Takdir Etme Cimriliğimiz
Stanford Üniversitesi dünyadaki bilim insanları arasında ilk yüzde 2'lik dilime giren akademisyenleri açıklamış, Fırat Üniversite'si, Türkiye'den bu listeye en fazla akademisyen yerleştiren 2. Üniversite olmuştu.
Bu başarı Fırat Üniversitesi kadar ilimizin de başarısı olarak görülmüş ve gurur duymuştuk.
Fırat’ın elde ettiği bu başarı, TBMM’de yankı buldu ve kendisi de eski bir Fırat Üniversitesi müntesibi olan AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş, Fırat Üniversitesinin bu başarısını kutladı.
Başarı elbette görülmeli, takdir edilmeli ki yenileri gelsin. Marifetin iltifata tabi olduğu gibi bir motivasyon geleneğinden gelen bizler, müşterisiz metanın zayi olduğunu da bilir ve yok sayılmanın ve takdir edilmemenin nasıl elimizi kolumuzu kırdığını, çalışmak ve üretmek istemediğimizi de bizzat yaşarız.
Üniversitelerin başarısı elbette bu camialarda önemle takip ediliyor. Başarısı önemli noktalarda gözüken üniversitelere hem alanlarında söz sahibi bilim insanları hem de öğrenciler rağbet ediyor.
Bizle ne yazık ki takdir ve taltif etme konusunda çok cimriyiz. Beğendiğimiz ve içimizden “bravo” dediğimiz halde bunu ifade etmekten nedense sarf-ı nazar ederiz.
Sanki bu başarıyı gerçekleştiren isim ya da kurumları takdir edersek onların şımarıp artık çalışmayacaklarına inanırız. Oysa takdir ve teşekkür en iyi motivasyon aracıdır ve maddi ödüllerden çok daha etkilidir.
Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş’in bu jesti, eminiz ki Fırat Üniversitesinde yeni başarılar ve ödüller olarak kendisini gösterecektir.
Bizler de bu başarılarından dolayı FÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’ın nezdinde tüm Fırat Üniversitesi öğretim üyelerini tebrik ediyor ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.