Sen Duydun mu Sustuklarımı?

Sen duydun mu sustuklarımı? Duydun mu feryatlarımı? Duydun mu sessiz çığlıklarımı? Sessizliğe sığındığımı, sukutun asudeliğinde sığınıp yokluğu kuşandığımı duydun mu?

Sen Duydun mu Sustuklarımı?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Oysa çok şey vardı anlatacak. İşte tam da bu sebeple sustum. Zira birini söylesem diğeri yarım kalacaktı.

Şimdilerde sessizliğimle anlatıyorum derdimi, çilemi ve aczimi.

Etmedi konuşmamız para. Görmedi haykırmalarımız değer. Konuştuk, konuştuk biteviye konuştuk… Ve fakat yüksek perdeden konuştukça daha dibe battık. Daha bir onarılmaz hal aldı yaralarımız. 

Her konuşma ve öne çıkış, geriye gitme ve rücu olarak döndü bize.

Bu şehirden ve bu sokaklardan söz ediyoruz dostlar. Her metrekaresinde anıları olan ve dört bucak aşinası olduğumuz bu şehirden…

Ne kadar yüksek çıktıysa sesimiz ve sorunlarımıza sitemimiz,  biz daha da gittik geriden geriye. Ve sonunda yalnızlığa, yokluğa, hiçliğe, sahipsizliğe,  eskilerin deyimiyle ademe mahkum olmak gibi bir kaderi yaşamaya mahkum olduk, kaderimize rıza gösterdik.

Şimdi bir kez daha anladınız değil mi muhataplarının duyma ihtimaline binaen yazının başlığını “sen duydun mu sustuklarımı” diye attığımıza.