ŞEHİR KAPILARI
İlk intiba önemlidir
İlk intiba önemlidir.İlk gördüğümüz insan ve mekanlar için bu kriter hep geçerlidir. Hele bir şehre giriyorsanız, yeni bir kentte varıyorsanız ilk izlenimler hayatımız boyunca unutamayacağımız izler bırakır hafızamızda. İlk izlenim ve intibamız iyiyse o şehri ölene kadar iyi hatırlar ve hep iyi yad ederiz. Ancak kötü bir izlenim uyandırmışsa zihnimizde bunu düzeltmek ve kötü anmak için hiçbir şey tesir etmeyebilir.
Şehirlerin dört bir yanından giriş yapılan alanlar ve mahdigereler bu açıdan önemlidir. Bugün şehrimizin batıdan girişi ne kadar mükemmel ise doğudan girişi de o kadar modern kentlere yakışmayan konumdadır.
Malatya girişinden sizi modern bir şekilde inşa edilmiş üniversite ek binaları, mağazalar ve Hilalkent gibi mükemmel bir mimari karşılarken, doğu girişinde ise odun-kömür ambarı, yıkılmaya yüz tutmuş Karşıyaka iskân evleri ile Sanayi ve Rüstempaşa mahdigerelerinin harabe evleri karşılıyor.
Şimdi Konya Valimiz olan Sayın Muammer Erol , zaten bütün resmi kurumların ayrılıp kendi binalarına taşınmasıyla bünyesinde sadece Valilik birimlerinin kaldığı Hükümet Konağını mevcut Odun Ambarlarının olduğu alana yapma önerisi şehirden anlamayan bazı kafalar tarafından nasıl eleştirilmişti bir hatırlayın. Neymiş, efendim tüm dünya batıya doğru gelişirken Elazığ nasıl doğuya gidermiş. Mantığı görüyor musunuz? Bu şehir sever görünümlü beyinlerin bu şehirde konuştuğu ve dinlenildiği sürece adam olmayız biz.
Oysa Vali Muammer Erol'un düşündüğü ancak haklı olarak çok da ifade edemediği bir gerçek vardı ki o da bu bölgelerin demografik yapısının alınan göçlerle ileriki yıllarda sorun teşkil edebilme endişesiydi. Bu sebeple o bölgenin sosyal dokusunun kozmopolit olması gerekiyordu. Bunun yolu da o bölgelere rant verilmesi ve imar değişiklikleri ile bölgenin modern binalar ve sosyal mekanlarla cazibesini artırmaktan geçiyordu.
Bu sebeple ilk adımı kendi atmak istedi ve Hükümet Konağını bu alana yapmayı şehre teklif eti. Ama nerde bunu anlayacak yazarlar, nerede bunu anlayacak kamu yöneticileri. Muammer Erol’un ileriki dönemlerde bu alanlarda oluşması muhtemel getto endişesini bizzat kendisi elbette söyleyemez ve ifade edemezdi. Bu görev biz köşe yazarlarına düşmüştü ama bu espriyi ve projeyi anlayacak kalem ve beyin ne yazık ki çıkmadı bu memlekette. Hatta kıyasıya eleştiri yapıldı bu demode kafalar tarafından.
Aslında konumuz şehir girişleri değil Elazığ Belediyesi’nin şehrin girişlerine düşündüğü şehir kapıları ve bu yapıları halkın belirlemesi için yaptığı anketti. Ancak şehir girişleri bizi ötelere götürdü.
Şehir kapıları da şehir için ilk intiba ve ilk izlenim için önemli yapılardır. Şehir kapılarında gördüğünüz mimari ve figürler nasıl bir şehre girdiğinize dair ipuçları verir sizlere.
Şehir kapısında yer alan motifler bu şehirde yaşayan insanların hayata bakışlarını, köklerine ne kadar bağlı olup olmadıklarını, kendi müktesebatlarına olan yakınlık ve uzaklıklarını, mimarisi, estetik anlayışı ve sosyal hayata bakışını gösterir.
Şehir kapılarına bakarak o şehirle aranızda nasıl bir ünsiyet kurabileceğinizi anında belirleyebilirsiniz. Bu mimari eserler ayrıca geleneği, geleneksel mimari ile modern mimariyi harmanlayan, o şehrin öne çıkan maddi ve manevi öğelerini remzeden yapılardır.
Elazığ Belediyesi’nin kendi Web sitesinde vatandaşın oylamasına sunduğu alternatif örnek modeller dışında bu konuda mahir mimar ya da sanatsal yeteneği olan vatandaşların da yaptıkları örnekleri ilgili birimlere ulaştırılmasında fayda görüyoruz.