OYUNA GELMEYİN GENÇLER!
Boğaziçi Üniversitesine atanan Melih Bulu ile birlikte başlayan gösteriler çığ gibi büyüyor.
Gençlerin giderek başkalaşan söylemlerine bakılacak olursa bu gösterinin amacı çoktan haddini aşmış. Belki de daha ilk etapta “yeni bir Gezi provokasyonu mu?” tezlerini de artık doğrulamış.
Tamamen kasıtlı başka emeller için gayet de iradî ve planlı olarak oluşturulan bir eylem olduğu dışında başka bir durum olmadığı, hele hele demokratik tepki sınırlarını oldukça aştığı da hepimizce aşikar artık.
Rektör Melih Bulu'nun, başlayan gösterilerden sonraki tutum ve davranışları ile yaptığı açıklamalar maalesef ki Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü için çok da isabetli bir isim olmadığını gösteriyor. Keşke, daha donanımlı, duruşu ve kendisini bu makama atayanların cesareti ile eşdeğer bir irade gösterebilme erdemliliği olan biri böylesine bir makama atansaydı.
Bize göre duruşsuz ve temsil kabiliyeti yertersiz biri de olsa, bugün gelinen noktada öğrencilerin bazı kesimlerce masum görülen protesto ve eylemleri geçmişte olduğu gibi bazı mahfillerce desteklenen ve maddi manevi lojistik kaynakları sağlanarak tamamen proveke edilmiş davranışlar. Asıl sorun Bulu’nun atanması değil. Onun akademik yeterliliği de değil. Öğrenci dayanışması deyip, başlatılan yangına, asıl amaçtan bir haber gençleri davet etme, katılımcı olan yığını arttırma ve öğrencileri galeyana getirme çabaları maalesef ki gençler arasında karşılık buluyor.
Yangın büyüyor. Ve yanan bizler sizler! İçi sızlayan, içi dağlanan anneler, babalar!.. Bakın kim seviniyor bu duruma, kim içi gıdıklana gıdıklana gülüyor!..
Bu hale sevinenlerden biri Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olmuş ki bakın öğrencilere nasıl seslenmiş!
Demirtaş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Ne yaptınız gençler ya, sesiniz buraları sallıyor. Kim bilir, nereleri titretiyordur" ifadeleri ile gencecik beyinlere zehrini cezaevinden bulaştırıyor maalesef ki. Bir “iyi ki yaptınız” demediği kalmış!!!
Kobani eylemlerinin baş azmettiricisi şimdi de Boğaziçi eylemlerine selam çakıyor, gençleri kışkırtıyor ve zımnen “devam” talimatı veriyor.
Yazıklar olsun bu ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışanlara! Yoksa bu provokasyonun asıl zemini, AİHM kararından sonra tahliye edilmeyen Demirtaş ve HDP sempazitanlarının bilinçli ve planlı entrikaları mı?!. Nasıl ki gençleri kandırıp dağa kaçırıp kirli emellerine alet ediyorlar, şimdi de gençleri öz yurtlarında ayrıştırıp, göz göre göre yine kendi menfaatleri uğruna yakıyorlar. Bu oyuna gelmeyin gençler! Sizin gibi aslan yürekli genç beyinlerimizin ne idüğü belirsiz, kimliksiz, şahsiyetsiz oluşumlara kurban olmasından bıktık usandık!
Gençler! “Direne direne kazanmak” demek provokasyona alet olmak değildir! Yurdunu bölüp ayrıştırma çığırtkanlığı değildir! İstanbul sözleşmesi imzalansın diyen kadınların sözcüsü olmak da değildir! LGBT’li, işçi, emekçi ve ezilenlerin haklarını savunmak bu değildir! Hem zaten LGBT sevicilik ne demek bir görün Allah aşkına! Nerden tutsanız elinizde patlıyor bu eylem.
Bir kendinize gelin yahu!!! Siz aklı selim sağduyulu olmazsanız, bu ülkede tek güvendiğimiz dağlar olan siz gençler, bu oyunlara böyle gözü kapalı girerseniz vay bizim de bu ülkenin de haline geleceğine!..