Sağlıkta asıl sorun denetimsizlik
Son günlerde sağlık sektöründe ilginç olaylar yaşanıyor. İstanbul'da başlatılan ve birkaç şehre de sıçrayan yenidoğan skandalının ortaya çıkartılmasıyla 10 hastanenin ruhsatları iptal edilmiş ve kapatılmıştı.
112 çağrı merkezi ile başlayıp şebeke üyesi ambulans şoförlerinin doğum hastalarını organize yolsuzluk yapan özel hastanelere götürmesi, doğan bebekler sağlıklı olmasına rağmen yoğun bakım ünitesine yatırıp devletten para alan, sağlıksız ortamlarda bekletilen 10 bebeğin ölümüyle sonuçlanan olaylar, bir CİMER müracaatı ile başlamış ve soruşturmayı yürüten cesur bir cumhuriyet savcısının gayretiyle tüm pislikler ortaya çıkmıştı.
Bu olay, sağlık sektöründe denetimsizliği gündeme getirmiş ve başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere Sağlık İl Müdürlüklerinin yeterli ve habersiz denetim yapmadıkları gerçeğini ortaya çıkarmıştı.
Son yıllarda sağlık sektöründe özel hastanelerin artışı da gösteriyor ki bu konuda yeterli ve etkili bir deneyim yapılmıyor. Birçok hasta ve hasta yakınından defalarca sizlerin de dinlediği yanlışlıkların en önemli sebebi denetimsizlik, denetimsizlik, denetimsizlik…
Özel hastaneler elbette bir ticari müessesedir ve kar amacı güderler. Burada hiçbir sorun yok. Her müessese gibi özel hastanelerimiz de verdiği hizmet karşılığı hak ettikleri ücretleri hem hastadan hem de sosyal güvenlik kurumundan almak durumundadır. Ancak yapılmayan işlemler, çekilmeyen röntgenler, yapılmayan özel tetkik ve tahliller, kullanılmayan tıbbi malzeme ve iğneleri yapılmış gibi gösterip devlete ve hastaya fatura edilip haksız bir ücret alınıyorsa ki bu konuda ciddi duyum ve ihbarlar var işte sistem burada çöküyor.
Elbette ki işini dürüstçe ve sağlık sektörünün hassasiyetine binaen paradan önce insan sağlığı olarak gören ve bundan taviz vermeyen özel hastanelerimiz de var. Bu konuda onları tenzih ediyor ve ayrı tutuyoruz. Ancak kötü örneklerini de ülkemizde yaşanan son örnekleri ile görüyoruz.
Tüm bu sorunların da asıl sebebi yeterli denetimlerin olmaması. Bu denetimleri kim ve nasıl yapıyor bilmiyoruz ama bu denetimlerin sürekli ve hastanelerin evrakları ve beyanları üzerinden değil, hastaya uygulanan tedavi, kullanılan ilaçlar ve hasta yakınının görüşü ve düşüncesi de alınarak yapılması lazım.
Sağlık kurumlarının yapılacak denetimler öncesinde bilgilendirilmesi de sistemin bir zaafı gibi duruyor.
Hem insanların sağlığını tehdit ediyor hem de devletten yüklü paralar alınıyorsa burada ciddi bir sorun var demektir.
Bu konuda Sağlık Bakanlığının denetim mekanizmasını hatta denetim yapan personellerin de denetlenmesini getiren yeni bir sisteme geçmesi gerekiyor. Zira bugün İstanbul’da patlak veren ve Anadolu’ya yayılma ihtimali yüksek olan yenidoğan ya da farklı usulsüzlükler yapan mesleğin yüzkarası isimleri tespit etmek mümkün olmaz.
Kaldı bugün ortaya çıkan bu usulsüzlükler, Sağlık Bakanlığı yetkililerinin kendi denetimleri sonucu değil, duyarlı ve vicdanlı bir vatandaşın CİMER başvurusu ile ortaya çıktı.
Demek ki bu müracaat olmasaydı bu bebek katliamları ve usulsüzlükler devam edecek, onlarca bebeği kaybedecek, devletin milyarları bu cani şebekelere akacaktı.
Bu olaylar da gösterdi ki bu konuda en büyük ve en önemli eksiklik denetim…