SÜREÇTE MAĞDUR OLMAK
Koronavirüs sebebiyle yaşanan süreç içerisinde mağdur olanlara yönelik hükümetimizin birtakım imkan ve desteklerini görüyoruz ve takdir ediyoruz.
Ancak burada bir detayın atlandığını da görmüyor değiliz. Bu salgın karşısında en çok mağdur olan kesim, işyerlerini kapatmak zorunda kalan orta ya da küçük çaplı işyerleri ve bunların işletmecileri. Özellikle hizmet sektöründe bulunan ve birçok kişiye de iş ve aş veren sektörün mağduriyeti, birkaç ay kira ödenmesi ve personele kısmi maaş ödenmesi ile karşılanacak gibi değil.
Üretim yapan fabrikalar, tarım zincirini oluşturan sektörler, oteller, lokantalar, kahvehaneler, kuaförler, sokağa çıkma oranı düştüğü için iş yerleri açık olsa da günlük elektrik parasını bile çıkartamayacak kadar satış yapamayan esnaflar.
Peki, bu cenaha rağmen, bu kadar hayati bir mesele ve acı gerçeği ile karşılaşmayacak bir kesim var ki onlar da sürecin mağduru sayıyorlar kendilerini.
Devletimiz, kendi kurumlarında çalışan tüm personellerini salgının etkisinden korumak için tüm tedbirleri almış. Öncelikle kronik hastalığı olan, 60 yaşın üzerinde olan, bebeği olanlara izin vermiş. Bunların dışında kalanlar için de esnek çalışma ve dönüşümlü hizmet kuralını getirmiş.
Daha da ileri gidererek her bir kurum temel işlemlerin aksamaması için asgari personel bulundurulması şartıyla resmen söylemese de zımnen “evinizden çıkmayın” demiş.
Tüm bu kararlar çalışanlarımızın mağduriyetini gidermek için. Ancak “mağduriyet” tarafının bir de maddi tarafı var ki bunu anlamakta zorluk çekiyoruz.
Yani siz maaşlarınızı kesintisiz alacaksınız, bunda herhangi bir aksama olmayacak ve fakat siz yine mağdur olacaksınız.
Yapılmayan işlerden bizim günahımız ne, girilmeyen ek dersler varsa bunda bizim kabahatimiz ne, bu bir mücbir sebep değil mi ?” gibi düşüncelerle olacak ki bazı alanlarda devletimiz her şeye rağmen fedakârlığını gösteriyor.
Şimdi burada meslek verip yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemek istemeyiz ama sanki biraz insafa ve çok da şükre ihtiyacımız var gibi.
Sizin, 35 personel çalıştırıp onlara iş imkânı sağlayan, sadece günlük kira ve personel bedeli 22 bin TL olan ve bugünlerde evde çar-naçar oturup bu yükün altından nasıl kalkacağını kara kara düşünen bir komşunuz, bir arkadaşınız oldu mu?