Siyasetçi tutarsızlığı
Siyasileri anlama ve anlamlandırma çok mümkün değil. Yöresel ifadeyle ne önünden ne da arkasından gidiliyor bazı siyasetçilerin. Tabi 'bazı' kelimesini özellikle şerh düşelim ki gereksiz alınganlıklar oluşmasın.
Nereden mi bu kanıya vardık? Anlatalım.. Uzun süreden beri şehrin siyasetine ve siyasetçilerine vakıfız. Çünkü mesleğimiz de bir şekilde bunu gerektiriyor.
Biz birçok siyasinin hem görevde olup seçildiği dönemi biliriz hem de listeye giremediği ve dışarda kaldı günleri ve bu günlerdeki düşünceleri ve bunun çuvala sığmayıp sosyal medya hesaplarına yansımış kendi mahallesini eleştirmelerini de biliriz.
Bu konuda oldukça zengin bir arşivimiz var. Çünkü bu tip siyasiler nasıl tornistan yaptıklarının somut örneklerinin günün birinde lazım olacağını biliriz.
Son günlerde bizlerin bazı eleştirilerine önce gönül ardından da sosyal medya hesaplarından tepki koyan bir siyasetçinin, ne gördü neye şahit oldu bilmiyoruz ama kendi partisi ve dava arkadaşlarına yönelik sitem ve eleştiri yapması bunun son örneği oldu.
Aslında biz bir gün sonra kendisinin eleştiri konusu yaptığı meselelerde dışardan ve tarafsız gözlemlere dayalı değerlendirmelerimizi yaptığımız ve listedeki isimlerin samimiyet sorgulaması yaptığımız yazımızı “fitne oluşturmak” gerekçesi ile eleştiri yağmuruna tutan çok değerli siyasetçimiz, bir gün sonra bizim üslubumuz ve tarzımızdan daha ağır bir şekilde yol arkadaşlarının samimiyetini sorgulamakla kalmıyor ciddi eleştiriler getiriyordu.
Dedik ya sonuçta siyasetçi. Dün dündür bugün bugün…
Bu konuda sözü Urfalı Şair Nabi’ye bırakalım mı?
“Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz.
Biz, neşâtın da gamın da rûzigârın görmüşüz”
Beytin manasını anlayamayanlar için günümüz Türkçesiyle ifade edersek:
Biz, zaman bağının hem baharını hem sonbaharını görmüşüz. Biz yine bu zamanın hem neşeli günleri hem de kederli ve gamlı günlerini görmüşüz.
Özetle biz siyasetçilerin her halini görmüşüz ve artık alışmışız bu med-cezirlere…