RED FEAR AT PKK
Kandil HDP 'nin siyaset zeminini yerle bir etti
Kandil HDP ‘nin siyaset zeminini yerle bir etti. Artık Kürt siyaseti illegdigereşti.
Türkiyeleşmek isteyen HDP nin cici çocuğu Demirtaş Cizre’ye girmek için canla başla mücadele ederken büyük risk aldı. Türkiye partisi olmak isteyen HDP nin eş başkanı Demirtaş Cizre’ye girmek için verdiği mücadeleyi Şehit cenazeleri için de vermiş olsaydı, kandile yürümek için vermiş olsaydı durum değişecekti.
Evet PKK Günlerdir en kirli enstrümanını ortaya koyuyor, ülkemizde ki yalaka gazeteci takımı da günü birlik ihtiyaca göre yazıp çiziyor ve darbe anayasasını savunuyor.
Türk hükümetinin uzattığı zeytin dalını ret eden inkârcı politikaları benimseyen PKK, kırsal da ve şehir merkezlerinde arka, arkaya yediği darbelerle zor durumda.
Red fear at PKK.
Yani PKK ‘yı Kızıl korku sardı. Sıkıştı kaldı, bu kez siyasi mekanizmaları devreye sokarak silahların susması için devlet’ e zeytin dalı uzatıp duruyor ama boş.
Terör örgütüne yakınlığıyla bilinen Med Nuçe televizyonuna Cizre'den bağlanan ve kendisini "Halk Meclisi Üyesi" olarak tanıtanMehmet Tunç isimli şahıs, "Artık son noktalardayız. Bin kişi, iki bin kişi kayıpla yüz yüze çünkü. Attıkları toplar, attıkları havanlar, attıkları bombalarla, artık çember her geçen dakika daralıyor" diyerek PKK'daki son durumu ağlayarak anlattı.
Evet ağlamak çözüm değil. Çözümsüzlüğü isteyen PKK oldu. Kürt kardeşlerimizle bizi birbirimize düşman etmek isteyen yine PKK oldu.
Cizre insanı da artık “EDİ BESE” demeli. Bunu Türk tarafına değil. PKK’ya söylemeli.
Türk Devleti huzuru bozan değil. Tahsis eden taraf oldu. Bunu anlamayan PKK Halk ayaklanması istedi. Ancak bu ayaklanmaya Doğu ve Güneydoğu insanı olumlu cevap vermedi.
Geçtiğimiz gün PKK yine yaptığı çağrı ile sözde, Bölge’de ”SERHİLDAN” ilan etti.
Bin yıllık kadim dostlarımız canlarımız olan Kürt halkı bu sese yine kulak vermeden sokaklara inmedi. Halk desteğini yanında göremeyen PKK bu kez sokak eylemleriyle göz doldurmaya çalışıyor ama nafile.
Çünkü Devlet bu kez kararlı. Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ‘nun ve Cumhurbaşkanı ‘nın sözleri ile Terörle mücadele de Valilerden alınan yetkinin Askere verilmesiyle bu iş de nihai hedefin aktif mücadele olduğu gözlendi.
Beni üzen Kürt kardeşlerimizin PKK ile Devlet çatışmasında mağdur olmasıdır. Doğuya giden yolcu otobüsleri ile Kürt kökenli kardeşlerimize bazı kendini bilmeyen cahil kesimin baskı ve şiddet uygulamasıdır.
Kürtler bizim kadim dostlarımızdır, canlarımızdır. Tanımaktan şeref duyduğum birçok gazeteci arkadaşımla telefonda konuşurken mahcup bir şekilde konuşması beni son derece üzüyor.
Bir gazeteci arkadaşım yaşanan olaylarla ilgili aynen şunu söylüyor,”Vdigerahi biz Kürt’üz. PKK nın eylemlerini desteklemiyoruz. Baskı ve Şiddetle bizlerden oy isteniyor. Doğu ve Güneydoğu halkı perişan durumda esnaf bitmiş, hiç kimsenin can güvenliği yok. PKK eylemleriyle çok sayıda Kürt hayatını kayıp etti. Çaresiz kalmışız, zorla insiyatifi ele geçirmeye çalışan PKK verilen hakları görmemezlikten gelerek, huzuru bozan taraf oluyor. Devlettin merhametli karşısında bizler mahcup oluyoruz” diyerek huzuru bozan tarafın yanında olmadıklarını beyan ediyor.
Evet,,,
Devlet güçleri, demokratik zeminde kalarak, hukuk çerçevesinde bölücü ihaneti bertaraf etmek için başlattığı operasyonlarını kararlılıkla sürdürüyor. Teröristler ise ağır kayıplar vermeye başlayınca bir taraftan PKK terör örgütünden yardım isterken, diğer yandan da örgütün siyasi uzantısı olan HDP’den devreye girmeleri konusunda destek bekliyor.
Ana nafile, kendi düşen ağlamaz derler bizde…
Selam ve Dua ile.