzün ilgili birimlerinin köyümüzün tarihini sessizce sunan bu ağaçlarını incelemesini temenni ederim” diyerek çalışmasını sonlandırdı.
Fotoğraflar için; Duran ve Fadıl Serhat Canpolat’a teşekkür ederiz.