Sezen Düzeltmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çamlıca Camii'nde Sezen Aksu'nun 5 yıl önce yazdığı bir şarkı sözü sebebiyle ifade ettiği 'dil koparma ve had bildirme' söyleminin yanlış olduğunu, ülkenin Cumhurbaşkanının üslubunun bu olmaması gerektiğini Hakimiyet olarak geçtiğimiz hafta yazdığımız iki yazıyla dile getirmiştik.
Bazı Ak Parti MYK üyeleri ile iktidara yakın köşe yazarlarının da eleştirdiği bu konu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha konuştu ve ‘yanlış anlaşıldım’ dedi.
Erdoğan. 'Benim Çamlıca Camii'ndeki sözlerimin muhatabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir, eyvallah. Diğer taraftan ben ülkenin Cumhurbaşkanı olarak insanımızın hangi inançtan olursa olsun dini değerlerine yani kutsalına laf edilmesine müsaade etmem. Burayı birbirinden ayırmamız lazım. İnsanımızın kutsallarına yönelik hassas bir duruşum var. Bunu da herkes bilir. Dilini koparma ifadesini bir kişinin şahsına değil, kutsallarına karşı hakaret dönük bir tavır olarak ifade ettim. Özgürlüğün sınırları hakaret etmek, rencide etmek ya da kutsallara kötü sıfatlar yakıştırmak değildir.” diyerek bu konuda atması gereken adımı atması memnuniyetle karşılandı.
Erdoğan’ın bu açıklaması, O’nun bir kez daha kendi doğrularını topluma dayatan, kendi düşüncelerinin eleştirilmesinden hazzetmeyen bir siyasi lider olmadığını ortaya koydu. Erdoğan bu tavrıyla, yanlış anlaşılacak söylemlerinden geri atma erdemini gösteren ve makuliyette birleşen bir ruh dünyasının olduğunu da gösterdi.
Sorun, Erdoğan’ın yanlış anlaşılmalara sebep olan söylemleri değil. Sorun, toplumda yanlış anlaşılmaya kapı aralayabilecek söylemlerin dile getirilmesine sessiz kalan ve gerekçeleri ile birlikte uyarılarını yapmayan Erdoğan’ın yakın kurmayları ve danışmanları…
Oluşan tablodan ve toplumdaki tepkiden rahatsız olmasına rağmen, Erdoğan’ın sinirlenmesi ve öfkelenmesi riskini göze alamayıp sessiz kalan ve görevini hakkıyla yapmayan danışmanlar, Erdoğan’a iyilik değil kötülük yapıyorlar.
Allahtan, geçtiğimiz gün yapılan MYK toplantısında birkaç yürekli dava adamı söz aldı ve Sezen Aksu’yu hedef alan cümlelerin yanlış anlaşmalara kapı araladığını dile getirdi ve Erdoğan da sözlerindeki asıl maksadı açıkladı.
Bu olay keşke bu kadar uzatılmadan ve etrafında bir yığın gereksiz ve anlamsız yorum yapılmadan önce açıklığa kavuşturulsaydı.
Dün, yeni Sezen Aksu açıklamasından saatler önce yazdığımız, Erdoğan’ın bilinenin aksine karşı görüşlere de değer veren bir mizaca sahip olduğu tezimiz, NTV ekranlarında 4 saat sonra bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından teyit edildi.
Bu tür aksaklıkların yaşanmaması mümkün. Yeter ki gücünü, elde edeceği makam ve ranttan değil, savunduğu doğrulardan alan danışmanları olsun Erdoğan’ın etrafında. Tıpkı merhum ve 15 Temmuz şehidi Erol Olçok gibi…