Soft Power
Ülkemiz siyaset, ekonomi, zam, değişik kesimlerden yükselen feryatlar ve bunların tercümanı olduğu iddiasıyla yüksek sesle bağırıp çağıran, resmi kurum basarak kahraman rolleri kesen muhalefet ile bütün bu yapılanları ve söylemleri ihanetle suçlayan, tüm olumsuz göstergelere, halkın perişanlığına rağmen, her şeyin yolunda gittiğini, karşı tarafı tahkir edip püskürtmeye çalışan iktidar görüntüsü ile 2022'ye adım attı.
Bu toz duman içerisinde kimin haklı olduğu, kimin doğruyu söylediği ve gerçekten hangisinin çözüm ve formülünün ülkeyi sahil-i selamete çıkaracağına dair ciddi bir bilgi kirliliği yanında her kafadan bir ses çıkan volümü yüksek bir kakafoniye muhatabız her akşam.
Ama bir ses var ki bunlardan çok farklı. Yaşananları tasvip etmediği gibi iki tarafı da çözüm konusunda yetersiz ve kifayetsiz bulan bir ses.
Kendinden emin, projelerine güvenen, iki tarafın yanlışlarında ısrar etmelerinin ülke için zaman kaybı olduğunu çok sakin ve fakat kendinden emin bir üslupla anlatan bir ses.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan siyasilerin, sert üslup ve karşılıklı hakaretlerinden dolayı siyasetten soğumuş, liderlere mesafeli duran kesimleri dahi; “bir dakika bu adam ne diyor” ilgisine muhatap kılan bir naif üslupla çıkıyor televizyon programlarına.
İnsanlarımıza siyasetin; sert söylem ve tarzıyla değil, “soft power” (yumuşak güç) yüzüyle sesleniyor. Kimseye parmak sallamıyor, liderlere karşı seviyeyi düşürmüyor. Ve bu yöntemi, en muhalif isimlerin bile kendisini takip etmesini ve kulak kesilmesini getiriyor.
Siyasi rakiplerine; saldırmadan, hakaret etmeden, sesleniyor. “İktidar burada yanlış yapıyor, muhalefetin bu yanlışın düzeltilmesine dair hiçbir projesi yok” diyor. “İktidar değişse bile ülkede değişen bir şey olmaz, çünkü iki tarafın da hareket noktaları yanlış” diyor.
Pazar günü Beyaz Tv ekranlarındaydı Fatih Erbakan. Güncel olaylara karşı yorumları, sorunlardan çıkış önerileri önemliydi.
Aşı konusunda dile getirdiği bilimsel gerçeklere ilaveten Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Aşı oranı en yüksek ilimiz Kastamonu ama salgının en hızlı yayıldığı il de Kastamonu” açıklamasının da kendi tezlerinin doğruluğunun resmi bir itirafı olduğunu yine sakin bir üslupla dile getiriyordu.
Başkanlık sitemine karşı olmadıklarını, ancak sistemin ıslah edilmesi gerektiğini, meclisin denetim işlerliğinin yeniden kazandırılması, başta yasama ve yargı olmak üzere kuvvetler ayrılığının yeniden ihdas edilmesi gerektiğini ifade ediyordu.
Ülke kaynaklarının, tüm ekonomik sorunların üstesinden gelinmesine yeteceğini, ekonominin ise kur politikaları ile değil üretim ve ihracatla mümkün olduğunu ancak gelinen noktada hiçbir yatırımcının bu riski göze alamadığını ifade etti.
Fatih Erbakan’ı, partisinin anketlerde çıkan oy yüzdesi ile değil, söyledikleri ve çözüm önerileri ile değerlendirmek lazım.
Bu sese kulak vermek lazım. Çünkü bu ses, ilhamını, ferasetini, ülke sevdasını ve zekasını merhum babası Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’dan alan bir ses.
İktidar kanadının, Fatih Erbakan’ı bir siyasi parti lideri yanında önemli bir yetenek ve değer olarak görmesi ve bu pencereden yaklaşması lazım.