Şavaklıların Çoban Sorunu
Ülkemizde tulum peyniri denince akıllara ilk gelen Şavaklılar ile yaz aylarında göçer olarak hayatlarını sürdüren aşiret üyelerinin sorunlarını konuştuk. Şavaklılar Derneği Başkanı Naim Doğan, göçerlerin yıllardır çözüm bekleyen sorunlarının bir türlü çözüme kavuşturulamadığını kaydetti.
Şavaklılar Derneği Başkanı Naim Doğan, göçerlerin yıllardır çözüm bekleyen sorunlarının bir türlü çözüme kavuşturulamadığını kaydetti.
Ülkemizde tulum peyniri denince akıllara ilk Şavaklılar gelirken Şavaklılar aşiretinin temsilcileri ile yaz aylarında göçer olarak hayatlarını sürdüren aşiret üyelerinin sorunlarını konuştuk. Şavak Der Başkanı Naim Doğan ile Tarım ve Hayvancılık Komisyonu Başkanı Muzaffer Güzer aşiretlerinin sorunları ve çözüm yollarına yönelik gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
İhale usulü kiraladıkları yaylalarda yıllardır aynı sorunlarla karşılaştıklarını ve yetkililerin bu konuda bir girişimde bulunmadığını ifade eden Şavak Der Başkanı Naim Doğan “Bu sorunların ilki yaylalarda su sorunu yaşıyoruz. Erzurum, Tunceli ya da Sivas bölgesine giden üreticilerimiz bunun yanı sıra yol problemi çekiyoruz. Bunların yanı sıra yıllardır bize bu yaylaları ihale usulü kiralamaya veren devlet yetkililerinin, ya buraya üreticiler geliyor ve biz bunlardan her yıl belirli ücret alıyoruz gidip hal hatırlarını soralım sorunlarını dinleyip çözüme kavuşturalım söyleminin hasretini çekiyoruz. Yaylalar yüksek kesimli yerler yağan kar ve yağmurdan dolayı yolları bozuluyor ve biz bunları kiraladığımız araçlarla yollarımızı açıyoruz. Bunun yanı sıra hayvanlarımızın su ihtiyaçlarını karşılamak için bazen 300 – 500 metre aşağıya su getirip yalaklarının yapılması gerekiyor. Bununla ilgili sorunlar yaşıyoruz. Sorunlarımız yıllardır hep aynı ve biz bunları hep dile getirip talep ettik maalesef hiçbir zaman yerine getirilmedi” dedi.
ÇOBAN SORUNUMUZ DEVAM EDİYOR
Şavak-Der Tarım ve Hayvancılık Komisyonu Başkanı Muzaffer Güzer ise “Son yıllarda en büyük sorunlarımızın biri de çoban sorunudur. Eskiden ailelerde çocuk sayısı çok fazlaydı. Her sürü sahibinin 5- 10 çocuğu vardı. 3-4 tane erkek çocuğu olanlar gündüz – gece sürünün güdülmesine, kuzuların otarılması vs. için dışarıdan her hangi bir eleman ihtiyacı duyulmazdı. Zaman geçti kırsalda çocuk sayısı azaldı ve çocuklarda hayvanlara bakmak yerine okumayı tercih ediyorlar. Bu nedenle son 10 – 15 yıldır çoban sorunu sesli bir şekilde dillendirilmeye başlandı. Biz eskiden çoban sorunumuzu Şanlıurfa, Diyarbakır bölgesinden temin ediyorduk. Onların da sürü sayısının artmasından dolayı çobanları kendine yetmeye başladı. Bir süredir sığınmacılar aracılığıyla çözmeye çalışıyoruz. Sığınmacı çobanlar büyük bir sıkıntıya sebep oluyor. Çalışma izni olmadıklarından sürü sahiplerine yüksek miktarda idari cezalar kesiliyor. Herhangi bir sorunu olmayan da iletişim çağındayız malum whatsapp grupları kurarak kendi aralarında fiyat belirliyorlar. Belirli fiyatın altında kimsenin çalışmasına müsaade etmiyorlar. Bu haliyle ekonomik olarak üreticimizi zora sokuyor. Çoban bulamayacağımızı bildiklerinden üreticiyi sürekli sürüyü bırakıp gitmekle tehdit ettiklerinden sürü sahibinden çok yaylada çobanın sözü geçmeye başlıyor. Tabiri caizse biz yaylada yabancı uyruklu çobanlara karşı emir kulu olmuşuz ”diye belirtti.
DIŞARIDAN ÇOBAN TALEP EDİLMELİ
Güder “ Çoban sorununun çözümü bize göre şöyle olabilir. Önce devletimiz durum tespiti yapacak. Hangi ilde ne kadar ihtiyaç ve talep var diye ve bunu en başta üreticilerimize sorması gerekiyor. Ülke genelinde ihtiyaçlar tespit edildikten sonra devlet yetkilileri Afganistan, İran, Irak gibi ülkelerde resmi yollarla çoban istenebilir. O zaman pasaportu olan çalışma izni olan yabancı uyruklu bu işten anlayan kişiler sürü sahiplerinin yanında çalışmaya başlayacak. Eğer ülkenin ihtiyacı kadar çoban ya da farklı bir meslek grubundan kişiler sağlanmış olursa kimse keyfine göre de fiyat belirleyemez. Üreticinin sorunu bize göre çözüme kavuşur” diye kaydetti.
YAYLA DÖNÜŞÜ KOLAYLIKLAR SAĞLANSIN
Güzer “ İlimizden Tunceli ve Erzurum yaylaları başta olmak üzere sürüler bahar aylarında araçlarla gidiyor. Kullanılan yol güzergâhlarında ekili alanlar olduğu için o ekinlere zarar vermemek adına sürülerin % 95’i hatta %98’i araçlarla götürülüyor. Fakat özellikle son iki yıldır akaryakıt fiyatlarındaki aşırı yükseliş nedeniyle bu taşıma ücretlerinde çok büyük meblağlar ödenmeye başladı. Ekim ve Kasım aylarında Erzurum, Bayburt, Sivas, Tunceli gibi illerimizde ekinler derilmiş ve araziler boş oluyor. Dolayısıyla biz dönüşümüzü yaya olarak yapmak istiyoruz. Bu yaylaların uzaklığına göre 10 ile 25 gün arası sürebiliyor. Hayvanları yükleyip götüreceksiniz gibi şartların hafifletilmesini istiyoruz. Devletin üreticinin her zaman yanında olması gerekiyor. Şartların hayvancılık anlamında her yıl daha da kötüleştiği ülkemizde destek lazım. Bahar ayında örneğin 150 – 200 bin nakliye parası verip gitti ama dönüşte sürüyü yürüterek getirmesine olanak sağlanıp üreticiyi bu mali külfetten kurtarmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.