Prof. Dr. Balcı, PET-CT Hakkında Bilgi Verdi
Fırat Üniversitesi Hastanesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tansel ANSEL BALCI, PET-CT cihazı çekimleri hakkında bilgiler verdi.
PET-CT’nin nükleer tıp ile anatomik görüntülemenin beraber uygulandığı görüntüleme yöntemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. ANSEL BALCI, kanserden şüphelenilen durumlarda, kanser teşhisi sonrasında kanserin vücudun herhangi bir bölgesinde yayılımının olup olmadığının tespiti açısından, tedavi uygulanmış hastalarda tedavinin iyiye gidip gitmediğinin anlaşılması, hastanın tedavi yöntemine yanıt verip vermediğinin kontrol edilmesi ve kanserin yeniden nüks etmesi hususları açısından PET-CT çekiminin oldukça önemli olduğunu vurguladı.
Genellikle hastalarına verdikleri radyoaktif maddeler ile kanserin olduğu alanları görüntüleyebildiklerini ifade eden Prof. Dr. ANSEL BALCI; kanserin kendisini ışıldamalar yolu ile bulunduğu yeri gösterdiğini, PET-CT cihazı sayesinde kanserin bulunduğu yeri kolaylıkla görebildiklerini ve bu sayede etkileyici görüntüler elde edebildiklerini sözlerine ekledi.
PET-CT çekimini sadece kanser tanısı ve şüphesi almış hastalara yapmadıklarını belirten Prof. Dr. ANSEL BALCI, beynimizin vücudumuzda en fazla şeker kullanan organ olduğunu, bundan dolayı PET-CT uygulamasının bazı nörolojik problemlerde de uygulandığını, şeker molekülünün benzerini radyo aktif bir maddenin vücuda verilmesi ile beynimizin ne kadar çalıştığını, hangi bölümünün çalışıp çalışmadığını gösterdiğini söyleyerek özellikle demans hastalarında PET-CT’ işleminin sıklıkla kullanılan bir tetkik haline geldiğini, demansın tanısı ve tipinin belirlenmesi açısından PET-CT işleminin oldukça etkili olduğunu ifadelerine ekledi.
PET-CT işlemi için hastaların nükleer tıp bölümüne başvurduklarında bir bilgilendirme formu verip bu formu dikkatlice okumalarını istediklerini, bu formda işlemin öncesinde ve sonrasında hastanın nelere dikkat etmesi gerektiğinin yazdığını vurgulayan Prof. Dr. ANSEL BALCI, PET-CT işlemi öncesinde özellikle diyabet tanısı olan hastaların diyabetlerine dikkat etmeleri gerektiğini, hastaya şeker molekülünün benzerini radyoaktif bir madde verdikleri için hastadan en iyi görüntüyü elde edebilmek ve çıkan görüntüyü en iyi şekilde yorumlayabilmek için hastaların çekimden önce diyabet ilaçlarında bir takım düzenlemeler yaptıklarını, tetkik çekimi olmadan bir gün önce hastanın vücuttaki şeker oranını dışarı attığı için karbonhidrattan fakir, protein ağırlıklı beslenmesini, kahve, çay tüketiminde azaltma yapmalarını istediklerini ifade etti.
PET-CT çekiminde hastaları her tarafı kurşunla kaplı olan bekleme odası denilen tek kişilik odalarda yaklaşık bir saat sessiz ve sakin bir şekilde beklettiklerini belirten Prof. Dr. ANSEL BALCI, bu bekleme süre zarfında hastaya damardan verilen radyo aktif maddenin vücutta gitmesi gereken, birikmesi gereken yerlerde biriktiğini, bir saatlik bekleme süresinin sonunda hastadaki fazla radyoaktif maddenin vücuttan uzaklaştırılması ve görüntüleme esnasında daha net bir görüntü elde edebilmek için idrar boşatması için tuvalete yönlendirildiğini söyleyerek bu işlemlerin sonrasında hastanın çekime alındığını, çekimin 15 dakika sürdüğünü, çekimin bitiminden sonra hastanın yeniden bekleme odasına alındığını, hastanın bekleme odasında dinlenirken çekilen görüntülere ilk etapta hızlıca bakılıp ek bir görüntü çekilip çekilmeyeceğine karar verildiğini, kararın sonrasında görüntüler uygun ise hastanın evine yolcu edildiğini vurguladı.
PET-CT çekimi sonrasında hastanın radyoaktif madde aldığı için etrafına radyasyon saçmaması açısında hamillerden, çocuklardan belli bir süre uzak durması gerektiğini belirten Prof. Dr. ANSEL BALCI, çekimden sonra evine giderken toplu taşımayı kullanmaması, evinde bir süre yalnız bir odada kalması gerektiğini eve gittiğinde radyasyonu kısa sürede vücudundan atması için gibi bol bol su içmesi gibi konuları hatırlatarak hastaları yolcu ettiklerini dile getirdi.
Prof. Dr. ANSEL BALCI, hastanın kendilerine verdikleri randevu günü geldiklerinde ilk olarak hastanın damar yolu açıldıktan sonra anamnez denilen hastanın öncesindeki şikâyetleri, kullandığı ilaçlar gibi birçok bilginin not edildiğini, bu alınan bilgilerin çekilen PET-CT işlemi görüntüsünün yorumlanmasında kendilerine yol gösterdiğini vurgulayarak çekilen PET-CT görüntülerinin çok dikkatli ve titizlikle incelendiğini, hastada kanser olup olmadığı, varsa kanser tutulumlarının nerelerde olduğunu, daha önceden geçirilmiş bir kanser öyküsü var ise geçirilmiş olan kanserin yeniden nüks edip etmediği konularının incelenerek bir rapor düzenlendiklerini ve incelemeler sonucunda ortaya çıkan raporun ilgili doktorlara ulaşmasının ardından hastanın tedavi süresinin başlayacağını dille getirdi.
Fırat Üniversitesi Hastanesinde PET-CT çekimlerinin yaklaşık 1 yıldır yapıldığını, bu cihazı uzun yıllardır beklediklerini, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin GÖKTAŞ’ın vizyonerliği sayesinde PET-CT cihazının hastaneye kazandırıldığını söyleyen Prof. Dr. ANSEL BALCI, bilimsel araştırma projeleri kapsamında PET-CT cihazının hastaneye kazandırılması konusunda başta Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’a ve dönemin Başhekimi olan Prof. Dr. İrfan KAYGUSUZ’a kendilerine verdikleri destek için teşekkür etti.