Siz Bu Golü Yine mi Yediniz?
Ahmet Şafak, sevdiğim ve sıklıkla dinlediğim bir şarkısında şunları söyler:
"Vay delikanlı gönlüm vay
Sen bu kurşunu yine mi yedin?”
Konuyla ilgisini ve hatta ne kadar benzediğini birlikte okuyalım.
Hakimiyet olarak sıklıkla dile getirdiğimiz ve hatta muhataplarından eleştiri aldığımız bir konu var. Ak Parti döneminde göreve getirilen bazı bürokratların yanlışları, ferasetsizlikleri ve attıkları adımdan kaynaklı nelerin yaşanabileceğini hesap etmeme öngörüsüzlüklerinin faturasının Ak Parti’ye çıktığını hep söyleyegeldik.
Zaman içerisinde bunun defalarca örneğini siz okurlarımızla paylaşmıştık. İşte son örneği.
Yılların özlemi olan Elazığspor'un stadının yıkılarak yerine çok ciddi bütçelerle yenisinin modern bir şekilde inşa edilme süreci tamamlandı ve stadyum açılacak duruma geldi.
İşte tam da bu aşamada yıkılmadan önce Atatürk Stadyumu olan ismin yerine Elazığ Stadyumu tabelası asıldı.
Stadyumun yeni isminde Atatürk'ün adına yer verilmemesi bazı kesimlerin tepkisini çekti. Elazığspor taraftarları ve futbolseverler paylaşımlarında, "Bu yanlıştan dönün" ifadelerini kullanarak çağrıda bulundu.
İşte tam da bu ortamda “iş yine bize düştü” diyerek CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol devreye girdi. Erol, yaptığı paylaşımda, "Atatürk'ün ismine stadyumda bile tahammül edemeyenler, biz bunu 2019'da öngörmüştük. Elazığ halkı bunun değerlendirmesini yapacaktır. Görev yine bize düştü, hemen gerekli görüşmeleri yapıp Ulu Önderimizin adının stadımıza verilmesini sağlayacağız. Merak etme Elazığ artık sahipsiz değilsin." ifadelerini kullandı.
Daha sonra bir paylaşım daha yapan Erol, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ile bir görüşme yaptığını belirtti. Gürsel Erol paylaşımında, "Biraz önce Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Kasapoğlu ile telefonla görüştüm. Elazığ Stadyumu ile ilgili verdiğim bilgiler doğrultusunda inceleme başlatıp sürecin takipçisi olacağını ifade ettiler. Sayın Bakan'a Elazığ halkı adına teşekkür ederim." dedi.
Buyurun buradan yakın. Yıllardan beri aynı senaryo yaşanıyor bu şehirde. Siz devasa bütçelerle mükemmel bir stadyum yapacaksınız, stadyumun 1974’ten beri adı olan “Atatürk Stadyumu” ismi yerine ” Elazığ Stadyumu” diyeceksiniz. Hem de seçime iki ay kala…Hem de kendi kalenize gol atarcasına… Ya da gol atılacak şekilde karşı tarafa pas verircesine…
Bre akıllı bazı yöneticiler, bre bu olayın sonucunu kestiremeyecek kadar sorumsuz bazı idareciler. Ak Parti’nin bu şehre en büyük hizmetlerinden biri olan böylesi bir hizmeti gölgelemeye ve tartışmalı hale getirmeye ne hakkınız var? Bu stadyumun şehre yapılması için canla başla çalışan, zaman zaman yaşanan ödenek problemini çözen Ak Partili Milletvekillerinin bu hizmetini gölgelemek ve itibarsızlaştırmaya ne hakkınız var?
Artık Türkiye gündeminden düşmesi gereken eski bir tartışmayı, karşı tarafın rövanşist duygularla yapılıyor imasına muhatap olma pahasına yeniden alevlendirmenin bir alemi var mıydı? Tartışmanın Atatürk gibi bir isim üzerinden nerelere çekilebileceğini bile bile bu hatanın izahı olur mu?
Tabelayı “Elazığ Stadyumu” yerine “Elazığ Atatürk Stadyumu” olarak yazmayı hiçbir yönetici ve idareci düşünemedi mi? Böylesine akıllı ve ferasetli bir yönetici yok muydu? Yöneticiyi geçtik bu tabela siparişi verilirken, yapılırken ve hatta asılırken, asıldıktan birkaç saat sonra bunun yanlışlığını dile getiren bir akıllı isim yok muydu çevrenizde?
Yok yok… Bu bürokratlar Ak Parti’ye seçimde kaybettirir itibar da. Ve yarınlarda olası bir yenilgi yaşanırsa bunun ilk üç sebebinden biri bürokratlardır şimdiden söyleyelim. Zira sırf bu adamı alsınlar diye karşı tarafa oy vereceğim diyenler çok oldu bu süreçte. Hele ki 2020 depreminden sonra…
Şimdi bu olay Bakan’dan geri döner ve tabela değişirse ve birileri de şehrin sahibi Erol’dur derse bu golü kim yemiş olur. Valla Gürsel Erol’un hiçbir şey yapmasına gerek yok. Hiç fırsatçılık yaptığı ve belden aşağı vurduğu da yok. Öyle harika paslar geliyor ki önüne. Ufacık bir dokunmayla hem golünü atıyor, hem de şehrin sahibi olduğunu gösteriyor.
Şimdi bu kadar tartışma, tantana ve iz’ansızlıktan sonra Atatürk isminin eklenmesinin ne anlamı kalır ki? Allah bu idarecilere akıl, fikir ve biraz da feraset versin.
Haydi, bir kez daha Ahmet Şafak’a kulak verelim:
“Bu zamanda Ferhat olmak zor gönül
Dağ bulursun ama Şirin bulamazsın
Bu zamanda Mecnun olmaz zor gönül
Çöl bulursun ama Leyla bulamazsın
Bu zaman aşık olmak zor gönül
Sen bu düşü yine hayra yor gönül
Aşk dediğin yürekte ki kor gönül
Ateş bulursun da kül bulamazsın
Vay delikanlı gönlüm vay
Sen bu kurşunu yine mi yedin”