ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SÜLEYMAN DEMİREL

Haziran 2015 tarihinde aramızda ayrılan Cennetmekân Süleyman Demirel'in Hakka yürüyüşünün birinci yıl dönümü

ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SÜLEYMAN DEMİREL
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Haziran 2015 tarihinde aramızda ayrılan Cennetmekân Süleyman Demirel’in Hakka yürüyüşünün birinci yıl dönümü.  

Süleyman Demirel namı diğer Çoban Sülo’yu tanıtmak bizim işimiz değildir. Biz onu anlatamayız. Ancak onun renkli dünyasından bazı kesitleri ölüm yıl dönümü hatırası olarak paylaşabiliriz.

         Bir vatandaş olarak ülkemize milletimize sayısız hizmetleri dokunan halkın hep yanında hep içerisinde bulunan şapkasından başka bir serveti olmayan bu yüce insanı rahmet ve şükranla yâd ediyorum.                                                     

Süleyman Demirel bu ülkeye pek çok yenilikler getirmiş, unutulmayacak hizmetlere imza atmıştır. O bir değil değişik adlar altında birkaç siyasi partiye genel başkanlık, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Güler yüzlülüğü, hoş sohbeti ve sınırsız hoşgörüsüyle gönüllerde taht kurmuştur.

“Yollar Yürümekle aşınmaz” – “Dün dündür bugün bugündür” – “Gap’ı gap diye kimselere gaptırmam” – “Fırat kenarındaki bir kuzudan ben sorumluyum” ve “Vadı da vermedik mi?” Gibi ifadelerle siyaset literatürümüzde yer almış bir liderdir.

Onu saygıyla anıyor ve onu özlüyoruz…

Mekânı cennet ruhu şad olsun

Haydi, hep birlikte Demirel’i dinleyelim.  

                                            ***

Erzurum depreminde Demirel’in mühendisliğini yaptığı bina yıkılmıştır. Demirel’in buna cevabı şöyle olur: “O bina 35 yıl ayakta durdu diye kimse takdir etmiyor da, niye yıkıldı diye herkes eleştiriyor?” der.

                                            ***

Seçmenlerle bir seçim öncesi sohbetinde işsizlik konusunda çok iddialı sözler sarf eder: "Göreceksiniz iktidara geldiğimiz zaman işsizlik problemini üç ay, evet, üç ay içerisinde çözeceğiz. Bakın bunun altını çizerek söylüyorum. o sırada not almakta olan gazeteciye döner:

          “Sen de altını çiz o satırların" der.

          Aradan 10-11 ay gibi bir zaman geçer. Demirel başbakandır ama işsizlik sorunu çözülmemiştir! O günkü konuşmasında bulunan ve not alan gazeteci kendisini ziyaret eder. Demirel yaptıklarını, yapamadıklarını, önündeki engelleri vs. anlatır. Söz sırası kendisine geldiğinde not almış olan gazeteci malum kağıdı çıkartır ve gösterir. İkisi arasındaki diyalog şöyle gelişir:
          “Efendim siz bize işsizliği üç ay içerisinde bitireceğinizi vurgulamış ve 'bunun altını çizin' demiştiniz ben de çizmiştim. buyurun."
          “Kâğıdı vermene gerek yok. o gün 'altını çizin' demiştim değil mi? çıkar kalemini tekrar al kağıdı eline bul o satırları, buldun mu? Hah tamam; şimdi de üstünü çiz!

                                            ***

60’lı yıllar… Kıbrıs meselesi nedeniyle İngiltere ile Türkiye’nin arası kötü. Tam da bu sırada Demirel İngiltere’ye ziyarete gidiyor. Dönüşte gazetecilerle arasında geçen diyalog ise şöyle:
          “Efendim, neden İngiliz dış ilişkiler bakanı’nın elini sıktınız?
          “Neresini sıkacaktım kardeşim?”

                                                      ***

Demirel Başbakan. 12 ada konusunda Yunanistan ile yine sorun yaşanmış, karşılıklı kılıçlar çekilmiş. Ertesi gün kabine toplanmış ve toplantı uzun saatler sürmüş. Dışarıda gazeteciler merakla yapılacak olan açıklamayı bekliyor:
          “Sayın başbakan, Yunanistan Ege Denizi'nin bir Yunan gölü olduğunu iddia ediyor. Cevabınız ne olacak?

          “Ege bir Türk gölü değildir. Ege bir yunan gölü de değildir. Ege zaten bir göl de değildir! Cevabını verir.

                                                      ***

           Başbakanlık kapısında bekleyen bir atı ölmüş ama iki at parası isteyen yaşlı amcaya “Niye biz mi öldürdük?”  cevabını verir.
                                                      ***

Süleyman Demirel’in, zamanında benzin yokluğu hakkında kendisine gazetecilerden yönelen sorulara “Benzin vardı da biz mi içtik? “ cevabı meşhurdur.
                                                      ***
          Başbakanken bir programda kendisine "sizi o bulunduğunuz yerden altı defa indirdiler, hala orada nasıl duruyorsunuz?" diyen gazeteciye “Ben altı kere gittiysem yedi kere de geldim” demiştir.

                                                      ***

Bir gazetecinin Demirel’e  “efendim, derin devlet nedir?” sorusuna Demirel “Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir.” Cevabını verir.

                                                      ***

1980 yılı öncesi Bülent Ecevit için “Dört kaz teslim etsen, akşama üçünü kaybedip gelir” demesiyle ünlüdür.

                                            ***

Demirel’in bulunduğu kalabalık bir ortamda Demirel’e; “Efendim Türkiye’nin durumunu tek kelimeyle özetler misiniz?” deyince Demirel: Türkiye’nin durumunu tek kelimeyle özetlemek gerekirse “Eyidir” derim. İki kelimeyle özetlemek gerekirse “Eyi değildir” derim. 

                                                      ***

 

 

Üniversite ziyaretlerinden birinde sol görüşlü bir öğrenci Demirel’i sıkıştırmaya çalışır.
          “Türkiye’de yapılan her türlü işi sahiplenmek gibi bir adetiniz var… deyince…

Demirel:
          “Sen nerde oturuyorsun?
          “Niye ki? Kadıköy’de!”
          “Hah işte buraya her gün gelmek için üstünden geçtiğin o köprü var ya
          “Evet”
          “İşte onu ben yaptım!”
                                                      ***

           Türkiye’nin Avrupa birliğine girmek için tarih alma konusunu şu fıkrayla değerlendirmiştir. “Avrupa Birliği'ne girmek isteyenler sınava alınıyor. Bulgaristan sınava giriyor, 'atom bombası ne zaman atıldı' diye soruluyor. '1945' diyor, 'geçtin' deniyor.
           Daha sonra Romanya sınava giriyor. 'Atom bombası nereye atıldı' deniyor, 'Japonya’ya' diyor, 'Sen de geçtin' deniyor.
           Sıra Türkiye’ye gelince 'Atom bombası atıldıktan sonra ölenlerin isimleri, soyadları, doğum yerlerini söyleyin' deniliyor.
                                                      ***

           Gaz sıkıntısı için hükümet ne gibi önlemler alıyor diye soran gazeteciye…”Memleketin gazı vardır” diyor.
                                                      ***

Gazeteci: sayın Demirel, yıldırım Akbulut için ne düşünüyorsunuz? Deyince..

Demirel:

“Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da buluttur. Binaenaleyh, üzerine gonuşmaya değmez.”
                                                      ***

Bizde dün ile bugünü, bu günkü siyasetçilerle Demirel’i karşılaştırdığımızda “gonuşmaya değmez” diyoruz.

Mekânın cennet olsun Ey Çoban Sülo…