SEPTİOĞLU OLAYDI…
Son yıllarda şehirdeki olumsuzluklar ve bunların giderilmesi noktasında siyasilerimizin kifayetsizliklerini görünce insanın 'rahmetli Ali Rıza Septioğlu olaydı bunlar yaşanır mıydı? diyesi geliyor.
Hakkında çok güzel sözlerin sarf edildiği, şehrine ve insanına hizmet noktasında gerekirse parti bile değiştirebilecek kadar gözü kara bir siyasi şahsiyetti Ali Rıza Septioğlu. Birçokları siyasi olarak çok etik bulmasa da Güneş Motel olayından sonra oluşan kabinede kısa süreli bakanlık yapmasına karşın sorumlu olduğu Devlet Bakanlığı ve özellikle Meteoroloji Genel Müdürlüğüne sayısız hemşerimizi alarak iş ve aş sahibi yapmış bir milletvekiliydi.
Septioğlu’na göre “yok” diye bir şey yoktu. Memleket için faydalı bir teklif varsa onun olması için tüm gücünü ortaya koyardı.
Üniversite okumamıştı belki ama birçok üniversiteliyi cebinden çıkartacak bir tecrübe, siyasi birikim ve insanlara faydalı olma konusunda bir duyarlılığa sahipti.
Siyaseti de particiliği de şehri ve hemşerileri için yapardı. Şehrinin çıkarlarına engel olunmaya çalışıldığını hissettiği anda tepkisini anında ortaya koyar, tehdidini de savurmaktan geri kalmazdı.
İddia ediyoruz ve inanıyoruz ki şehre en önemli hizmetlerin gelmesi yanında binlerce insanın işe alınmasında ve ekmek sahibi olmasında onun gayreti ve azmi vardır.
Bizlere merhum Septioğlu’nu hatırlatan ve rahmetle anmamıza sebep olan neydi diye sormayın artık. Bugünlerde yaşanan sıkıntılardır bizleri “Septioğlu olaydı” demeye iten.
Demek ki böylesi siyasetçileri özlemişiz. Demek ki artık serdengeçti siyasetçiler ile özgüveni olan milletvekillerine ihtiyaç var. Şehir ve halkın çıkarları söz konusu olduğunda mensubu bulunduğu partiden değil halkının yanında saf tutacak ve bunu en üst seviyelere taşıyacak yürekli isimlere ihtiyaç var.
Zaman hızla ilerliyor. Bugün; bakan, milletvekili, bakan yardımcısı, üst düzey bürokrat olanların yarın sıradan ve yetkisiz bir insan olacakları biliniyor.
Gönül ister ki bu bilinme; kubbede hoş bir sada ile olsun ve öyle anılsın. Tarlada izi olmayanların kaderi de unutulmak ve hatta hiç hatırlanmak istenmemektir.
Şehirde yüzü olan isimlerin hizmette de izi olsun artık. Ve göğsünü gere gere biri kalkıp demeli ki, bu şehre bu hizmet benim çabalarımla geldi. Ama dürüst olmalı bu konuda. Yancısı ve tesadüfen önüne düşen projeyi sahiplenmemeli. Eğer tahmin ettiğimiz projeyi söylerse birileri, ona verecek çok okkalı cevaplarımız heybemizde saklı.