Sorun Sadece Ekonomi mi?
Son bir yıl içinde Ak Parti iktidarını en çok yıpratan ve zora sokan konu ekonomi ve yüksek enflasyon. Sadece dar ve sabit gelirliler değil her kesim ciddi bir yaşam mücadelesi veriyor.
Geçmişin gider kalemlerinde dahi yer almayan toplu ulaşım ve ekmek giderleri tek başına bütçeyi ciddi anlamda zorluyor.
Ayda bir lokantada yemek, yakın şehirlere günübirlik geziler düzenlemek ve tatil planları yapmak artık eski Türkiye’den kalan bir nostalji gibi duruyor karşımızda.
Hükümetin bu konuda bir gayreti, fiyatları ve enflasyonu düşürme gibi önemli adımları var ama bunun piyasaya yansıması ne zaman olur ya da olur mu bilemiyoruz ama Ak Parti’nin bununla birlikte en büyük problemi güven ve dürüstlük.
Ak Parti’yi iktidar yapacak tek kesim var o da geçmişte bu partiye destek verip yüzde 50’lere dayanan bir oy oranını kazandıran kendi tabanı.
Ancak bu taban şimdilerde ciddi çatırdamalar ve başka partiye gitme eğilimleri gösteriyor. Yüzde 22’lere varan bir oran, Ak Partiden değişik sebeplerle kopmalarına rağmen başka partilere de gitmeyip olur da bir düzelme emaresi görürüz diye bekliyorlar.
Bekliyorlar ki Ak Parti, yolsuzluklar, usulsüzlükler, kamuda israf ve 3-4 maaş alan bürokratlar, lüks yaşam ve makam arabaları, konforlu lojmanlar ve tepeden bakma yönetim anlayışında bir adım atsın.
Bekliyorlar ki akaryakıtın 30 TL’ye dayandığı ve birçok kişinin araçlarına binemez hale geldiği bir ortamda bakanlar, bürokratlar, genel müdürler ve il müdürleri konvoyla gezmesinler.
Bekliyorlar ki, kamu ve ekonomiyi ciddi anlamda rahatlatmasa bile kamuoyun da olumlu yansıması olacak şekilde araç kullanılmasını bir süre kesinlikle yasaklasınlar.
Bekliyorlar ki bazı siyasilerin isimleri ihale ve akçeli işlerde artık geçmesin.
Bekliyorlar ki, Ak Parti adına söz söyleme hakkına sahip isimler, seçilmişler ve teşkilatlar sosyal medyada değil ruberu halkla kucaklaşabilsinler.
Ak Parti tarafında atılacak küçük adımlar bile yüzde 22’leri geri döndürmeye yeter de artar bile. Ancak ne acıdır ne gariptir ve ne akıl tutulmasıdır bilinmez hala “itibardan tasarruf olmaz” cümlesinin peşine takılıp gidilen bir gerçekliği ısrar ve inatla sürdürüyorlar.
Bu durum hem Ak Parti’ye hem de ülkeye kaybettiriyor ve kimse bu gerçeği hala Cumhurbaşkanı Erdoğan’a söyleme cesaretini gösteremiyor.
Bugün derin bir sessizliğe gömülerek ülke ve partisi için gerçekleri söylemeyenlerin, kaybedilen seçimlerden sonra da konuşma hakkı olmaz. Konuşsalar bile itibarları olmaz, bilsinler ve ona göre duruş ve tavır sergilesinler.
Bugün konuşan ve gerçekleri haykıranlar, listelere girme şansını kaybetseler de davaya sadakat ve samimiyet testlerinden başarı ile geçmiş olurlar ve uzun vadede hem dünyevi hem de uhrevi kazanan da kendileri olurlar.