SİZ MESELEYİ YANLIŞ ANLADINIZ

Geçtiğimiz hafta yine hareketli günler yaşadık

SİZ MESELEYİ YANLIŞ ANLADINIZ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Geçtiğimiz hafta yine hareketli günler yaşadık. Devlet önüne gelen HDP’liyi tutuklamaya başladı!

            Bu duruma nasıl gelindi? Daha iki yıl önce Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanı adayı iken, ekranlarda saz çalan cici çocukken, solun lider adayı iken… Tutuklanacak aşamaya nasıl gelindi?

            Açılım iyi miydi, kötü müydü? Halk tutuklamalara neden tepki göstermedi?

            Elimizden geldiğince özetlemeye çalışalım…

*****

            Bütün ülkelerde terör siyaset sonuç vermeyince doğmuştur. Haklı veya haksız, belirli siyasi görüşe sahip insanlar talepleri karşılanmayınca ve de sonrasında baskı görünce terörle karşılık vermişlerdir. Terörü meşru gördüğüm anlamında anlatmıyorum.

            Ancak ülkemizde Kürt siyasal hareketinin hiçbir siyasi tecrübesi yoktur. PKK silahlı terör eylemlerine başladıktan sonra PKK’nın siyasal uzantıları doğmuştur.

            Kürtlerin taleplerini dile getirdiğini iddia eden siyasiler aslında varlıklarını terör örgütüne borçlu oldukları için asla örgütün söylemlerinden farklı, meşru, demokratik bir siyaset geliştirememişlerdir.

            En cılız bir farklılıkta bile örgüt; “Sen kim oluyorsun? Unutma, varlığını bana borçlusun.” diyerek kendi otoritesini asla tartışmaya açmamıştır. Çünkü örgüt, siyasetçinin kendisinden güç aldığını bilmektedir.

*****

            Açılım sürecine itiraz edenlerin bugünkü tabloyu iyi okuması gerekir. Açılım süreci boyunca Doğu ve Güneydoğu illeri huzura kavuştu. PKK ve HDP’nin söylemleri boşa çıktı. Devlet şefkatli yüzünü gösteriyordu.

            HDP bu süreci yanlış okudu. HDP devletin, örgütün gücü ve halk desteği ile geri adım attığını düşündü. Özerklik ilan edenler, sırtını bulduğu her türlü terör grubuna dayayanlar sadece şımarıklık içinde olduklarını anlamayıp, yapay güç zehirlenmesi yaşadılar.

            Ama bu arada devlet doğuda tüm karakollarını yeniliyordu. Asker ve polisin teknolojik imkânları artırılıyordu. Öyle ki, Putin bile açılım bitince şöyle demişti: “Erdoğan bütün dünyayı açılım sürecinde uyuttu. Aslında Türkiye bu süreçte doğuda askeri açıdan güçleniyormuş!”

            Ve sonunda açılım bitti. PKK hendek savaşlarında gövde gösterisi yapacağını, halkla birlikte direnebileceğini düşündü.

            Ortaya çıkan sonuçta devlet koca koca ilçeleri yerle bir etti. Öyle ki, Cumhurbaşkanımız şöyle demişti: “Bir tek askerin, polisin burnu kanayacağına ilçeleri, illeri yerle bir edin. Devlet güçlüdür. Nasıl olsa yeniden yaparız…”

            Ve hakikaten bugün baktığımızda devlet, onlarca milyar dolar harcayıp yıkılan tüm yerleşim yerlerini yenileme kararı aldı.

            İlk başlarda FETÖ’cü subaylar yüzünden tuzaklı bombalarla çok sayıda şehit veriyorduk. Devamında asker sokaklara girmeden ilçeler önce yerle bir edildi. Halk örgüte tepki gösteriyordu. Hendekte PKK psikolojik üstünlüğünü yitirdi. Zaten kırsalda tek bir çatışmaya giremiyordu. İnsansız hava araçları anında görüntü veriyordu. Havadan, lazer güdümlü bombalarla teröristler etkisiz hale getiriliyordu.

            Geriye bir tek canlı bombalarla eylem yapmak kalıyordu.

*****

            Devlet PKK’lıları inlerinden çıkamayacak seviyeye getirdikten sonra ilçe belediyelerine kayyım atamaya başladı. Aslında devlet buralarda prova yapıyordu: “Halk nasıl tepki gösterecek?”

            Halk tüm çağrılara rağmen sokağa çıkmadı. HDP’liler bu değişimi yine anlamadı. Şımarık söylemler devam etti.

            Önce dokunulmazlıklar kaldırıldı. Uygun zaman bekleniyordu.

            Asıl büyük prova Gülten Kışanak olayında yaşandı. Kışanak sembolik açıdan çok önemliydi. Ya çok büyük olaylar olursa… Ya Kobani olaylarından bile büyük karışıklıklar çıkarsa…

            Kışanak alınırken Diyarbakır’da hepi topu elli kişi bile sokağa çıkmadı. Halk, açılımı bitiren, şımarıkça hareket eden örgütü ve HDP’yi artık desteklemiyordu. Çünkü halk Suriyelileri gördükçe vatansız olmanın, huzurun ne demek olduğunu anlamaya başlamıştı.

            Devlet HDP’li vekilleri tutuklayarak son noktayı koydu. Çok şükür korkulan olaylar olmadı…

*****

            Almanya, Belçika vs başta olmak üzere AB kaygılıymış… ABD Türk demokrasisinin gidişatından endişeliymiş…

            Daha dört ay önce darbe yaşamış, ordusu ve polisi ağır yaralar almış bir ülke; hem FETÖ ile mücadele ediyor, hem PKK ile mücadele ediyor, hem DEAŞ ile mücadele ediyor…

            Bunlar yetmezmiş gibi Suriye’ye giriyor, Musul’a ha girdi, ha girecek…

            Artık şefkat yok. Her şımarık hain kendi akıbetine katlanacak!