Reel Politik
Son yıllarda sıkça dillendirilen bir ifade reel politik ibaresi. Gerçek ve halka dayalı, halkta karşılığı olan siyaset anlamında kullanılıyor.
Yönetimden ise bu tabir, reel ihtiyaçları görüp ona yoğunlaşmak ikinci ve üçüncü derecede hizmetleri öteleme anlamına geliyor.
Reel politik ya da reel siyaset adına ne denirse densin bu günlerde bu ifadeye ve bunun içinin doldurularak sahaya yansıtmaya en çok ihtiyaç duyan parti Ak Parti.
Ak Parti’nin bugün sahada da sempatizan da kararsız ve tarafsız seçmende de uyandırdığı ilk algı tepeden inmeci ve dayatmacı zihniyet…
Hangi parametreler ve nasıl işliyor kamuoyunun yakından bildiği mekanizma, günün sonunda bir milletvekili listesi olarak şehrin semalarına düşüyor ve “işte bunlar” denerek hatıra boğuluyor.
Hatır ise öyle sıradan birinin hatırı değil. Her türlü engellemelere rağmen ülkeyi ve ümmeti omuzlayan Erdoğan’ın hatırı.
Onun medeniyet yolculuğunun kutsallığı ve kelle koltukta dünya ile savaşının hatırına bugüne kadar verilen destekler konusunda da artık problemler yaşanmaya başlandı.
Hiç ummadığımız isimlerden hiç beklemediğimiz cümleler duyuyoruz bu günlerde. Hatırın da vefanın da son demlerini yaşıyor büyük çoğunluk.
İyi Parti, “seçimi kimle kazanırız” gibi bir endişe taşırken, “kimi koysak kazanırız” mantalitesinin artık işlemeyeceği gerçeğini ve reel politiğini birilerinin görmesi gerekiyor gibi. Zira Türkiye, birilerinin milletvekilliği aşkı, tutkusu ve fantezisinden çok daha değerli ve önemli vatandaş için.