Oğul Arınç Daha Gerçekçi
Bağımsız İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin AK Parti'ye geçmesinin ardından, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba da milletvekilliğinden istifa ederek İyi Parti'ye katılma kararı almıştı.
Bağımsız İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin AK Parti'ye geçmesinin ardından, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba da milletvekilliğinden istifa ederek İyi Parti'ye katılma kararı almıştı.
Partiler arasında milletvekili transferi sürerken kulisleri hareketlendirecek yeni bir iddia geldi.
Kamuoyunda eski TBMM Başkanı ve AK Parti Kurucu Üyesi Bülent Arınç'ın oğlu İstanbul Milletvekili Ahmet Mücahit Arınç'ın, İyi Parti'ye katılacağı konuşuldu.
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ise oğlu Ahmet Mücahit Arınç'ın AK Parti'den istifa edeceğine yönelik iddialara tepki gösterdi ve “Kimse bize Amentü okutmaya kalkmasın. Ben ömrünü ve siyasetini hep aynı çizgi üzerinde yaşamış ve yürütmüş bir insanım. Ve hayatım boyunca da bedeli her ne olursa olsun inandığım doğruları söylemekten ve inandığım istikamette yürümekten ve dahi yaşamaktan asla ailem ile birlikte vazgeçmedim, vazgeçmedik. Herkesin dengeler dediği süreçlerde bile benim tek denge noktam, doğru olan, hakkaniyetli olan ve adaletli olandı." dedi.
Sık sık partiyi ve özellikle Erdoğan’ın uygulamalarını eleştiren ve daha sonra unutulma sendromuna kapılıp sivri çıkışlarla bunu telafi eden bir psikolojiye sahip Arınç’ın bu sadakat seremonisine oğlu Mücahit Arınç da katılarak İyi Parti ve DEVA'ya geçmeyeceğini açıkladı. Sıkıntılar olduğunu belirten Mücahit Arınç, "Kimse iktidar partisinden kolay istifa etmez." dedi.
Mücahit Arınç’ın "Kimse iktidar partisinden kolay istifa etmez " anlamına gelen cümleleri , bizce babası Bülent Arınç’ın açıklamalarından daha gerçekçi ve daha sahih. Zira adam siyasete materyalist baktığını ve iktidar nimetlerinin kolay kolay bırakılamayacağını babası gibi lafı dolandırmadan direkt söylüyor.
Arınç’ın dava, samimiyet ve sadakat içerikli cümlelerindense, oğlunun istifa etmemesini iktidar nimetlerine bağlaması daha etik ve daha doğru bir yaklaşım olmuş.
Demek ki iktidar dedikleri sadece hesap sorulan, sigaya çekilen bir yapı ve mekanizma değilmiş. Aynı zamanda bal tutanın parmağını yaladığı bir yapı ve oluşummuş bir kez daha anladık.