Siyasette güven kaybı
Pandemi ve sonrasında yaşanan ekonomik krizlerin etkisini hala yaşıyoruz. Pandemi de diğer dünya ülkelerine göre her konuda daha iyi noktada olduğumuza yönelik haberlerin foyası, iki yıl sonra çıktı ve tüm dünya ekonomisini ve enflasyonunu düzletirken Türkiye olarak bizler hala ekonomide ciddi problemlerin pençesinde kıvranıyoruz.
Bu süreç en çok da siyaset kurumunu olumsuz etkiledi. Artık birçok kimse bugüne kadar destek verip hararetle savunduğu partiye o kadar gönülden bağlı değil. Hatta birçoğu ya farklı cenahlarda ya da hiçbir siyasi partiye oy vermeme modunda.
Toplum hiç bu kadar kendi gönül verdiği partisinden uzak durmamış, soğumamış hatta nefret etmemişti.
Siyasetçilerin her konuda savrulmaları seçmenlere de yansımış olacak ki insanlar ya sandığa gitmemeyi ya da en marjinal partiyi destekleyerek tepki koymayı düşünüyor.
İnsanların kendi partilerinden uzaklaşması ve önemli bir oranda kararsız kalması konusunda zamanlama açısından önemli bir sebep ise Yavuz Ağıralioğlu’nun bu tepkileri toplama istidadı ve siyasi potansiyeli var.
Ciddi hata yapmaz ve ülkenin yedi bölgesinden de oy almayı hedefleyen kucaklayıcı bir dil ve politika izlerse ilk seçimlerde siyasi arenaya üçüncü parti olarak girmesi çok zor olmayacak.