Özcan'ın Hakimiyet'e Teşekkür Borcu Var
Ali Özcan'ı hem şahsı hem de duruşu itibarıyla takdir eder ve saygı duyarız. Kendisi, parti genel merkezine Elazığ'da ön seçim yapması çağrısında bulunmuş, bunu yapmadıkları takdirde bağımsız aday olacağını dile getirmişti
Bizler de bu konuyu objektif olarak değerlendirmiş ve Ali Özcan’ın CHP içinde bir değer olduğunu, bu hamlesiyle geçmişini sileceğini, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesiyle de parti içinde tartışmalı isim olacağına dair iyi düşüncelerimizi 14 Mart 2023 tarihinde “Ali Özcan Havlu mu Attı?” başlıklı yazımızda bakın nasıl ifade etmişiz.
“CHP PM milletvekili listeleri için toplandı ve liste belirleme konusunda Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na tam yetki verdi.
CHP, geçtiğimiz gün gerçekleştirilen PM toplantısında milletvekili adaylığı konusunu ele aldı. İttifak yapılanması ve erken seçim kararı dolayısıyla milletvekili aday listeleri ön seçim yöntemiyle hazırlanmayacak. Bunun yerine listeler Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından merkez yoklaması ile belirlenecek. Verilen yetkiye göre adaylar merkez yoklaması ile belirlenecek. İttifak üyesi partilerden 40 dolayında isim ise kesin seçilebileceği yerlerden aday gösterilecek.
Bu gelişmeler ışığında, “CHP Genel Merkezine ön seçim şartı koşan ve bu yapılmadığı takdirde Elazığ’dan bağımsız milletvekili olacağını açıklayan eski İstanbul Milletvekili Ali Özcan suskunluğunu koruyor.
CHP’nin Elazığ milletvekili adayını aylar önce açıklanmasını etik ve siyasi nezakete uygun olmadığını belirten Özcan’ın adayların ön seçimle değil merkez yoklamasıyla belirleneceğinin açıklanması ve 50’ye yakın ittifak üyesi partilere seçilebilecek sıralardan yer verilmesinin ardından nasıl bir yol izleyeceği, bağımsız mı yoksa farklı bir partiden mi aday adayı olup olmayacağı ya da siyasete nokta mı koyacağı merak ediliyor.”
Bizler bu yazıyla, hiçbir itham ve olumsuz düşünce beyan etmeden, hiçbir art niyet taşımadan, Ali Özcan’ın geçmişten bugüne getirdiği CHP müktesebatına halel gelmemesi ve saygınlığının devam etmesi için bu düşüncelerimizi ifade etmiştik. Ancak yazının yayınlanmasından saatler sonra, kendisini Ali Özcan’ın danışmanı olarak tanıtan bir şahıs bizi arayarak olmadık hakaretler savurdu ve saygısızlık etti. Bununla da kalmayarak bizi üç kuruş para karşılığı yazı yazan satılık kalemler olarak itham etti.
Bu saygısızlığın ardından bizler bu kez de yine nezaket sınırları içinde ve bir nevi kendi danışmanının kendisinden sakladığı gerçekleri, şehrin siyasetini çok iyi bilen bir gazeteci duyarlılığı ve samimiyetiyle şu yazıyı kaleme aldık ve bugünden sonra Ali Özcan’ı yakın takibe alacağımıza da söz verdik. İşte ikinci yazı:
“ÖZCAN, SİYASİ MİRASINI YOK ETMEZ”
CHP eski milletvekili ve İstanbul İl başkanlarından hemşerimiz Ali Özcan’ın birkaç ay önce yaptığı siyasi açıklamalar sonrası sessizliğe gömüldüğüne dair 14 Mart 2023 tarihinde Hakimiyet’e Göre köşesinde 'ALİ ÖZCAN HAVLU MU ATTI?' başlıklı bir yazı kaleme almıştık.
Yazıda, CHP Genel Merkezinin aldığı kararla illerde ön seçim yapılmayacağını ve milletvekili listelerinin BM’nin Genel başkana verdiği yetki çerçevesinde merkez yoklama yöntemiyle oluşturulacağını dile getirmiştik.
Yine aynı yazıda CHP Genel Merkezi’ne ön seçim yapma çağrısında bulunan Ali Özcan’ın, bu gerçekleşmediği takdirde bağımsız aday olacağı açıklamasını gündeme getirmiş ve geçen süre içerisinde Özcan’dan bu yönde bir hamle ve açıklama gelmediğine dikkat çekmiştik.
9 Nisan pazar, siyasi partilerin genel merkezlerinin, seçime katılacakları seçim çevrelerine ait aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığına vermelerinin son günü olduğu gibi bağımsız milletvekili adaylığı için il seçim kurullarına başvurunun da son günü.
Bugünü de sayarsanız önümüzde 13 gün gibi kısa bir süre var. Her ne kadar Demirel’in deyimiyle siyasette 24 saat uzun bir süre olsa da bağımsız adayın kararını verip seçimlere iki aydan az bir süre kalmasına rağmen hala ciddi bir adım atılmamış olması da gösteriyor ki Ali Özcan bu kararından vazgeçmiş durumda.
Bağımsız aday olması çok da doğru bir tercih ve karar olmazdı. Zira Ali Özcan CHP misyonuna hem il başkanı hem de milletvekili olarak hizmet etmiş, bu partinin en zor dönemlerinde yükünü omuzlamış, bedel ödemiş ve mağdur olmuş bir isim.
30 yıl sonra partisinin yeniden iktidara bu kadar yakın olduğu, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı olma ihtimalinin yüksek olduğu bir dönemde, sorumlu ve usta bir siyaset adamı olan Özcan’ın davasına sekte vuracak bir adım atmayacağını herkes dillendiriyor.
Kaldı ki Ali Özcan’ın bağımsız aday olmasıyla kendisi de milletvekili seçilecek bir oyu yakalamayacağını biliyor. 2012 yılında yaşanan bir başarı hikâyesinin 12 yıl sonra tekrarlanması mümkün değil. Zira o günden bugüne hem seçmen profili hem de seçmenin tercihleri çok değişti ve farklı bir duruma evrildi.
Ali Özcan, parti misyonuna sadık, ülkesine katma değer katan ve alanında başarılı hizmetler ortaya koyan bir duayen siyasetçi ve iş insanı.
Birilerine ders verme adına olası bir millet ittifakını karşısına almak çok da makul değil. Sonuçta kendisi vekil olmasa da yol arkadaşları ve bu davada ter akıtan dostları cumhurbaşkanı, bakan ya da önemli mevki ve makamlara gelip Özcan ile birlikte ülkeye her alanda hizmet edecek, ihya ve inşa faaliyetlerinde bulunacaklar.30 yıldan beri beklenen bu tablonun mutluluğunu yaşamak varken, bir isme ya da birkaç isme inat olsun diye atılan yanlış bir adım Ali Özcan’ın geçmişten bugüne CHP’ye yaptığı unutulmaz hizmetlerin bir anda yok olmasını getirir ki bu da siyasette çok makbul görülen bir durum değildir.
Öyle inanıyoruz ki Ali Özcan, gönül verdiği ve hizmet etmekten gurur duyduğu CHP’nin ülke genelinde iyi bir netice alması için çalışacak ve zaferin önemli bir aktörü ve kahramanı olacaktır.”
Bu yazının ardından biz sözümüzde durduk ve geçtiğimiz hafta sonu düzenlediği mitinge gittik, kendisini dinledik ve meydandakilerden Özcan’ı sorduk ve bu sefer ve son kez şu yazımız yazdık.
“BİR İLKE İMZA ATACAKTI, HEZİMET YAŞADI”
CHP 26. Dönem İstanbul Milletvekili Ali Özcan, CHP Genel Merkezinin ön seçim yapmadığı takdirde bağımsız aday olacağını ve 8 Nisan Cumartesi günü düzenleyeceği açık hava toplantısı ile dünya demokrasi tarihinde bir ilke imza atacağını açıklamıştı.
Ali Özcan dediğini yaptı ve önce halka SMS yoluyla bağımsız aday olacağını duyurdu. Ardından da adaylık müracaatının son tarihine bir gün kala 8 Nisan Cumartesi günü düzenleyeceği açık hava toplantısında halktan bağımsız milletvekili adayı olup olmama onayı alacağını açıklamıştı.
Özcan; “Cumartesi günü gerçekleştireceğimiz ve demokrasi tarihinde bir ilk olacak açık hava toplantısı ile halkımızla adaylık toplantısı yapacağız. Eğer halk Ali Özcan’ı vekil olarak görmek istiyorsa, halkın talebi doğrultusunda adaylık sürecimizi başlatacağız. Bu noktada demokratik bir duruş sergileyeceğine inandığım tüm hemşerilerimi 8 Nisan Cumartesi günü saat 14:30’da Elazığ Cumhuriyet Meydanı’nda düzenleyeceğimiz açık hava toplantısına bekliyorum. ” diyerek kendisine inanan ve güvenen insanları toplantıya davet etti.
Beklenen gün geldi ve Ali Özcan ciddi bir sahne ve ses düzeni hazırlıkları yaptığı meydana geldiğinde büyük bir şok yaşadı. Hafta sonu, güzel ve güneşli bir gün olması dolayısıyla zaten meydanda olan kalabalık ile programı merak edip gelenlerin haricinde meydana Ali Özcan’a destek vermek için gelenlerin sayısı 700 kişi bile değildi.
Demokraside bir ilki başarmak iddiası ile Cumhuriyet Meydanı’na gelen Ali Özcan’a Elazığ halkı “dur” dedi. Elazığ halkı, “CHP içinde bir ağırlığın var ama bağımsız adaylık seni ve tüm siyasi geçmişini kamuoyu gözünde sıfırlar” dedi.
Demokrasi tarihi içerisinde tarih yazmak için yola çıkan ve Elazığlıları kendine desteğe çağıran Ali Özcan, meydanın resmi, siyasetin ince mesajı ve oluşan kalabalıkla hemşerilerinden kırmızı kart yedi.
Ali Özcan, eğer kendisine gaz veren eski kafa danışmanlarının sözüyle değil de meydanın verdiği mesajla hareket ederse bu sayfayı kapatır. Yok, eğer “kazanmazsam bile kaybettiririm” gibi bir hırs, kin ve nefretin bayraktarı olursa çok kötü bir siyasi final yapmış olur.”
Sayın Özcan’a sözümüz vardı kendisini takip edeceğimize dair. Sözümüzü tuttuk ve üç muhabir arkadaşımızla programını takip ve alandaki hemşerilerimizin görüşlerini aldık.
İşte Özcan’a destek için meydana gelen bazı Elazığlıların değerlendirmeleri:
- “Ali Özcan, siyaset ve yaş olarak Elazığ’ın en tecrübeli ismi, bağımsız aday olarak ilimizde hem CHP hem Ak Parti hem de diğer siyasi partilerden oy alabilir ama bağımsız adaylık için yeterli oyu alacağını sanmıyorum.
-CHP’den aday değil de bağımsız olması CHP’nin oy kaybına neden olabilir, çünkü belki genç nesil tanımıyor ama CHP içinde halen güçlü bir isim.
-Bağımsız aday olması ilimizde farklı bir seçim sürecini getirebilir, diğer adaylar ile polemikleri dikkat çekecektir.
-Gürsel Erol’un şuan önünde en büyük rakip Ak Parti milletvekilleri değil Ali Özcan’dır.
-Bağımsız aday olarak seçileceğini düşünmüyoruz çünkü yüksek bir oy alması lazım ama yine de özellikle CHP’nin oylarından düşüş getirecektir.
-Elazığ şehir merkezi değil ama özellikle köylerinde halen Ali Özcan’a destek verecek vatandaşlar var. Ama genç nesil fazla tanımıyor. Bu Ali Özcan için bir kayıp olarak görünüyor.
-Vatandaş olarak ifade edeyim Ali Özcan’ın bağımsız değil CHP’den aday olmasını isterdim. Bu şekilde Ak Parti’nin işine geliyor. Elazığ’da CHP’nin oylarının bölünmesi Ak Parti’ye yarar.
-CHP’nin Elazığ’da ön seçim yapmaması büyük bir hata. Bu dönemde birlikte hareket etmek lazımken bölünme gerçekleşti. Demokrasiyi savunan bir parti bunu yapmamalı.”
Birçoğu Ali Özcan’ı seven vatandaşların görüşleri bu. Ve içlerinden hiç biri Özcan bağımsız milletvekili seçilir demedi, diyemedi.
Özcan’ın gördüğü bu tablo sonrası akıllı, tecrübeli ve kurt bir siyasetçi olarak kararından vazgeçmesi en doğru ve isabetli karar olur. Kaldı ki kendisi “halkımıza sorup karar vereceğim” demişti. Halk da çok net bir mesaj verdi. Danışmanları bunu çok anlamasa ve Özcan’ın itibarı, siyasi müktesebatı ve parasıyla bir macera yaşamak istese de kendisi sonucu ve tabloyu çok net gördü.
Biz Hakimiyet olarak yine de kararı kendisine bırakıyor ve vereceği karar ne olursa olsun kendisine hayırlı olsun temennisinde bulunuyoruz.”
Alıntılarla çok uzun bir yazı oldu bunun farkındayız. Ancak bizlerin Ali Özcan’a müşfik ve olumlu yaklaşımlarımız, büyük bedeller ödeyerek profesyonel siyasal ajanslardan alacağı danışmanlık hizmetimizin karşılığında tabi tutulduğumuz tavrın yanlışlığına dikkat çekmek için buna ihtiyaç var.
Yazdığımız üç yazının da özünde ve ana fikrinde şu vardı. Ali Özcan, hem şahsi itibarını hem de partideki misyonunu kaybetmemek adına aday olmamalı. Bunu yazarken asla siyasi dengeleri ya da başka bir ismi koruma ve ona tarafgir olma gibi bir düşünmemiz olmadı. Buna dair bir derdimiz ve gailemiz yok zaten.
Günün sonunda Sayın Ali Özcan, bizlerin daha işin başında kendisine önerdiğimiz çizgiye geldi ve tıpkı bizim öne sürdüğümüz gerekçeleri bizzat dile getirerek adaylıktan vazgeçti. Başka bir ifadeyle Ali Özcan, bizim bir aydan beri kendisine dostça yaptığımız noktaya geldi. Şimdi bu aşamadan sonra hadsizlik eden danışmanın özür, Ali Özcan’ın bir alicenaplık gösterip Hakimiyet’te bir teşekkür borcu var.
Kendisinden olmasa da danışmanından kaynaklı bu gerginlik, bizlerin Ali Özcan’a verdiğimiz değerden bir eksiltme oluşturmadı. Ancak kendisine acizane bir tavsiyemiz var. Ali Özcan, nerede nasıl konuşulacağını bilmeyen, saygısız, hadsizlik eden o danışman arkadaşını bir an evvel yanından uzaklaştırsın.
Onunla hiçbir yere varamayacağı gibi tüm saygınlığını yitirme ve kendisine yeni düşmanlar edindirme potansiyeli olan şahısla insani olmasa da siyasi yollarını ayırmalı.
Bizler, başından beri kendisini partisine ve davasına emek vermiş ve bedel ödemiş biri olarak dile getirdik. Kendisi bir değerdir dedik. Bundan sonra da Elazığ’ın faydasına kullanma yönündeki tüm gayret ve adımlarının yanında ve arkasındayız. Müsait zamanda kendisini gazetemizde ağırlamak isteriz. Ama o hadsiz danışmanıyla değil.