SİYASETTE EKSEN KAYMASI

Siyasi literatürde genelde bir siyasi parti ya da ideolojik görüşün öteden beri getirdiği ilkelerde uzaklaşıp farklı eğilimlere de kucak açması olarak ifade edilen eksen kayması ibaresi, insanların beklentilerine göre herhangi bir siyasi görüş ve misyona uzun yıllardan beri gönül veren insanların siyasete yükledikleri anlamlarda da bir eksen kaymasına sebep oldu.

ÜLKE Mİ ?  ÇIKARIMIZ MI?

1960’lı yıllarda genelde ülkeye hizmet etmekle birlikte insanların kurtuluşuna, refah içinde yaşamalarına, hakça bölüşüm ve adil kazanım, ezilenlere, mağdur olanlara destek, ülkenin milli değer ve kaynaklarıyla kalkınma misyonuna hizmet eden ve bu misyonlardan her birinin partileşerek insanları örgütleyip yasal yollardan iktidarı elde edip ülkeyi güzel günlere çıkarmayı hedefleyen siyasi partilere bakış açısı son yıllarda oldukça değişti.

Siyasete salt ulvi gayelerle bakıp, ülkesi ve memleketi için bir gayret ortaya koyan hatta bu konuda bedel ödeyen insanların yerini, siyasetten ne kazanabilirim düşüncesinin hâkim olduğu bir çıkar anlayışı benimsenir oldu.

Geçmişte dava adamlığı ve fedakârlık prim yapar ve örneklik teşkil ederken, şimdilerde mensubu olduğu ve zaman zaman toplantılarına gittiği siyasi hareketten ne kadar fayda temin edebilirim gibi çıkarcı bir anlayış hâkim oldu.

YÖNETİCİLER ÇANAK TUTUYOR

Siyasi partilere sırf iktidara gelip ülkeyi yönetme gözüyle bakmayıp, kendi ideolojisinin hâkim olması ve insanlara mutluluk getirmesinin aracısı bakan ve bu yönüyle kendi siyasi misyonuna manevi bir anlam yükleyen idealist ve hiçbir çıkar hesabı gütmeyen dava adamı insanların saf ve temiz duygularla doğru bildikleri ve hak yol telakki ettikleri partilerine her türlü zor şartlarda ve ortamlarda çalışmaları mensup oldukları partilerin yöneticileri tarafından bile takdir edilmiyor ve vefa duygusu gösterilmiyor.

Yıllardan beri tüm zorluklara ve zaman zaman hem aileden hem toplumdan hem de yasal anlamda mağduriyet yaşamalarına rağmen, karşılıksız olarak ve sadece gönül verdikleri misyona bir dava eriyle hizmet etmenin gönül huzurunu yaşayan bu tip güzel insanların mensubu oldukları siyasi partilerin bugünkü yetkilileri tarafından bile hatırlanmayışları önemli bir eksiklik olarak görülüyor.

RANT AVCILARI

Siyasette ulvi gayeler ve manevi duygularla bakan dava adamlarını aksine her dönem iktidar olan partilere yaklaşarak tek amacı rant devşirmek olan ve bunun için de başta o misyonun milletvekilleri başta olmak üzere il yöneticilerine yakın durup onlarla sık sık görüşen, dava ve misyona bağlı olmadığı ve yarınlarda farklı bir partinin işbaşına gelmesiyle hemen rotayı o yöne çevirecek menfaate merkezli yeni nesil insan tiplerine değer veren ve onların kendilerini övmeleri ve yüceltmelerine ram olan ve safça inanan parti yöneticileri ne yazık ki bu tip insanların  her türlü talebini yerine getirmeyi de kendilerine görev addediyorlar.

ÖNCE ÜLKE Mİ ?  ÇIKARIMIZ MI?

Geçmişten bugüne özellikle MSP, MHP, BBP ve son olarak Ak Parti’nin ana ilkesinin önce ülkemiz ve insanımızın mutluluğu ilkesinin, siyaseti dönemsel çıkar mekanizması olarak gören fırsat avcılarının  bu partilerde yöneticilik yapan ya da seçilmiş insanların övülmek zaafından  faydalanarak öne çıkması ve her dönem en karlılar ve en kazançlılar haline gelmesinde siyasete bakış ve beklentilerde oluşan eksen kaymasının sebep olduğunu ifade eden vatandaşlar, bu konuda özellikle fikir partilerinin öteden beri kendilerine hiçbir menfaat beklemeden hizmet edenlere yakın durması ve onların fikirlerinden istifade etmesini istiyorlar.

İKTİDAR GİDİNCE HATIRLAMANIN FAYDASI YOK

Belirli bir gücü elinde bulunduran ya da iktidar olan siyasi partilerin, bu güç zehirlenmesiyle kendi tabanına tepeden baktığını, güçle beraber gelen yeni çevrenin çemberi ve yörüngesi içerisine girerek hem kendilerini hem de değerlerini kaybettiklerine dikkat çeken siyasi gözlemciler, iktidar elden gittiğinde ve güç bittiğinde eski dava insanlarının hatırlanmasının da çok anlamı olmadığını ifade ediyorlar.