ORTA DOĞU GERÇEĞİMİZ İLE YÜZLEŞELİM

 

Suriye politikasında öyle bir noktaya getirildik ki Esed'in gitmesi Türkiye açısından olmazsa olmaz bir hal aldı

ORTA DOĞU GERÇEĞİMİZ İLE YÜZLEŞELİM
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

Suriye politikasında öyle bir noktaya getirildik ki; Esed'in gitmesi Türkiye açısından olmazsa olmaz bir hal aldı. Rusya Esed'i ayakta tutar ise ki görüntü tamamen o yönde, Rusya tamamen bu bölgenin aktörü olmuş ve bölgeye yerleşmiş olacak. Bölgeye yerleşecek olan Rusya'yı artık buradan çıkarmaya hiçbir güç kuvvet yetmeyecektir. Rusya, İran, Çin, Suriye ittifakının Türkiye'yi bölgede nasıl olumsuz bir duruma düşüreceğini tahmin etmek çok zor olmayacaktır. Türkiye bölgede tamamen yalnızlaşacak ve düşman ülke ilan edilip namlunun ağzına yerleştirilecektir. Bu yönleri ile ele alındığında artık ne pahasına olursa olsun Esed'in gitmesi Türkiye açısından mecburiyet olmuştur. Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklediğimiz için bütün düğmeleri de yanlış ilikler olduk. Başlarda Kaddafi'li Libya'nın, Hüsnü Mübarek'li Mısır'ın çabuk düşmesi bizi Suriye'nin de çok çabuk düşeceği ihtimaline itti. Bu durumdan dolayı tavrımızı ve safımızı Muhalifelere yönelik ayarladık lakin evdeki hesap çarşıya uymadı. Rusya'nın Esed'i domine etmesi rüzgarı karşımızdan estirmeye başladı. Artık bu oyunun içinden çıkmak istesek bile çıkamayız. Manevra payı bırakmayıp diplomasi lisanının dışına çıkıp her fırsatta '' Esed gidecek '' dediğimiz için manevrada yapamıyoruz. Bu saat itibari ile ülke çıkarlarımızı müdafaa edebilmek adına tüm politikamız Esed'i düşürmeye yönelik bir hal almalı. Tabi ki buda realiteye vurulduğunda çok kolay değil. Türkiye çok hızlı bir şekilde belirsizliğin ve bataklığın içine çekiliyor. ABD, bölgeyi Rusya'ya kaptırmamak için her fırsatta Türkiye'yi öne sürüp kendisi kaçak güreşmeyi tercih ediyor. Türkiye bu süreçten güçlü çıkar ise müttefikimiz görünecek, çıkmaz ise KM. lerce ötede dost görünüp alakası olmayan partnerimiz olarak tarihteki yerini alacak. ABD ve müttefiklerimiz bize her fırsatta çok şey vaad edip hiçbir fiili destekte bulunmuyor. Destek bir kenara PYD-PKK politikasında bile tercihini bizden yana değil onlardan yana kullanıyor. Bu müttefikler ile Orta doğu'da ne kadar güvenli mesafe kat edebiliriz varın siz düşünün. Şu süreçte bizi çok yakından ilgilendiren ve dezavantajımıza olan bir durum ise olası bir savaşın bizim bulunduğumuz coğrafyada cereyan edecek olması. Yani bu savaş bizim savaşımız olacak, bu savaş ne ABD'nin ne İngiltere'nin nede başka bir Avrupa ülkesinin sınırları dahilinde olmayacak. Patlayacak mermi, top, füze bizim tepemizde patlayacak. Diğer ülkeleri bağlayıcı tedirgin edici bir unsur yok. Ateşe yakın olan en çok yanacak olandır. Bu doğrultuda akla peki ne yapmalıydık sorusu gelebilir. Ben siyasi otorite ve askeri strateji uzmanı değilim lakin Büyük Orta doğu projesine bu denli bodoslama girilmesinin yanlış olduğunu bilemeyecek kadar safta değilim. Kullandığımız lisanın diplomatik dilden çok uzak bir dil olup bizi felakete sürüklediğini göremeyecek kadar kör de değilim. Bakın hiçbir ülke bizim kadar bu işin bir tarafı olmadı herkes koşullara göre saf belirledi duruş sergiledi ama biz her fırsatta kendimizi öne sürdük. Komşularla sıfır sorun derken sıfır komşu noktasına geldik. Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumamız en doğrusu olacaktı. Bu kadar terör örgütü bölgede baş göstermeyip savaş daha erken bitebilirdi diye düşünüyorum. Umarım süreç bizim lehimize işler ve kaygılarımda haksız çıkarım...