ŞEHİTLERİMİZİ ANIYORUZ
Elazığlı şair, yazar, sanat ustaları, 09 Nisan 2016 Cumartesi günü gene Manas Kültür Evi'nde toplanmış bulunuyoruz
Elazığlı şair, yazar, sanat ustaları, 09 Nisan 2016 Cumartesi günü gene Manas Kültür Evi’nde toplanmış bulunuyoruz. Bugünkü konumuz şehitlerimizi anmak. Hepimiz ayrı ayrı hazırlanarak bu anlamlı güne katılıyoruz. Günlerdir gündemde hep şehitler var. Gün yok ki birkaç şehit haberi gelmesin. Asker, polis durmadan şehit veriyor. Ülkenin birçok köşesi yakılıp, yıkılıyor. Hain terör durmadan can alıyor, durmadan bir yerleri bombalamaya çalışıyor. Bu durumda herkes üzgün, herkes teröre kızgın, herkes bir tür nefret kusmaktan kendini alamıyor.
Bu terörün ne dini var, ne imanı var, ne de acıma duygusu. Yeter ki yukarıdan birileri buyruk versin. Yeter ki birileri “gidin, vurun, bombalayın “ desin. Bu caniler öyle yetişmiş, öyle de eğitilmişler…
Bir görün, kötü eğitim, yanlış etkilemeler başımıza neler getiriyor. Bugün hepimiz o derece üzgün o şekilde de dersimize hazırlanmış bulunuyoruz. Kürsüde gene Manas’ın değerli şairlerinden Hadi Önal, eleştirmen R. Mithat Yılmaz var. Hadi Önal kardeşimiz toplantıya başkanlık yapıyor, R. Mithat Yılmaz ise kendine özgü o güzel ve akıcı anlatımıyla Şiirimizde Şehadet konulu bir konuşma yapıyor. Arkasından da şair arkadaşlarımız; Zekeriyya Bican, İhsan Nazik, İlhami Bulut, Suat Yığmatepe, Tuncer Sönmez, Doğan Özdal, Muammer Aksoy, Nihat Kaçoğlu, Hüseyin Göçeri, M. Faik Güngör, F. Ahmet Harmanşah, Gazi Özcan, Günerkan Aydoğmuş, Muhlis Tunç, Murat Bilgin ve ben Şükrü Kacar şehitlerimiz için yazmış olduğumuz şiirleri bir güzelce okumaya çalışıyoruz. Hepimizi hüzünlendiren bu toplantının sonunda da Dilaver Cebeci’nin Türkiye’m adlı o duygulu eserini; Fethi Açıkgöz’ün yönetiminde, bütün şair arkadaşlarımızın iştirakiyle seslendirmeye çalışıyoruz. O hüzünlü toplantıda ben de şehitlerimiz için yazdığım bir şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
LANET ŞU TERÖRE
Mehmet’siz anacıklar bağrına basarken taş
Babasız yavruların sel olmuş gözünde yaş
Ölümü özlemekle sağ kalan her kuru baş
Bin kez lanet şu kahrolasıca teröre
Doğu kentten güneş şehre batmasın artık
Ay, beyaz fenerini gökte yakmasın artık
Göğsünde durgun Fırat gülüp akmasın artık
Bin kez lanet şu körolasıca teröre