Paralı daha mutluyuz!
Parayla saadet olur mu? Elbetteki olmaz diyeceğinizi biliyoruz.
Ancak yapılan bir araştırma hiç de öyle demiyor. Hane geliri yüksek olan insanların, düşük gelirli olan insanlara göre daha mutlu oldukları sonucuna varılmış, yapılan araştırmada.
Oysaki paranın mutluluğu satın alamayacağı yüzyıllardan beridir kullanılan ve her kültürde geçerli olan kalıp bir yargıydı.
Şimdilerde ise durum tam tersi. Yıllık hatta aylık geliri yüksek olan bireyler ruhsal olarak da daha sağlıklı olarak nitelendiriliyor.
Yüksek gelirli ailelerin bireyleri dezavantajlı diyebileceğimiz az gelirlilere göre önemli ölçüde daha az depresyon, endişe, kaygı ve üzüntüye maruz kalıyormuş.
Ayrıca zengin insanlar, fakirlere nazaran daha mutlu ve huzurlu olup, sosyal çevrelerinde daha saygın ve itibar kazanıyorlarmış.
Sosyal çevrenin itibar ettiği değerlere, bizler Nasrettin Hoca'nın "ye kürküm ye" fıkrasıyla ötelerden beri aşikarız. Hani Hoca’yı bir düğüne davet etmişler, o da günlük kıyafetleriyle gitmiş düğüne. Düğün meclisi de epeyce kalabalıkmış. Herkes aynı anda sofraya alınamayacağı için parça parça çağrılmış davetliler. Birinci sofra kurulmuş kalkmış, ikinci sofra kurulmuş kalkmış, üçüncü sofra derken, hoca bakmış kendini çağıran yok. Kalkmış evine gitmiş. Günlük giysilerini çıkarıp gösterişli samur kürkünü giyip geri dönmüş düğüne.
Hoca daha kapıdan girmiş ki, gözler üzerine düşmüş. “Aman hocam sofraya buyur” “Aman hocam buraya buyur” diyerek herkes hocaya iltifat etmeye başlamış. Hoca, sofraya oturunca çorbanın suyuna kürkünün bir ucunu batırmış. “Ye kürküm ye, bu ziyafet bana değil sana” diye çevrenin en büyük zaafiyetini ortaya koyup bizlere önemli bir mesaj vermiş.
Bugün bilimsel olarak ortaya konan sonuçlar da gösteriyor ki, insanın kişiliğine, kültürüne, bilgisine değil de ekonomik olarak ne kadar varlıklı olduğuna bakılıyor.
Yani hemen hemen her devirde itibar paraya, pula ve çuladır. Araştırma sonuçları bunu her ne kadar yeniden ve bir kez doğrulasa da asıl mutluluğun kaynağının sadece yüksek gelir olmadığını da bilmemiz lazım. Çok varlıklı oldukları halde mutluluğu, iç huzur ve ruh dinginliğini yakalayamamış ve bunu yakalamak için dünyanın parasını harcayan ve buna rağmen yakalayamayanların olduğunu da göz ardı etmemek gerek.
Para her zaman mutluluk getirmese de fakirliğin mutsuzluk getirebildiği de bir gerçek.
Nasıl olmasın ki insan mutsuz. Ev kiraysa, kent hayatına duçarsa, çocuk varsa eve de düzenli para gelmiyorsa...
Hele de salgın süreci de eklenmişse yaraya! Nasıl mutlu olabilsin böylesi hayata maruz olan bireyler. Babalar, anneler ve çocuklar!
Sözün kısası; parasız, mutluluğun hayali bile kurulamıyor.