Olmaza Talip Olmak
Şehir olarak, olması daha kolay, hayata geçirilmesi daha mümkün proje ve halkımızın daha çok ihtiyaç duyduğu hizmetlere değil, yapılması mümkün gözükmeyen ve asla olmayacak projeleri dillendirmek gibi bir özelliğimiz var.
Geçtiğimiz aylarda TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de katıldığı kongrede, “Türkiye-Azerbaycan Ortak Üniversitesinin bir an önce hayata geçirilmesini ve hatta önümüzdeki öğretim yılında öğretime başlaması gerektiğine dair bir açıklama yapmıştı.
TBMM Başkanı Şentop’un bu dilek ve temennisinin ardından Fırat Üniversitesi akademisyenlerinden Dr. Ahmet Bedri Özer ile Yeniden Refah Partisi İl Sorumlusu Av. İbrahim Gök, planlanan Türkiye-Azerbaycan ortak üniversitesinin, Elazığ’da ve Hazar Gölü kıyısında kurulması gerektiğini söylemişti.
Kendileri de Sivriceli olan bu iki ismin açıklamasının ardından yine bir Sivriceli olan ve geçmişte ilimizde başarılı bir İl Milli Eğitim Müdürlüğü sürecinin ardından Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkan Yardımcısı görevini yürüten, son olarak Bakü Eğitim Ataşeliğine atanan Dr. Nihat Büyükbaş, Türkiye- Azerbaycan ortak üniversitesinin hazar gölü kıyısına kurulmasının uygun olmadığına dikkat çekerek, eğer bir yatırım yapılacaksa o da sahilde beş yıldızlı bir otel olmalı açıklamasında bulundu.
TBMM Başkanı Şentop’un Türkiye-Azerbaycan Ortak Üniversitesi kurulması temennisi, Elazığ’da nasıl bir algıyla Hazar Üniversitesine dönüştü zaten çok da anlam verilememişti.
Her Azerbaycan ismi geçtiğinde “Büyük Hazardan Küçük Hazara” klasik, ütopik ve biraz da romantik söylemini hatırlayan bazı çevrelerin, durumdan vazife çıkartıp, hala temenni aşamasında olan ve ciddi bir bilimsel altyapı gerektiren Türk-Azerbaycan Ortak Üniversitenin ismi sırf Hazar diye bu gölün kıyında kurulması talebi, çok zorlama bir yorum ve olmayacak hayalden ibaret.
Elazığ’ın yetiştirdiği önemli bürokratlardan olmakla birlikte eğitimci ve toplam kalite konusunda uzman isim olan Dr. Nihat Büyükbaş, gerçekçi ve realist bir bakış açısı ortaya koydu ve neden bu üniversitenin Hazar Gölü kıyısı ve hatta Elazığ’da kurulamayacağını bir bir sıraladı.
Bunu yapmakla kalmadı daha gerçekçi ve bölgenin coğrafi özelliklerinin sunduğu fırsatları değerlendirerek turistik amaçlı beş yıldızlı bir otel kurulmasının daha mantıklı ve reel bir yaklaşım olduğunu dile getirdi.
Sivriceliler’in bu konudaki fikir ayrılığına yeni görüş ve öneriler gelir mi ya da farklı projeler ortaya çıkar mı bilinmez ama Sivrice ve Hazar Gölü, birçok fırsatları bu şehre sunuyor ancak bizler bu güzellikleri değerlendirmek yerine “Ne olacak bu gölün hali?” ağıtını yakmakla meşgulüz.