Önce Göz Yum, Sonra Yık!

Hakimiyet Gazetesi olarak devamlı gündeme getirdiğimiz Hazar Gölü ve çevresi ile ilgili sorunlar,  nihayet ilgili tüm kurumların da katılımlarıyla bir toplantıya gündem olabildi.

Önce Göz Yum, Sonra Yık!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Toplantı ile ilgili basın kuruluşlarına servis edilen haberde şu görüşlere yer verildi:Elazığ Valisi Ömer Toraman, başkanlığında Hazar Gölü Çevresi Sahil Şeridi İşgalleri ile Mücadele ve Plajköy Sahil Şeridi düzenlemesi 1.etap çalışmaları hakkında değerlendirme toplantısı yapıldı.

Toplantıya Sivrice Kaymakamı Efecan Şahin, Maden Kaymakamı Mustafa Atış ve ilgili kurum müdürleri katıldı. Gerçekleşen toplantıda Saha denetimlerinin arttırılarak devam ettirilmesi, Hazar Gölü çevresindeki sahil şeridi işgallerinin tespit edilerek yıkımlara devam edilmesi, Sahil düzenleme ve rehabilitasyon çalışmalarının yapılmasına yönelik kararlar alındı.”

Habere ve haberi besleyen resimlere bakıldığında; izinsiz işgal edilen ve ticari olarak kullanılan derme çatma yapıların yıkılması ve konulan konteynerlerin yerinden kaldırılması manzaraları görünüyor.

Konuyu biraz derinlemesine araştırdığımızda söz konusu bu tür yapıları yapanlara bu alanların bazı muhtarlar tarafından kiraya verildiği gerçeği ile karşılaşıyoruz.

Yasal boşluk mu diyelim yoksa ilgili kurumların zamanında denetim yapıp gerekli uyarı ve ikazları yapmamasından mı diyelim bilmiyoruz ama demek ki geçmişte kamu kurumlarının gözünün içine baka baka bu yapılar yapılmış ve yıllarca da bu alanlardan para kazanılmış.

Artık mızrak çuvala sığmayınca ve konu ile ilgili şikâyetler Bakanlıklara ulaşınca da bir toplantı yapılmış ve yapıların yıkım kararı çıkmış. Yıllardan beri biliriz ve görürüz ki o bölgede bu yapılar, çadırlar ve hatta eğlence programları düzenleniyor. Ve yine buralardan da en çok komşu ilimiz Diyarbakırlı vatandaşlar istifade ediyor. Yani bu alanda bir arz-talep dengesi oluşmuş ve günübirlik ya da konaklamalı bir turizm sektörü oluşmuş.

Tabiatın boşluk kabul etmediği gibi denetimsizlik ve ilgisizlikten kaynaklı boşlukları da bazı uyanık vatandaşlar kullanabiliyor.  Oysa siz kamu olarak, bu alanla ilgili bir düzenleme hatta gerekirse korsan ya da muhtarların maddi çıkar karşılığı gayri yasal bir yöntemle üçüncü şahıslara kiraladığı bu alanlarda yasalara da uygun bir faaliyet yapılması konusunda çalışma yapabilirdiniz.

Şurası da bir gerçek ki bu tür mekânlar, çok sayıda misafir ağırladığı ve bu faaliyetler 4-5 ay süreyle devam ettiği için Sivrice ilçemizin ekonomisine de önemli katkı sağlıyor.

Eğer siz, “İlçeye gelecek ekonomik katkıya sahilleri feda etmem” diyorsanız bunun da yolu var. Şartlarınızı koyarsınız, hangi malzemeden hangi noktalara geçici konaklama ünitelerini koyacaklarını belirler ve bu alanın başta güvenlik ve temizliğinin sağlanmasını açık ve net olarak şartlara ve müeyyidelere bağlayan bir ihale yapıp devamında da bunu denetleyebilirseniz, ne bugünkü çirkin görüntüler ne olur ne de birilerine haksız kazanç sağlanırdı.

Söylememiz o ki bazı yöneticiler ne yazık ki hala eski Türkiye mantalitesiyle olaya bakıyorlar. Siz göstere göstere gelen bir tehlikeyi görüp bildiğiniz ve yaşadığınız halde bu olaylara göz yumacaksınız, birileri sizlerin bu ilgisizlik ve zafiyetinizden faydalanıp devletin kıyı şeridini üçüncü şahıslara kiralayıp rant elde edecek, bu alanları kiralayanlar da derme çatma ve uygunsuz malzemelerle  buralarda ucube barakalar yapacak, sonunda olay bakanlıklara intikal edince sorunu “sorun” kabul edip toplantı yapacaksınız, ardından da yıkım gerçekleştireceksiniz. 

Eski Türkiye işte aynen böyle bir ülkeydi. Ama biz Elazığ’da hala eski Türkiye rüzgârıyla yönetiliyoruz.

Sorunları önceden görüp ve ön alıcı kararlar alıp uygulamak yerine her şey olup bittikten sonra çözüm buluyoruz. Hem de yıkarak…

Bu toplantı ile ilgili ikinci bir mesele de bu sorunla ilgili olarak iki ilçenin kaymakamının toplantıya davet edilip belediye başkanlarının yok sayılması. Oysa Sivrice Belediyesi bu sorunların yaşandığı alanlardan sorumlu ve ciddi uğraşlar veren bir belediye.

Toplantının üçüncü eksiği ve kusuru ise bu kadar kamu kurum yetkililerinin katıldığı bir toplantıda Hazar Gölü ve çevresinin temizliği ve çöplerinin günübirlik alınması konusunda bir karar alınmadığı hatta böyle bir maddenin toplantı gündeminde bile yer bulamaması.

Ne diyelim, şehrimden eski Türkiye manzaraları.