PANDEMİ SÜRECİNDE PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK
Nisa Yılmaz/Psikoterapist Seren Karabulut, Pandemi sürecinde psikolojik sağlamlık hakkında açıklamalarda bulundu.
Karabulut yaptığı açıklamada,“Yüzlerce insanın yaşamını yitirmesine sebep olan Covid-19 göz önünde bulundurulduğunda, tedbirlerini uygulamaktan kaçınan yüzlerce bireyin caddelerde,sokaklarda, plajlarda, avmlerde sosyal mesafe kurallarını yoksayarak koşuşturması, sosyal mesafe kurallarını yoksayan kalabalıklar, maske takmadan dolaşanlar, özel günlerde dikkat edilmeyen kurallar, kolkola çekilen halaylar, düğünlerde davetlilerin topluca pistte olması akıllara “Artık Covid-19 dan korkmuyor muyuz?’ sorusunu düşündürüyor. Birey olarak yaşamdaki en büyük korkularımızdan biri kaybetme korkusudur. Ya kendimizi ya sevdiklerimizi ya da sahip olduklarımızı. Genelleyecek olursak covid-19 bağlamındaki kurallara ve maske kullanmaya gereken uyumun azalmasının en önemli nedenlerinden biri de bireylerin özgürlüklerini kaybetme korkusudur diyebiliriz.”dedi.
DUYGULARIMIZLA NASIL BAŞA ÇIKABİLİRİZ?
Karabulut sözlerine şöyle devam etti:“Yaşananlardan bir süre sonra tehlikeye duyarsızlaşma aktifleşebiliyor ve insanlar hastalık ve tehlikeyi umursamaz şekilde seyredebiliyor. Bu kapsamda toplum arasında sürece uyum sağlayabilenler ise daha sabırlı yani psikolojik sağlamlığı daha yüksek olanlar oluyor. Psikolojik sağlamlık, çok zor koşullara karşın kişinin bu olumsuz koşulların üstesinden başarıyla gelebilme ve uyum sağlayabilme yeteneği anlamına gelmektedir.
Olumlu duygular bu süreçte etkin rol oynar. Güzel günler için bir umudun ve uyumun gerekli olduğunu kabullenenler bu sürece daha kolay adaptasyon sağlayabiliyor. Peki sürece yönelik sağlayamadığımız uyumumuzla, olumsuz duygularımızla nasıl başa çıkabiliriz?
Öncelikle yaşanılanları farkedip kabullenin. Hayatımızda iki alan yer alır; biri kontrol alanımız diğeri kontrol dışı alanımız. Bizim kontrolümüz dışında oluşan covid-19, deprem, sel vb. her şey kontrol dışı alanda yer alır. Bu süreçle başaçıkabilmede de bazı şeylerin kontrol alanınınızda olamadığını fark etmeniz ve artık kendinizi suçlamaktan vazgeçmeniz önemlidir.”dedi.
Seren Karabulut,“Uyumunuz, motivasyonunuz azaldığında ise kendinize bunu neden sağlamanız gerektiğine yönelik hatırlatmalarda bulunun. Bu anımsatmalar hem kendi kontrol alanınızı yönetmenize destek olur hem de korkularınızda, kaygılarınızda azalmaya yardımcı olur. Aldığınız önlemler hata payınızı azaltır. Kendinizi kontrol edebilmeniz, sürece uyumunuz kişisel gelişiminizi ve farkındalığınızı arttırır. Kurallara uyum sürecinde ölçülü davranın, gerektiğinden fazlasını yapmamaya özen gösterin. Gerekli yerlerde kurallara uyum önemlidir aksi taktirde yapılan davranışlar obsesif sorunlara yer açabilir.
Bu süreçte psikolojik sağlamlığımızı koruyabilmek için;
• Hareket; eklemlerimizi ve kaslarımızı kullandığımızda, bedenimizden sinir sistemimize aktif sinyaller gider ve bu aktiflik bedenimiz ve ruhumuzu aktifleştirdiği için olumlu etkileri görülür.
• Beslenme; serotonin içeren besinler motivasyonumuzu arttırır bu yüzden bu süreçte serotonin içeren vesileler tüketmeye özen göstermeliyiz. Şeker ve karbonhidrat tüketimimizi ruh sağlığımızı ani düşüş ve yükselişler ile olumsuz etkilediği için tüketimi azaltmalıyız.
• Uyku; melotonin ihtiyacımız bu süreçte çok önemlidir. Uyku saatlerimizi düzenlememiz ve yeteri kadar dinlenme ihtiyacımızı karşılamamız ruh sağlığımız için oldukça önemlidir.
• Yenilik; üretici olmak önem arz eder. Yeni bir hobi, uğraş, yemek, sanat vb. Yeni şeyler üretebilmek psikolojik sağlamlığımızı da arttırır.
Bu süreçte kendiniz ile başabaş kalma imkanınız fazlasıyla artar. Motivasyonunuzu arttıracak etkinliklerde bulunun. Şimdiye kadar ertelediğiniz işlerin listesini yapın ve adım adım yapmaya başlayın. Şimdiki zamanı yaşamaya çalışın. Geçmiş ve gelecek kaygılarından, olumsuzluklarından arınabileceğiniz egzersizler yapın. Mutlaka yürüyüşlerinizi artırın, gün içinde ; sabah erken saatlerdeki ve akşam serinliğindeki yürüyüşlerin sizlere noradrenalin, adrenalin, endorfin hormonlarınızı aktifleştirerek destek sağlamasına imkan verin. Uyku saatlerinizi düzenli hale getirmeye çalışın.
Mutluluğu amaçlamayın mutluluğu uygulayın. Yaşamakta olduğunuz her an’da her işte huzuru deneyimleyin. Sabretmeyi deneyin. Her andan haz almayı deneyimleyin. Ruhumuzu yoran yıpratan şeylere odaklanmayalım, ruhumuza çiçek açtıran şeylere odaklanalım.”dedi.