OKUL FOBİSİ İÇİN KAYGILANMAYIN
Çocuklar açıklamasını yapamadıkları bu korkuyu bastıramazlar aile çocuğunu okula götürmeye çalışırken, çocuk korkudan direnç göster
Çocuklar açıklamasını yapamadıkları bu korkuyu bastıramazlar; aile çocuğunu okula götürmeye çalışırken, çocuk korkudan direnç gösterir. Ebeveynler de ikilem yaşarlar; hem çocuklarının okula gitmesini derslerden geri kalmamasını isterler, hem de çocuğun yoğun okul korkusu onları endişelendirir. Okul fobisi yaşayan çocuklar, hayatlarının öngörülebilirliğinin kontrolünü kaybetme korkusu yaşarlar. Okul dışında kontrolü sağlar, öngörülebilirliği olur ve böylece kendini huzurlu hisseder. Okuldan beklentisinin ne olduğunu bilmediği için okul ortamı tehdit gibi algılanabilir ve çocuk sınıfta kendini güvende hmez. Okulla ilgili bir durumdan korkabilir; okulda başka çocuk(lar) tarafından kendisiyle alay edilmesi, öğretmenle olan ilişkisi ve öğrenme güçlüğü gibi sorunlar yaşayabilir. Ailelerin çocuklarına doğru yaklaşımda bulunması, çocukların bu korkusunu kısa süre içinde yenmesini sağlayacaktır.
Bahçeşehir Okulları aile danışmanı ve çocuk yaşam koçu BİGEM VAROL çocuklarda okul fobisini ve önerilerini bizlerle paylaştı.
Çocuk Sahibi Olmak Zordur. Çocuk Büyüdükçe Bu Zorluk Fazlalaşıyor mu?
Çocuk sahibi olmak çocuğun yaşıyla orantılı bir olgu değildir. Eğer siz çocuğu doğduğu andan itibaren doğru şekilde yönlendirdiyseniz hiç bir konuda zorlanmayacaksınız demektir. Aile için önemli olan her durum çocuk içinde aynı derecede önem taşımaktadır bu sebepten sizin bocalamanız demek çocuğunuzun da bocalaması demek. Tabii ki ebeveyn olarak her durumda mükemmel olunması beklenemez işte tam da bu noktada bizler doğru bilinen yanlışları anlatıyoruz. Çocuğunuzla küçüklüğünden itibaren iyi bir ilişki kurmanız bu çatışmaları engellemek adına çok önemli. Bu ilişki sağlıklı kurulmadığı taktirde çocuk ergenlik çağına geldiğinde sizin eğitemediğiniz, sizden apayrı büyüyen ve kendine ait fikirleri çevrenin etkisiyle oluşmuş bir canlıyla muhatap olmaya başlayacaksınız demektir . Bu konuda ki en önemli ayrıntı kişilerin en başta evliliğe daha sonra çocuk sahibi olmaya kendini hazır hmesi .Bu konu telafisi olan ,emekliliği ya da istifası olan bir oluşum değil.
Çocuğuna Düşkün Aile Çocuğun Ruh Sağlığını Nasıl Etkiliyor ?
Bu soru sorulması gereken en önemli soruydu aslında. Bizler bebeklerin, çocukların ruhsal durumu olmadığını zannediyoruz. Çocuktur hmez, bebektir görmez gibi durumu göz ardı ediyoruz. Oysa bu kanı çok yanlıştır. Bebekler anne karnından itibaren ruhsal süreçlerin hepsini yaşar yapılan araştırmalar sonucu depresyona dahi girebildikleri görülmüştür. Burada dikkat çekmemiz konularından biri de sorunun içeriğini barındıran çocuğuna düşkün aile kısmı.
Öncelikle Düşkün Derken Neyi Kastediyoruz?
Ebeveyn olarak bağlı ve bağımlı çocuk arasındaki farkı ayırt edememek düşülen en büyük yanlıştır. Aile bağlı olmak Sevgi’den bağımlı olmak ise zorunluluk ve özgüvensizlikten gelir. Halk arasında kullandığımız zeki tabiri çocuğun yazılı notları ya da deneme sonuçları değil girdiği ortama uyum sağlama becerisidir. Yani her çocuk 1 veya 5 kere okuyarak sınavdan yüz alabilir. Bu durumda her öğrenci zeki kategorisine girmeye adaydır. Ancak her çocuk girdiği ortamda kendini ifade edemeyebilir. Bu çocuklar gelecekte özgüvensiz, korkak, kendi ayaklar üzerinde duramayan sürekli başkalarına bağımlı yaşayan, kimlik geliştiremeyen bireyler halini alırlar. Çocuğun ruh sağlığı konu olduğunda acil olmayan durum yoktur aslında okul korkusu da acil bir durumdur.
Neden Bu Kadar Önemli?
2/4 Okul fobisi yüzünden eğitim hayatı sönmüş ve okula gidememiş önemli bir grup var. Bizim sistemimizde de uyguladığımız en önemli kilit nokta okul korkusunun altında yatan nedenin çok iyi araştırılmasıdır .Bu süreçte önemli olan sonuçlardan çok nedenlerdir.
Sebepleri Nedir Okul Korkusunun?
Bu soruya şöyle bir örnekle açıklık getirmek istiyorum . Hiç merak ettiniz mi çocuklar neden aynı masalı defalarca dinlemekten büyük bir keyif alırlar. Hem de aynı kelimelerle aynı sırayla. En ufak bir şeyi değiştirseniz “Hayır o öyle değil!..” diye itiraz ederler. Bu onların hayatı öngörebilmelerini ve bunun sürekliliğini sağlamaları için vazgeçilmezleridir. Masal aynı başlar aynı sürer ve aynı sonla biter. “Sonsuza dek mutlu…” Çocuklar her zaman güvende olmayı her zaman koşulsuz sevilmeyi temel gereksinimlerinin karşılanmasını umarlar. Dünyaya geldikleri ilk andan itibaren dünyayı sınamaya başlarlar yeterince güvenli ve sevgi dolu olup olmadığını anlamak için. Çocuğunuza dünyanın sevgi dolu ve güvenilir bir yer olduğunu sayısız deneyimlerle öğrettiyseniz ne onun ne de sizin en ufak bir fobiniz yok demektir. Fakat eğer durum tam tersiyse okul fobisi ne ilk ne son fobisi olacaktır çocuğunuzun… Bunu faaliyet anksiyetesi, sosyal fobi, sınav fobisi vs… takip edecektir. Kısacası okul fobisi aniden okulun başlamasıyla ortaya çıkan bir gelişme değil çocuğun yıllardır yaşadığı olumsuzlukların bir sonucu olarak görülmelidir. Anne ve baba çocuğun kendi ihtiyaçlarını karşılayarak öz güven kazanmasını desteklemelidir. Bilinenin aksine bilişsel gelişimi çok iyi olan çocuklar değil, öz bakımlarını küçük yaştan itibaren kendileri gerçekleştiren, yani kendi işini kendi yapan çocuklar özgüveni yüksek çocuklardır. Öz güveni yüksek olan çocuk nerde ne yapacağını, kime nasıl davranacağını bilir. Karşılaştığı sorunları çözer ya da tolere eder. Hayatı açık yüreklilik ve cesaretle kucaklar. Öte yandan iki basamaklı sayıları çarpan ama ayakkabılarını bağlayamayan çocuk, öğretmen “Hadi bahçeye çıkıyoruz..” dediğinde ne yapacağını bilemez ve kaygılanmaya başlar. Bu işi kendi için yapan annesi yanında değildir ve öğretmen onun ayakkabısını bağlayamayacak kadar meşgul görünmektedir. Bazen sevgiden kaynaklandığını sandığımız masum hataların çocuğumuzu bu kadar olumsuz etkileyebileceğini hiç düşünmeyiz. 3/4 Sonuç olarak ; çocuklar okul ortamından korkmazlar, eve döndüklerinde güvendikleri aile ortamını kaybedip kaybetmeyeceklerinden endişelenirler. Çocuk ‘Eve döndüğümde ya evde babam ya da annem yoksa’ diye mi düşünür? Evet. Örneğin siz telefonda konuşurken arkadaşınıza `Gripten neredeyse ölüyordum` dersiniz. Bu normal karşılanabilir ama çocuk için değil. O `Eyvah annem gripten ölecek` diye düşünür. Soyut algılamaya yeteneği henüz gelişmemiştir çünkü. Bir örnek daha vereyim, çocuğuyla benimle görüşmeye gelen annelerde de aynı şeyi yaşıyorum. `Hadi bakalım` diyorum küçüğe `Sen dışarıda oyna, biz annenle konuşacağız.` Çocuk tam dışarıya yönelmişken anne `İyi ama o bensiz durmaz ki` deyiveriyor. Bunu dediği anda çocuk geri dönüyor ya da gitmemek için ağlıyor. Kaygı aileden geliyor aslında.
Peki Okula Gitmekten Kaygı Duyan Bir Çocuğa Nasıl Davranmak Doğru?
Öncelikle net olmak gerekir. Gitmek istemeyen öğrencinin bunun onun sorumluluğu olduğu bilinci verilmeli ve evdeki bireylerin görevleri belirlenip herkesin görevini yerine getirdiği onun da yapması gerektiği somut şekilde anlatılmalı .’Baban para kazanmak ve bizim ihtiyaçlarımızı karşılamak için işe gidiyor, ben evdeki sorumluluklarımı yerine getiriyorum ‘ gibi .Bu çocuğun kendi kimliğini sağlıklı bir şekilde oluşturmasını da sağlar.Çocuk okula mutlaka gönderilmeli, annenin sınıfın kapısında beklemesinden bahsetmiyorum tabiki , çocuğun tek başına gitmesini kasdediyorum.Çünkü en büyük hata `Tamam gitmesin bir hafta evde kalsın sonra bakarız` demek. İsterse bahçede otursun, derse girmesin ama mutlaka evden uzaklaşıp okul yoluna girmeli..O yüzden mutlaka kararlı davranmalı. Yaş büyüdükçe işin tedavisi zordur.
Öğretmenler Ne yapmalılar?
Bu dönemde öğretmenlerin duyarlı olması gerekir.Öğretileni yapamıyor olmasının çocukta kaygı uyandıracağı unutulmamalı ve öncelikli olarak öğretmen kaygısı taşımamalıdır.Önce çocuğun sıkıntısının ne olduğu sorulmalıdır bu konuda yardım edileceği anlatılmalıdır.Öğretmen ,çocuğa okula gelmesi gerektiğini ve onun öğrenmesini önemsediğini anlatmalıdır.
Okul Korkusu Olan Bir Çocuğa Sahip Ailelere Önerileriniz Nelerdir?
Çocuğun okula gitmesi konusunda ailenin tüm bireyleri olarak kararlı ve ısrarlı olun. Gitmemesi halinde sınıf içindeki grup çalışmalarında aksaklıklar olacağını anlatın. Kararlılığınızı sözel olduğu kadar beden diliyle de çocuğa yansıtın. En ufak bir tereddüt fobiyi tetikleyen bir uyarıcı niteliği taşır. Midesinin bulandığını, başının ağrıdığını söyleyebilir. Psikolojik olarak yaşadığı çaresizlik psikosomatik sürecin başlamasına sebep olur. Bu durumda onu yalanlamak yerine anlamaya çalışılmalı gerekirse bir doktora görünmesi konuşulmalıdır. Gerçekten fizyolojik bir rahatsızlığı o güne denk gelmiş olabilir. Kırtasiye ve forma alışverişine beraber çıkılıp durum eğlenceli hale getirilebilir. Çok sıkıntılı durumlarda veli çocuktan kademeli bir şekilde ayrılmalıdır. Öncelikle okul koridoru ,daha sonra bahçe vs.. Ebeveyn kendine ait bir eşyayı çocuğuna güven vermesi için verebilir. Size yalnızca kendini hasta htiğini ve okulda hoşuna gitmeyenlere ilişkin aklına hiçbir şey gelmediğini söyleyebilir. Bu durumda okulun eğlenceli aktivitelerinden bahsedin. O 4/4 evden ayrıldığında evdeki sürecin sıradan işlediğini herhangi bir olağanüstü durumun olmadığına ikna edin. Genellikle kardeş kıskançlığı yaşayan çocuklar evden ayrı kaldıkları süre ile sevginizin azalmasını bağlantılı olarak algılar, yeni kardeşle daha çok vakit geçirdiğiniz takdirde ona olan sevginizin azalacağını düşünür bu sürecin böyle işlemediğine ikna edin. Sınıf öğretmeniyle görüşün. Çocuğunuzun sınıf öğretmeni, okuldaki gelişimine ilişkin en iyi bilgi kaynağıdır. Çocuğunuzun düzenli olarak okula gitmesini sağlayın. Sorun ne olursa olsun ya da sorunu çözmeniz ne kadar uzun sürerse sürsün, çocuğun okula düzenli olarak gitmesi çok önemlidir. Ne kadar uzun süre okula devamsızlık yaparsa, yeniden düzenli olarak gitmeye başlaması o kadar zorlaşacaktır. Her şeyin yolunda gideceği konusunda her zaman ona güven vererek, ağlayacakmış gibi görünse bile yine de onu okula götürün. Bağımlı olduğu ebeveyn yerine okula diğer ebeveynin götürmesini ya da okul servisiyle gitmesini sağlayabilirsiniz . Son olarak bizler okullarda bu sorunlarınıza yardımcı olabilmek adına varız .Okul Rehber Öğretmeninden yardım isteyebilirsiniz.Teşekkürler...