Özdağ'ın tükenmişlik sendromu
'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın hakimlikteki ifadesinde 'Tutuklanmamın bu kadar çok arzu edilmesinin sebebi, rahmetli Kaşif Kozinoğlu'na gerçekleştirilen suikastın bir benzerinin Ümit Özdağ için düşünülmesidir. Birileri bunu düşünüyorsa bilsinler ki uzun zamandır farkındayım' dedi.
Siyasette büyümenin ve etkili olmanın yolunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’la kavgadan geçtiğini bilen bazı siyasetçiler, proje ve ülkenin sorunlarına çözüm üretme yerine Erdoğan’ı muhatap alan, çoğu kere de hakarete varan açıklamalarla gündeme geliyorlar.
Özgür Özel’in, yolsuzluk iddiasıyla Beşiktaş Belediye başkanının tutuklanması, ardından CHP Gençlik Kolları Genel Başkanının gözaltına alınmasının ardından “bu bize karşı açık bir savaş ilanıdır. Bunu kabul ediyoruz ve savaşmaya hazırız” mealindeki açıklaması, Ümit Özdağ’a da ilham kaynağı olmuş ki kendisi de “beni öldürmeyi düşünüyorlar” dedi.
Irkçılık düzeyinde bir şovenizm içinde olan, göçmenlerin yok edilmesi gibi Nazi mantığıyla hareket eden Ümit Özdağ, bu siyasetle yüzde 3 gibi bir oy potansiyelinin ötesine geçemeyeceğini, bazı güçlerin kendisini öldürmek istediği gibi bir evhama kapılarak kendisine çok önemli ve değerli bir misyon yükleme gayreti ve gailesine düştü.
Ümit Özdağ’ın bu ülkede yüzde 3 gibi bir karşılığı olduğu doğru. Yalnız yüzde 97 gibi büyük bir çoğunluk Özdağ’ın politikalarını benimsemediği gibi tehlikeli buluyor.
Kendisinin etki ajanlığı ve özel misyonla mükellef karanlık bir adam olduğu yönündeki iddialara cevap vermekten ziyade ‘beni öldürecekler’ cümlesine sarılıp kendini önemli bir adam moduna sokan Ümit Özdağ, Suriye politikasının iflas etmesinden sonra gündemde kalmak adına böyle bir atraksiyon yapma gereği duydu.
Ne yapsın garibim. Siyasette unutulmak ve değersiz görülmek, her fâninin içine sindireceği ve hazmedeceği bir akıbet değildir. Rabbim Özdağ’ın akıbetini hayreyleye…
