SAĞLIKLI NESİLLER İÇİN HAYVAN SEVGİSİ ŞART
BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/ Elazığ Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Fikret GÜROCAK yaptığı açıklamada, 'Hayvanlara yönelik gerçekleşen ve 'şiddet' tanımının yetersiz kaldığı olaylarda, olayın nasıl gerçekleştiğinden ziyade neden yapıldığına dikkat çekmek gerekiyor.' dedi.
Gürocak, ’’Zira hayvana şiddet uygulayan bireylerin psikolojik durumunu sağlıklı olarak tanımlamak imkânsız. Hayvanlara şiddetin en acımasız örneklerinden birini yakın zamanda ayakları ve kuyruğu kesilen yavru köpekle yaşadık. Kedileri fırlatanları, karıncaları öldürenleri ve hayvanlara her türlü şiddeti yapanları sürekli görüyoruz ve bunun sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bir artış ivmesinde olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
Gürocak ''Şiddet insanların gelişmişlik seviyesinin artışıyla ters orantılı.Şiddet oranının azalması gerekirken gitgide artıyor. Şiddet eğilimi bulunan kişilerde görülen en büyük özellik ise anti sosyal olmaları. Toplumun sosyal normlarına uymayan kişiler, anti sosyal kişilik özelliklerini taşır ve bunlar için hayvanlara eziyet normalleşebilir”
Fikret Gürocak, ’’Yapılan araştırmalara göre çocuk şiddeti modellemeyle öğreniyor. Çocuğa şiddeti öğreten en birincil örnekler canlı modellerdir. Televizyon ve çizgi filmler ikinci plandadır. Yetişkinler hayvana şiddeti normalleştirmezlerse çocuk bunu örnek almaz. Çocuklarda anti sosyal kişiliğin gelişmemesi için küçük yaşta empati duygusunun öğretilmesi gerekiyor. Eğer empati yoksunluğu varsa, bunun ilk belirtilerinden biri, doğaya eziyettir. Eğer çocukta hayvanlara karşı şiddet eğilimi varsa, büyüdüğünde çevresindekilere de aynı şekilde şiddet uygulayacaktır. Anne ve baba çocuğuna şefkat duygusu ve empati kavramını öğretmelidir. Empati susuz bir hayvanın susuz kalmasından kendini sorumlu hissetmektir. Bu duygu doğuştan gelmez sonradan öğretilir." diye ifade etti.
HAYVANA ŞİDDETİN NEDENİ NEDİR?
Gürocak, ’’Böyle bir durumda kişi kontrol duygusunu ya da güç bende düşüncesini tatmin etmek ister. O doyumu zayıf kişilere, hayvanlara ve doğaya karşı şiddet kullanarak yakalar. Bu durum genellikle içindeki gücü yatıştıramadığı ve karşılık bulamadığında ortaya çıkar. Biz buna ego tatmini diyoruz.’’ diye ifade etti.
HAYVAN SEVGİSİ, ÇOCUKLARIN GELİŞİMİNDE DE ÖNEMLİ ROL OYNUYOR
Gürocak, ’’Yaşamımızın ayrılmaz parçası ve en yakın dostlarımız olan hayvanlar, çocukların gelişiminde de önemli rol oynuyor. Doğru ilişki kurulduğu takdirde, empati yeteneğinden ahlaki değerlerin gelişimine kadar pek çok olumlu sonuç alındığını anlatan Gürocak “En kritik görev ebeveynlere düşüyor.Çocuk gelişiminde temel bir rol oynayan hayvan sevgisi,duygusal erişkinlikte olduğu kadar onların topluma uyum sağlayan sosyal bir varlık olarak yetişmesinde kritik yer tutuyor.Ancak bu olumlu etkinin ortaya çıkabilmesi,hayvanı atılıp satılabilir bir nesne olarak görmemekle ve ebeveynlerin doğru tavırlarıyla mümkün oluyor” dedi.