Serttaş'ın deli projesi
Bağrından çıktığı toprakları ve bu topraklar üzerinde yaşayan insanları unutmayan, her fırsatta ziyaret eden devlet adamı, siyasetçi ve sanatçıları her zaman takdir etmişizdir.
Birileri Elazığlı olduğunu ya yarım ağızla ifade eder ya da memleketine karşı biraz sitemkar konuşurken birileri de hem gönül bağını hem de sık sık gelerek fiili bağını koparmıyor kendi şehriyle…
Bu isimlerin başında İbrahim Taşel, Prof. Dr. Canan Karatay ve Prof. Dr. Naci Görür gelir.
Bu isimler ne zaman ulusal kanalda bir programa katılsa, konu ne olursa olsun mutlaka bir Elazığ rüzgârı estirilir ve değişik yönleriyle şehrimiz öne çıkartılır. Bundan dolayı kendilerine şehir olarak minnettarlığımız var.
Sanat camiasında da şehriyle her zaman ve her ortamda gurur duyduğunu dile getirip övgüyle söz eden isimler var.
Bunlardan biri de sempatikliği ve mütevazılığı yanında sanat alanında zirvede oluşuyla tanıyıp bildiğimiz ve her dem iftihar ettiğimiz Elazığlı hemşerimiz Bülent Serttaş’tır.
Geçtiğimiz gün yine bir vefa göstererek geldiği bir taziye ziyareti dolayısıyla ziyaretlerde bulundu ve projelerinden söz etti.
“Elazığ için kafamda deli projeler var ”diyen Serttaş’ın Elazığ için kafa yorması ve bu konuda projeler ortaya koyması bile şehre vefasını gösteriyor.
Aslında Bülent Serttaş’ın bu deli projelerini ilimiz yöneticileri de düşünmeli ve hayal etmeli ama genelde bizler ziyaret yapıp bunu sosyal medyada paylaşmakla görevimizi yaptığımızı sanıyoruz.
Bülent Serttaş, bu şehre İstanbul’dan bakarak eksiklikleri gördüğü için deli proje arayışına girmiş.
Bu işlerin iki-üç gün süren ve tanıtımdan ziyade oraya gelen hemşerilerimize fahiş fiyatla birkaç yöresel ürün satıp birkaç yerel sanatçı dinletmekle mümkün olmadığını görmüş olmalı ki Bülent Serttaş proje üretmek zorunda hissetmiş kendisini.
Şehrin birkaç günlük etkinlikle tanınmayacağını biz 25 yıldan beri görüyoruz. Ne tanıtım günleri ne konserler ne festivaller düzenlenmedi ki tanıtım adına. Sonuç sıfır… Ama biz hala aynı yerde ve aynı şeyi konuşuyoruz.
Bu konuyu çözmek istiyorsak şehir adına birkaç soruya cevap vermeliyiz?
Soru bir; Elazığ deyince aklınıza ilk ne geliyor?
Soru iki; Çok şey ve ürün değil, Elazığ’ın tüm ülkece tanınan ve her yerde özellikle aranan tek ürünü nedir ve bu Maraş Dondurması, Diyarbakır ciğeri, Antep Baklası, Erzurum çağ kebabı, Urfa isotu ve kebabı gibi markalaştırılmış mıdır?
Soru üç; İnsanlar Elazığ’a neden gelsin, niçin gelmeli?
Soru dört; “Elazığ’ın en önemli özelliği insanlarının adamlığıdır” ve sekiz köşe şapkanın içi boş hamaset kokan beylik sözünden Elazığ’ın şu ürününü aldın mı? evresine ne zaman geçeceğiz?
Soru beş; Hafta sonları kendi insanımızın Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerini görmek ve gezmek için yaptığı faaliyetleri, diğer illerde yaşayan insanları Elazığ için de düşündürecek şekilde şehrimizi turizme ne zaman hazırlayacağız?
Başka sorumuz yok…