Şöhretin şehveti
Bizler atlamışız ama Günışığı Gazetesi editörlerinin gözünden kaçmayan, bizim mahalleden ilginç bir yarışma ve ödül töreni konusuna bizler de duyarsız kalamadık.
Aslında kendi meslektaşlarımızı yüreklendirmek ve desteklemek gibi bir yayın ilkemiz var ama faaliyetleri meslek içinde kalmak şartıyla.
Meseleyi özetleyelim: Geçmiş yıllarda zaman zaman çıkan, son 4-5 yıldan beri hiç çıkmayan, son bir kaç ay içinde de çıkıp çıkmadığı, yayınlanıp yayınlanmadığı çok belli olmayan haftalık bir gazetemiz, “Elazığ” konulu bir şiir yarışması düzenliyor.
Zaten olay da burada başlıyor. Siz bir şiir yarışması düzenleyeceksiniz ama bunu kimler arasında, hangi yaş grupları arasında yaptığınızı açıklamayacaksınız.
Daha da ötesi bu sözde şiir yarışmasına şiirlerin nasıl ulaştırılacağı, bu şiirleri hangi isimlerden oluşan jüri heyetinin değerlendireceği gibi yarışmanın en önemli parametrelerini kamuoyuna duyurmayacaksınız.
Ve günün birinde de bu yarışmanın ödül törenini yaparak plaket vereceksiniz. Ve yine bu plaket töreninde şiir yarışmasında derece alanlar yerine konuyla alakasız kişilere plaket vereceksiniz.
Ve bu plaket metnine de mealen, “İş bu plaket Elazığ konulu şiir yarışması anısına bürokrat ve STK başkanlarına tarafımızdan verilmiştir. İmza” diyeceksiniz.
Kendi mesleğine yönelik herhangi bir çalışma yapamayan, sırf gündem olup ekran ve sosyal medyada haber olma adına yapılan sözde yarışmada birincilik alan şiirinin dahi yayınlanmadığı ve okunmadığı bu etkinliği düzenleyenleri anlamak mümkün değil lakin her haliyle tartışmalı, kural ve şartları belli olmayan bir etkinlikte plaket alma adına mekana koşan bürokrat ve STK Başkanlarına ne demeli?
İçlerinde iki isim hariç hiçbir başarısı olmayan, ne için ve ne adına ödül verildiği açıklanmayan ödül alanlara baktığımızda hemen hemen hepsinde bulunan ortak özellikleri ortaya çıkıyor.
Birçoğunun ekran ve sosyal medya zafiyeti var, gereksiz ve lüzumsuz konularda bile görünür olma hastalığı var ve hiçbir başarısı olmadığı için en yakınlarına karşı bile kompleksleri var. Ve yine çaresizliği örtmek ve perdelemek adına avare kasnak misali her açılış, etkinlik, protokol üyelerinin katıldığı ve kamera bulunan her noktada bulunma gibi bir zafiyeti ve bu konuda önlenemeyen ve patolojik vaka evresine ulaşan psikolojik dürtüleri var. Ama iki isim hariç. Bu isimlerin ciddi anlamda çalışma ve gayretlerine bizzat şahidiz ve dolayısıyla bu isimleri bu tanımlamadan beri tutuyoruz.
Hele bir ödül var ki evlere şenlik ve ultra komedi barındırıyor. Tam Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz repliklerine konu olacak bir ödül.
Adam göreve başlayalı 4-5 ay olmuş ve siz bu isme “yılın bürokratı” ödülü veriyorsunuz. Değil bir yıl, yarım yıl bile görev yapmayan biri nasıl yılın bürokratı olur anlamak mümkün değil. Dedik ya plaket veren de alan da aynı ruh ve tabiata sahip kişilerden oluşan mangaya dönüşünce, böylesi bir garabet ve Ahmet Kaya’nın deyimiyle “nereden baksan tutarsızlık, nereden bakarsan çelişki” olan bir vaka olarak karşımıza çıkıyor.
Keşke insanlarımız, Günışığı Gazetesi’nin harika tespiti ile “şöhretin şehvetine” kapılarak görünür olmakta yarışmak yerine, gerçek başarılarla gündeme gelinse de bir değil üç ödül verilse… Takdir eder alkışlarız.